Yıldırım İkinci

Bugün 10 Kasım…

Türk milletinin mateme boğulduğu 09:05'te hayatın durduğu 1938 yılının sabah saatlerinde güneşin bile ağlamak isteyeceği bir lideri Dolmabahçe Sarayında sonsuzluğa yolcu ettiğimiz gündür bugün. 

Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatmaya aslında kelimeler, cümleler kifayetsiz kalır. 

Cumhuriyet'imizin kurucusu Türk askeri, devlet adamı, başkomutanı bu anlamlı günde kaleme almak ve O'nu hafızalarımıza tekrar tekrar nüksetmek için yazmak istedim. 

Evet, yıl 1881 Selanik'ten Türk milletine bir güneş doğacağını nerden bilirdik ki… O güneş ki devrimleri, azmi, başarılarıyla bir dünya lideri olacağını, kolu-kanadı kesilmiş Türk milletini şaha kaldıracağını kim bilebilirdi…

Çanakkale'ye gittiyseniz eğer boğazın kıyısında O'nun sözü vardır, "Çanakkale geçilmez" yazar, oradaki ziyaretlerimiz sırasında hele de rehber eşliğinde anlatımı dinlerseniz Atatürk'ü daha iyi anlarsınız.

Hatta küçük bir özet paragrafıyla yaşananı anlatayım, rehberimiz o kadar güzel bir anlatım sundu ki tüylerimiz diken diken oldu. 

Savaşın sonunda Seyit Onbaşı'ya 218 kg'lık topu nasıl kaldırdığını sorması ve Seyit Onbaşı'nın o anki ilahi güce yanıtsız kalması; bunlar bir ulusun bir liderin ne kadar yüce olduğunun belirtisi değil de nedir.

Geldikleri gibi giderler sözünü boşa çıkarmayan bir devlet adamından söz ediyoruz.

Çağdaş ve uygarlık düzeyine çıkarmak amacıyla bir dizi devrimlere imza atmış olması ulusuna verdiği değeri göstermektedir.

Kitap okumayı sevmesi, dans etmesi, hele hele muhteşem Zeybek oyunu O'nun ne kadar sosyal ve modern yapıda olduğunun kanıtıdır. 

Bazen düşünüyorum da 1000 yıllık bir geçmişi olan bu aziz milletin her daim Allah yar ve yardımcısı olmuş, bu milletin varoluşuna muktedir olmuştur. Osmanlı'dan Cumhuriyet 'e son lider Atatürk'e kadar. 

İsminin her bir kelimesi anlam yüklü Mustafa babasından, Kemal öğretmeninden, Atatürk milletinden gelen sonsuzluğun adı olan büyük Türk lider.

2 yıl önce Karadeniz seyahatimde Samsun'u da gördüm tarihi Bandırma vapurunun kopyasını Ulu Önderin kıymetli eşyalarını, hatta ayakkabı numarasının 41 olduğunu bu seyahatim sırasında özenerek, görerek öğrendim, hâlâ şık ve zarif muhafaza altında gerçekten metro bir insanmış, o zamanlar bile asaleti temsil eden havası Vatan'a olan aşk, sana olan sevda hiç solmasın diyorum. 

Conk bayırında seni şehit edemeyenler senin önderliğini, Yaradan'ın yüceliğini hesaba katmadılar.

"Beni görmek demek yüzümü görmek değildir, benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir" der Ulu Önder bizlerde millet olarak bu mukaddes toprakları kazandıranları minnet ve şükranla sonsuza dek anmalıyız, yüreğimizde var etmeliyiz.

Aradan geçen 82 yıl ve yine bir 10.Kasım sabahı ve aynı saatteyiz, millet olarak hüznün, göz yaşlarımızın aktığı, her zaman gururla göndere çektiğimiz şanlı bayrağımızın yarıya indiği, seni unutursam unutturursam kanım kurusun dediğimiz gündür bugün.

Hani ilkokul yıllarımızda müsamerelerde söylediğimiz gibi "Atatürk ölmedin yüreğimde yaşıyor" korosunu zihnimizde canlandıralım ve hep bir ağızdan yürekten söyleyelim.

Seni yaşatmak için önce seni anlamak gerek ve bizler seni anlayan evlatlar-nesiller büyütmenin erdemine varmalıyız. 

Her vatansever Türk evladı gibi naaşın önünde eğiliyor, seni sonsuzluğumuza gömerek sevgi-saygı ve bağlılığımı sunuyorum. 

Bu memleket sevdası şimdi bizlerin yüreklerinde ATA'm.

Başkentim Ankara'da yatan güneşe selam olsun, huzur içinde yat ULU ÖNDER.

YORUM YAP