Ferhan Tezcan

Kıyım mı, soykırım mı?

2004 yılıydı. Beşiktaş lige iddialı girmek istiyordu. Yıldırım Demirören takımın başında çok iddialı bir teknik direktör getirmek arzusundaydı. Birçok hocayla irtibat kurdular. Sonunda İspanya'ya kadar uzandılar. Real Madrid'in eski hocası Vincent Del Bosque'de karar kıldılar. Del Bosque daha önce Real Madrid'de futbol oynamış ve İspanya'nın en başarılı futbolcuları arasında gösterilmişti.

Del Bosque'nin Beşiktaş'a gelişi büyük yankı yaptı. Sadece Türkiye'de değil Avrupa'da da ''ses'' getirdi. Beşiktaş lige çok hızlı girmek istiyor ve şampiyonluğa ulaşmayı amaçlıyordu. Sadece şampiyonluğa mı, tabii ki değil. Del Bosque yönetimle konuşmuş ve Beşiktaş'ı Avrupa'nın en iyi takımlarından biri yapacağı konusunda söz vermişti.

Sadece destek istiyordu. Demirören desteği fazlasıyla alacağı ile ilgili Del Bosque'yi inandırmıştı.

Ama işler düşünüldüğü gibi gitmedi. 8. hafta sonunda Beşiktaş 6 puanla ligin taa dibine oturdu. Demirören ne yaptı Del Bosque'nin görevine son verdi. Yıldırım Demirören ve İspanyol hocanın son konuşması da çok hazindi. Del Bosque ''Sayın Demirören hani sabredecektiniz '' dediği zaman Demirören şu yanıtı verdi. ''Hocam kusura bakma''
Oysa Del Bosgue Real Madrid'in başına geçtiği zaman da aynı şeyler yaşanmıştı. İspanya liginde Real Madrid 18. sıraya düştüğü zaman başkan Florentino Perez ''sabır'' demişti. Sonra arada o yıl İspanya liginde liderliğe de yükselmesine rağmen Real Madrid ligi 3.bitirmiş ancak sezon biterken Şampiyonlar ligi kupasını Del Bosque ile kaldırmıştı. İşte futbol böyle bir olaydı. İstanbul'da ''vefası'' yoktu ama İspanya'da vardı.

ARAGONES'İN BAŞINA GELENLER
Fenerbahçe 'de Aziz Yılmaz kulübünü çok seviyor ve olağanüstü işler yapmak istiyordu. Luis Aragones İspanya'nın en gözde adamıydı. İspanyol milli takımını da çalıştıran Aragones Atletico Madrid'nin ''sembol'' ismiydi. Türkiye'nin Fenerbahçe'nin yolunu tutmuştu. Futbolu çok iyi biliyor, iyi hocalık yapıyordu. Fenerbahçe'nin Avrupa çapında bir kulüp ve takım olması için elinden ne geliyorsa esirgememişti. Barcelona kulübü ile çok özel bir anlaşması yapmış ve Aziz Yıldırım'dan da ''Hoca ne istiyorsan yap, biz arkandayız'' sözünü almıştı. Fenerbahçe'nin alt yapısından seçilmiş oyuncular İspanya'ya gidiyor, İspanyol takımı oyuncuları da İstanbul'a gelip '' futbol eğitmenliği '' yapıyorlardı. Genç takımlar hocaları da İspanya'ya gidiyor ve Barcelona alt yapısında çalışıyorlardı.
Düzen kurulmuş ve ''tıkır tıkır'' işlemeye başlamıştı ki, Aragones Fenerbahçe'den kovulunca, Barcelona kulübünde çalışan Türk hocalarda İspanya'dan aynı anda işlerine son verilip ülkeye döndüler. İspanyol ''vefası'' bir kez daha galip gelmiş, olan bizim hocalara olmuştu.
Türkiye ''vefasızlıkta'' bir kez daha ''ses'' getirmişti

HOCALAR SAPIR SAPIR DÖKÜLÜYOR
Türkiye Süper ligi başlayalı daha 2,5 ay oldu. Ligde Gaziantep'in başındaki Sumudica dışında 17 kulübün hocası Türk'tü. Yabancılar için ''sabır'' gösterilse bile Türk hocalar bundan nasibini almıyordu. 2019-2020 sezonu başlarken sözleşme yapılıp 4 saat sonra görevine son verilen İbrahim Üzülmez gibi hoca vardı. Bu belki de bir dünya rekoruydu. Kayseripor'un hocası Hikmet Karaman takımdan ayrılmış yerine gelen Samet Aybaba gibi çok deneyimli hoca futbolcular için şu sözleri söylemişti.
''Futbolcuların hiçbir hedefi ve inancı olmadığını gördüm. Yabancı oyuncular Palandöken'e gidip kayak yapıyorlar. Ben böyle bir lakaytlık yaşamadım ve ''kerhen'' antrenmana çıkıyorlar. Bir yere varamayacağımı anladım ve istifa ettim''
Yukatel Denizlispor da ligde iyi durumda iken hocası Yücel İldiz'den hemen ayrılmıştı. Ankaragücü 'de iki hoca değiştirmişti. Göztepe lige iddialı girmiş ancak 4-1 yenildiği Kasımpaşa maçından sonra başkan Mehmet Sepil'in ağır konuşmasından sonra Tamer Tuna 'da kendini' sokağa '' atmıştı. Gençlerbirliği'de hocası Mustafa Kaplan'dan yollarını ayırmıştı.
Yolda başkaları da vardı. Bir iki yenilgi aldın mı hoca kulüpten ayrılıyordu. Ama hepsi amatör olan yöneticiler yerinde kalıyordu. Bir '' kısır'' döngü Türk futbolunun başını yiyordu. Buna bir kıyımdan çok '' soykırım'' demek daha doğru olurdu.

YORUM YAP