Galatasaray’ın yeni “Uğur”u

Hani futbolda çok bilindik bir söz vardır. ''Atanında -tutanında'' iyi olacak. İşte atanı da tutanı da çok kaliteli yapmak her takımın işi olmaz. Ya tutanın iyi olur ya atanın. İkisinin denk gelmesi her zaman rastlanmaz.
Galatasaray onlarca yıldır bu sistemi iyi kuran bir takım olmuştur. Mesela kalede 1960'lı yıllarda Turgay Şeren yer alırken, forvetin yıldızı da Metin Oktay olmuştur.
Kalede Sımoviç varken santrafor Tanju Çolak'dır.
Kalede Mondragon varken forvet Hakan'dır.
Kalede Taffarel varken Jardel ortaya çıkar.
Kalede Muslera varken kimler gelmez ki. Ümit Karanlar-Drogbalar-Schneıderler-Gomes'ler-Icardıler-Osimhenler.
Daha neler neler.
Atanı da tutanı da en iyi yapmak sanki Galatasaray'a mahsus bir şeydir. Daha doğrusu artık bu konu Galatasaray'dan diğer kulüplere de ''sırayet'' etmiştir. Bugün Beşiktaş'ın da Fenerbahçe'nin de hem kalecileri iyi hem de forvetleri iyi.
Zaten ikisini de tutturamazsan şampiyonluk kaçıyor. Başarı gelmiyor.
Galatasaray'da geçen sezon sonu Muslera tam 14 yıl sonra kaleye veda etti. Galatasaray uzun süre kaleci arar gibi gözüktü ama bu doğru değil. Bana göre transfer işinden iki kulübün de haberi vardı. Transferin son gününü beklediler ve iyi bir transfer ücretiyle konuyu kapattılar.
Galatasaray Ederson diyerek kamuoyunu oyaladı. Gözlerin başka yere dönmesini sağladı.
Trabzon'dan bir oyuncu hele hele Uğurcan gibi takım kaptanını transfer etmek kolay iş değildir. Hele hele almak isteyen Fenerbahçe olursa o hiç mümkün değildir. Çünkü Trabzon'da Fenerbahçe'ye karşı büyük bir antipati vardır. Bu senelerdir böyledir. Değişmez.
Bana göre işin başlangıcı Fenerbahçe hocası Otto Bariç'in kendisini ''başıma taş geldi'' deyip yere atmasıdır. Bu 30 sene önceki olayı hiçbir Trabzonlu unutmaz. Unutacağa da benzemez.
Uğurcan önümüzdeki hafta Galatasaray kalesine geçecek.
Türkiye'nin bir numaralı kalecisi olduğu için herkes kendisine saygı duyacak.
Hem de fazlası ile
Hoşcakalın