Hiç kimse kötü düşünerek kendini iyi hissedemez.
Çünkü insan, neyi düşünürse, onu yaşar.
Hayat, düşündüğümüz kadar geniş, hissettiğimiz kadar da aydınlık ya da karanlık olabilir.
Zihnimizde taşıdığımız her düşünce, kalbimizde bir tohum gibi yeşerir ve gün gelir hayatımızda görünür olur.
Kötü düşünceler, ruhumuza düşen küçük gölgeler gibidir.
İyi düşünceler ise kalbin penceresinden içeri süzülen ışık gibi hayatımızı aydınlatır.
Hayat, zihnimizin frekansına göre şekillenir; neye inanır ve neyi beklersek, ona uygun tecrübeler bize gelir.
Düşüncelerimiz, sadece kafamızın içinde dolaşan kelimeler değil, hayatımızı çizen enerjilerdir.
Korku, kaygı ve şüphe ile dolu bir zihni beslediğimizde, bu enerjiler kendini dış dünyada gösterir.
Ama şükür, güven ve güzellik düşünürsek, hayatımıza o frekansta karşılık gelir.
İyi hissetmek, yalnızca “pozitif düşünmek” değil; her şeyin ardındaki aslında ilahî hikmeti görebilmek, olanı hayra yormak ve her hâli Rahman'dan bilmektir.
Bu bakış açısı, insana gerçek huzuru verir. Zira kötü düşünceler insanı nefse çekerken, iyi düşünceler Allah'a yaklaştırır, kalbi ferahlatır ve ruhu aydınlatır.
Her düşünce bir niyettir.
Ne düşündüğümüz,
kalbimize neyi yerleştirdiğimiz,
hayatımıza neyi çektiğimizi belirler.
İyi düşünmek, hayatımızı aydınlatır,
iyi hissetmek, ruhumuzu ferahlatır,
iyi yaşamak ise tüm yaşamımızı güzelleştirir.
Günlük telaşın, kaygının ve karamsarlığın arasında bile, zihnimizi ve kalbimizi fark ederek yönlendirmek mümkündür.
Bu, yaşamın içindeki en büyük güçtür;
çünkü düşüncelerimiz bizim pusulamızdır.
Nasıl düşünürsek öyle hissederiz
ve hayatımızı o yönde şekillendiririz.
O halde bak bakalım senin düşüncelerin,
iyi bir hayata mı götürüyor seni?
Eğer hayatından memnun değilsen,
yanlış düşünüyor olabilir misin?
Niyet:
Zihnimi güzelliklerle, kalbimi iyilikle doldurmaya, her düşüncemi rahmete ve şükre dönüştürmeye niyet ediyorum.






