Akacak kan damarda durmaz...

Ne kadar güzel, hayatımızı ve yaşadıklarımızı anlatan, bir sözdür; "Akacak kan damarda durmaz!”
Bir de "İnsanın kendi kendine yaptığını, ordu gelse yapamaz!” lafı var…
"On defa düşünüp bir defa söylemek gerek” şeklindeki deyimi de hatırlatmakta fayda görüyorum… "Kime, ne için?” diye sormayın… Susmanın, konuşmaktan zor olduğu zamanlardan biri ama her söylenenin hem bir karşılığı hem de bir anlamı olmalı…
Sizin korumak amacıyla yapmadıklarınızın birinin bir gün gelip yaptığıyla anlam ve değer kazanması da çok garip…
Söylenen ve geri çekilen ifadeler…
Kırılanları toplamak yerine, ufalamak…
Herkesin hayatı ve yaptıkları ile ilgili tercih hakkı var tabi. Sonuçlarına katlanmayı göze aldıktan sonra herkes dilediğini yapabilir.
CHP’nin içinde Anya’dan vurup Konya’dan patlak veren Selami Değirmenci ve Özcan Işıklar çekişmesi… Mahkeme ve disipline verilme iddialarının havada uçuştuğu ortam tam da seçim arifesinde en çok ihtiyaç duyulan şeydi ne dersiniz!?
AK Parti’deki çatlağa bakamıyoruz şu an CHP’de kabak orta yerinden yarıldı çünkü!
Hoşgörüsüzlük, anlayışsızlık krizi! Tüm rezervler tükendi anlaşılan!
"AK Parti, fırsatı değerlendiremedi” diye üzülenler, insaf edin! AK Partililer açısından demiyorum CHP bakımından… Bu günlerde hakim ve belirleyici olan yaklaşım ve de zihniyetle CHP Silivri için 4 sene çok zor geçer. Ve 5. Yılın sonunda 3. Işıklar döneminin üzerine bir bardak soğuk su içer, AK Parti’nin yeni başkanını tebrik kuyruğuna gireriz. Bazen hiç bir şey yapmamak da çok büyük bir şey yapmışsınız gibi neticeler!
Işıklar ve Değirmenci arasındaki kişisel husumet (aslında siyasi rekabet) onların şahsi sorunu. CHP’li kimlikleri ile her ikisinin de (şu andaki konumları belediye başkanı ve milletvekili aday adayı olarak) sorumlulukları var. İkisinin de öncede de bunu unuttuğu zamanlar oldu. Değirmenci sadece kendine değil partisine de kaybettiren oldu! Işıklar en azından henüz o noktaya kendini getirmedi. Ama bu kadar kararlı giderse sonunu merak etmesine gerek kalmaz Değirmenci’ye bakması yeterli olur. Partiye karşı işlenen suçlar ve hataların telafisi çoğu zaman mümkün olmuyor.
Işıklar’ın, meclis üyeleri ile yaşadığı sorunun temelinde Değirmenci yoktu, özellikle son patlak veren olayda. Ünal Doğrul’la bir süre önce yakılan limanlara Çeşmecioğlu ile yakılan gemiler eklendi. Üvey evlat muamelesinden sıkılanlar arasında dayanışmaya, Değirmenci çimentosu eklendi. Ve Işıklar tam duvara toslayacak derken, olağan üstü bir manevrayla sıyırdı ama yüklendiği hızın neticesinde kontrolü kaybedip yoldan çıktı.
Çok daha saçma durumlardan kendini çıkarttı ama o zaman hatasını anlama alçakgönüllülüğü ve toparlama gücü vardı. Şimdi yeniden başarır mı? Zaman gösterecek.
Çok fazla Özcan Işıklar oldu… Silivri’nin Belediye Başkanı, CHP’nin adayı olarak seçildiğini daha çok hatırlayıp şahsi egolarını, hazımsızlıklarını yenmeli… Tabi önce durumunu, hatasını kabul etmeli! Büyük şahsiyetlerin hataları da daha büyük oluyor malesef!
Hiçbir hata tek taraflı değil… CHP Grubu ve Belediye Başkanı arasında gelinen noktada da kuşkusuz emek ve katkıları bulunan diğer kişiler de kendini biliyor. Şimdi özellikle CHP cephesindeki herkesin öfke ve inadından sıyrılıp asli görev ile sorumluluklarını hatırlaması lazım. Çok güzel kavga edebildiğinizi hatırlattınız, teşekkürler!
Aslında CHP’nin çiçeği burnunda ilçe başkanına sağlam görev düşüyor! Kaderi Demiral’ınkine benziyor derken bu kadarını itiraf ediyorum aklımın ucundan bile geçirmedim. Ama bu konuda da Işıklar, ilçe başkanını yormaz eksik bıraktığı adalet ve yanlış yaptıklarını telafi eder, birlik ve bütünlük içinde sorumluluklarını yerine getiren bir grubun mimarı olabildiğini kanıtlar diliyorum Silivri’ye ve partisine… Çok mu iyimserim ne!?

YORUM YAP