Adil Sirkecioğlu

Halk dalkavukları ipini çekti, ak parti ipten aldı!


Bildiğiniz üzere rahmet okutulduğundan bu yana yazmıyordum. Kısa bir süre ara vermeyi düşünmüştüm ama epey uzun olduğunu fark ettim. Tekrar yazmaya başlamamda dostlarımın ısrarından daha fazla kızdırdıklarımın beklentisi etkili oldu. Üç aya yaklaşan boşlukta yazılarımı dişlerini gıcırdatarak okuyanların üzüntülerine pek anlam veremesem de; aranır ve beklenir olmak hoşuma gitmedi desem yalan olur. Pasınızı silmeye, rahmet okutma sayısını çoğaltmaya başlıyoruz efendim. Buyurun bakalım…

6 Mart 2015 Cuma günü gerçekleştirilen Mart ayı ikinci meclis toplantısı, bu güne kadar takip ettiklerim içinde en ilginç olanıydı. İlginç dediğim için kibarlaştığımı düşünmenizi istemem. En garip, tuhaf ve ilklerin meclisi olduğunu yazabilirim. Yakışan sıfatları sıralamaya devam edersem, yüce meclisimizin manevi şahsiyetine hakaretten yargılanabilirim. O yüzden yazı bittikten sonra eklenebilecekleri siz değerli okuyucularımın hayal dünyasına bırakıyorum.

Meclisimiz üç AK Partili, bir CHP’li üyenin izinli sayılmasına oy birliğiyle karar verilip, "Çoğunluğumuz vardır” denilerek açıldı. Hürhaber’de haber olarak objektif bir şekilde detaylarına kadar verildi, verilmeye devam ediyor. Sonuçları itibariyle daha da devam edecek gibi gözüküyor. Siyasetle ilgili olmayanların sıradan bir haber olarak göz attıkları gelişmenin çok şeylere gebe olabileceğini bilmeniz gerekiyor. Ortaköy’deki arsa satışı konusunda haklıyı bulmak gibi bir niyet içinde değilim. O konudaki tartışmaları yüce meclisimizin değerli şahsiyetlerinin fazlasıyla yapacaklarına eminim. Ben siyasi yoruma girmek istiyorum. Dolayısıyla iki taraflı değerlendirmeyi benim kalemimden okumak, farklı aydınlanmanızı sağlayacaktır.

Cuma akşamı yapılan AK Parti Danışma Meclisine aldığım davete icabet ettim. Düşünenlere, davet edenlere teşekkür ederim. Daha öncekilerdeki konuşmalarım bir işe yaramadığı için bu sefer kendimi bağlayıcı ve tövbeli gittim. Kendime verdiğim sözü tutabildiğim için ne kadar gurur duysam azdır. Bir köşeye çekilip bütün konuşmaları sessiz ve sakin bir şekilde bana yakışan olgunlukla izledim. Yanıma oturan Kutlu meclis üyemizin haricinde farkına bile varılmadığını düşünüyorum.

Rıfat Kutlu’nun mecliste olan gelişmeler üzerine yaptığı bütün tahrik ve teşviklere rağmen Şişman’ın konu ile ilgili şovunu ibretle izledim. AK Parti gurubu sözüme alınganlık gösteren Kutlu beni anlamak ve anlamaya çalışmaktan çok uzaktı. "Biz gurup olarak görevimizi yaptık” derken,  gurupçuluk yaptığını fark etmediği gibi, Adil Abi’sini bu güne kadar tanımadığını anlamış oldum. Değerli kardeşim Kutlu, Adil Abi’nin kendi yanlışını ve hatasını bile dile getirmekten çekinmeyen bir yapıda olduğunu anlasaydın; belediyeyi kazanmış olurduk. Başkalarının hatalarından siyasi ikbal beklemek gibi bir niyetim hiç olmadı, inşallah sizlerin de olmaz!

AK Parti meclis grubunun durumu aklıselim bir şekilde değerlendirilmiş olsa ben bu yazıyı yazmazdım. Yazmama gerek kalmazdı. Ama şimdi halka açık olan meclis toplantısında yaşananları satırlara dökmekte sakınca görmüyorum.

CHP gurubu bir yıl önce yaşanan bölünmüşlüğü devam ettirmekte hiçbir sakınca görmüyor. Gurup olmaktansa guruplar olmayı demokrasinin göstergesi kabul etmek çok zor. Haklı gerekçeler bulundukça başkana sopa göstermek Silivri’yi Şişli haline getirmekten başka bir işe yaramaz. Işıklar’ın AK Partili meclis üyelerine gösterdiği hoş görüyü, kendi meclis üyelerinden sakınması abes ve anlamsız. Meclisten önce yapılacak yarım saatlik konuşma tehdit, şantaj ve çirkinlik göstergesi tiyatroyu engelleyebilirdi. Ortaköy’deki arsa satışı duygusallığıyla yapılacak ön seçimle ilgili gözdağı verme, müdahil olma mesajı iletme niyeti garip ötesi bir durum. Bütün bu davranışların karşılığı "Halk dalkavukluğu” yakıştırması olmamalıydı. Siyaset yapan herkes biraz halk dalkavuğu olmak zorunda. Bkz. Özcan IŞIKLAR.

Bir yıl önce destan yazarak seçim kazanmış Işıklar’ın, bir yıl dolmadan tükenmişlik sergilemesi büyük tehlike. Hem kendisi, hem de Silivri için. Son mecliste açılmadı sanılan delik, tedbir alınmazsa daha büyüyecektir. AK Parti karşıtı olduklarına şüphe edilmeyecek insanların, AK Parti ile birlikte hareket etmelerinde çok haklı gerekçeleri olmalı!? Ömer ile Cem arasına sıkışmış ve bunalmış Işıklar’ın kendini toplaması, hissetmesi, hissettirmesi gerekiyor. Çok kızar da bana dönerse şaşırmam.

Halk dalkavukluğuyla suçlananlar ret oyuna kalkan elleriyle Işıklar’ın ipini çektiler ama AK Parti’nin izinli kabul edilen meclis üyeleri ipten aldılar. Şu ana kadar tatmin edici bir açıklama yapılmadığına göre tam bir aymazlık söz konusu. Işıklar’ın stepnesi durumuna düşen meclis üyelerinden ikisinin beraber hareket ettiğim arkadaşlar olması benim için ayrı bir üzüntü kaynağı. CHP ve meclis gurubu dönem sonuna kadar böyle bir fırsatı bir daha verir mi bilemem. Fırsat kaçtı diyemem ama tekrarı halinde tüm AK Partililer olarak yuh size diyeceğimizin bilinmesini isterim.

Arkadaşlarımın acizliğinden, eksikliğinden, siyasi yükseliş bekleyenler; bu konuyu istismar etmek, yaklaşan seçimlerde ilçe yönetimini provoke ederek zor durumda bırakma niyeti sergileyecektir deyip kesiyorum. Belki bu konuya devam edebiliriz. Bu gün daha fazla sıkıcı olmak istemiyorum.

***

Üç bayan ilçe başkanıyla Silivri’nin ilk olduğunu düşünüyorum. Hayırlı olsun. Siyasetin daha yumuşak ve nezaketli olması beklenirken, kabalaşması ve sertleşmesi ters zamana denk geldi. Bu hızla gidersek ilçe başkanları ve milletvekilliğinden sonra belediye başkanımızın da bayan olmasına şaşırmayacağım.

Dalkavuk kalın, görevini yapmayan kalmayın.

YORUM YAP