Yıldırım İkinci

Kuzeyin oğlu Volkan Konak anısına

SİTE_3
Hüzünlüyüm bu akşam ben sanki sarhoşum adam akıllı, hasretim senin sesine duymak ne zor değil mi, eller yorgun gözler yorgun, gönül yorgun olmuşsa kelimeler kifayetsiz kalmışsa sana ne yazılır, seni ne anlatır yazmak zor bilemedim.
Volkan, “Sen kâğıt ol ben de kalem yaz beni yârim yârim” diyen dizelerin aklımın ucundan geçtikçe seni paylaşmayı ve anlatmayı kendime görev gibi saydım.
Çok uzun zaman oldu yaklaşık 30 yıl gibi, ailecek ve sülalecek çok sevdik, tanıdıkça daha fazla mutlu olduk, yaşattıkların ile gurur duyduk yani seni tanıyor olmak güzeldi.
Her söylediğin şarkı, ezgiler, anlam yüklü sözlerin inan ki sevenlerinin kalbinde nakşedilmiş olarak kalacağından eminim.
Sevgiye, sevgiliye her türlü sevdaya olan sonsuz dağarcığının bol olduğu, insanlara verebileceğin en içten armağan oldu. Yüreğine sağlık yiğidim.
Ceviz ağacının gölgesinde kabrin nur ile dolu olsun.
Sanki gideceğini bilirmiş gibi söylediğin (Mimoza çiçeğim) bahar ayının müjdecisi olduğu kadar senin gidişinin tüm sevenlerine habercisi gibiydi. Seni seven nemli gözler daima kabrini şiirler ile anacaktır.
Sevgiye ama sevginin her türüne akla gelebilecek en güzel şeylerin sende vücut bulmuş olması Tanrı'nın lütfü olsa gerek, insan bunu kendine örnek almalı kanısındayım.
Karadeniz'in hırçın dalgaları gibi coşkun olan bu adamın sevgisi tüm sanki saatleri durdurdu.
O gece yürekler çaresiz, omuzlarda bir umutsuzluk demek ki yaradan sevmişse erken yaşını neylersin dünyanın nimetini, hani derler ya “savaşçı cenk meydanında ölür”, sen de o misal emeğini verdiğin, tozunu yuttuğun sahnede son sözlerini yine sevdaya dair söyledin ve gittin.
Birini buluyorsun da birbirini bulmak çok az insana nasip oluyor ya o da vakitsiz ayrılıyor birbirinden, hayatta kalanında en büyük sınavı bu oluyor sanırım.
Bu sana Volkan, kabrine naçizane armağan olsun.
" Yer, gök, su, kuş ve çiçek o donuk güzellikler orada her şey sen demek,o kadar sana benzer ki buradan uzak uzaklarda yaşamak, sevmek ve ölmek için açılıp denizlere bir gün gitsek mi dersin sana benzeyen yere " bu mısralar enişteden sana armağan olsun.
Kuzeyin oğlu
Bir gidiş bu kadar mı yakışır insana ancak bilinmeli ki efsaneler ölmez yaşatılır.
Sen de aşka, sevdaya, bayrağa, vatan aşkına, Atatürk sevdana her zaman ışık olarak kalacaksın.
"Ah gençliğim ah" diyerek uzaklara dalıp dalıp senin ezgilerinle, türkülerin ile tekrar tutunacağız fâni dünyaya…
İnsanın gönlünde taht kurmak bir lütuf olsa gerek, yaşadın yaşattın kabrin gecelerin karanlığında ışıklar içinde olsun yiğidim.
Yazdıklarım kardeşinden armağandır ve gönül bahçesinde her zaman seni anacaktır.
Öyle bir rüzgardı ki esip geçti demesinler, gönüllerde izi kaldı desinler isterim.
"Vallahi o kadar güzelsin ki sevdiceğim
O mavi buğulu gözlerine vurulmuşum
Lakin aramızda dağlar, yollar, denizler gurbet var
Kuzeyin oğlu dediler bana
Aşkımı ağıtları mı anlatayım diye sevdiğime
Naçar kaldı yüreğim seni görünce
Kaderim dedim seni koluma, kalbime, koynuma aldım
O kadar mesudum ki, niye sana doymadan öleyim
Aşkına hasret, gözlerine hasret, dudaklarına hasret gitmem gidemem
Kuzeyin oğlu dediler bana insanlığa sevgiyi anlatayım diye"
Ömür dediğin nedir ki be gardaş bir bakmışsın sabah, bir bakmışsın akşam eller toprak, yürek toprak olmadan göçüp gitmekten değil de unutulmaktan korkmalı insan, akıp giden bazen beyhude zamanlar daima sevdiklerimizle sonsuzluk olsun.
Çok şey anlattın hayata dair, seni sende anlayanlar bilir.
Sesinin yankısı daima sonsuzluğun ufkunda sevginin rengiyle kanatlanacak, toprak seni bağrına bastı ve o ceviz ağacının gölgesinde melodilerin rüzgar eşliğinde uzaklara senden selâm gönderecekler.
Huzur içinde uyu kalbi güzel insan
"Gurikaite Cuma" (Hoşça kal kardeş)
Aksaçlıdan, Volkan Konak anısına armağandır.

YORUM YAP