Her şeyi kendine ait sanan insan,

kendisini de kendinin sanıyor ne ilginç.

Oysa bu âlem emanet…
Toprak, su, ağaç, balık…
Hepsi bir terbiye mektebi gibi dizilmiş önümüze.
Lakin biz, mülkü “mülküm” sanarak bozulduk.

İnsanın en büyük yanılgısı, benlik iddiasıyla yaratılmış olanı sahiplik zannıyla tüketmeye kalkmasıdır.

“Ben yaptım, ben kazandım, bu benim” diyerek kendinin olduğuna inanır.
Burada kendimize bir sormamız lazım; Hükmedemediğimiz nasıl bizim oluyor?
Yediği yemeği bile nasıl öğüttüğünden haberimiz yok.
Ne mideye, ne göze, ne uykuya hükmümüz geçmiyor.
Benim hayatım dediğimiz hayatı çalışıp mı kazandık?

Oysa arif, insana bakınca ne güzel yaratılmış diye yaratılış cihetiyle bakıyor,
toprağa bakınca “Bu da Rabbimin sanatı”, ağaca bakınca “Bu da O'nun zikriyle ayakta” diye hayran oluyor hayret ediyor, kuşun uçuşunda, balığın yüzüşünde Allah'ın Celalini, Cemal'ini seyrediyor.

Bugün nehirleri kurutan, ormanları yok eden de İsmine “insan” deyip, manasını unutan nefis.

Kendimize ilk olarak hatırlatmamız gereken hakikat.
Sen mülkün sahibi değilsin; mülk senin üzerinden geçici bir emanetle akmakta, fark et.

Toprağı kendi mülkü sanan, sonunda toprağın altına gireceğini unutuyor ne garip..

Ağaçla kendi arasında bağ kurmayan, gölgesizliğe mahkûm oluyor.
Biz hâlâ doğayı koruduğumuzu zannediyoruz.
Oysa korunması gereken, aslında bizim kalbimizdeki doğa ile bağımız…
Çünkü doğa Allah'ın esmalarının yeryüzündeki tecellisidir.
Kudret, Cemal, Rezzak, Rahman…
Ağaçta, suda, hayvanda…
Her biri bir Esma'nın tecellisidir.
Ve insan, bu tecellileri seyretsin,
kudret ayetlerini okusun,
ve iman etsin diye gönderildi.

Ama biz şahit olmayı,
hakikate secdeyi unuttuk.
Tüketmeye başladık.
Ve zannettik ki dünya bize ait.
Biz neyin sahibiyiz ki?

Ben ki kendi kalbimi bile kontrol edemem; hangi hakkımla Allah'ın yarattığı ağaça kuşa böceğe kastedeyim?
Bir karınca yaratılması için koca bir kainat lazımken, biri olmadan sistem olmuyorken, bir ağaçla neyi kaybettiğini kendini nasıl yaraladığını görse insan…

Yok etmeye çalışan ancak kendisi yok olur. Zira hiç kimse Allah'ın Esmalarını yok edemez.

İnsan, bu âlemde misafirdir.
Ve misafirin edebi, haddini bilmektir.
Bu yazı bir çevre bildirisi değil
bir nefs muhasebesidir.
Zira hakikatte mesele doğayı değil, kendimizi kurtarmaktır.
Çünkü doğayı tüketen de biziz,
anlamı kaybeden de.
Yok etmeye çalışarak yok olacak olan da…

YORUM YAP