Adil Sirkecioğlu

SEÇİM ZAMANI - 6 Haziran 2015

Bu sene sağlıklı ve düzenli yazamadığım için çok özür diliyorum. Mart ayında üç, Nisan’da bir yazıyla Haziran’ı bulmuşuz. Kendimi tembel ve yaramaz öğrenci gibi hissetmeye başladım. Okuyucuların, dostların, hatta düşman diyemesem de karşıt düşüncede olanların sitemlerine, patronun baskılarına kahramanca direndim yazmadım. Bekledim ki hata ve yanlış olarak gördüğüm konular belki kendiliğinden düzelir veya telafi edilir. Ne gezer? Yazmamam, ayakaltında dolaşmamam, hatta gölge etmememden büyük bir memnuniyet duyan etkili ve yetkili dar bir kesimin varlığı kendini fazlasıyla hissettiriyor.
Bir zamanlar dalga geçtiğim Özcan Işıklar sözü "İçinde emek olan başarısızlık” Aralık sonundan beri sığındığım bir liman oldu. Sıradan başarının yıkıcılığını seyrediyor olmak azap verici ama başarısızlık tercihimden memnunum. Işıklar’ın öngörüsünün benden kuvvetli olduğunu kabullenmek zorundayım. Hele de Silivri çıkışı hastane hizasında yapılan üst geçidi gördükten sonra. Silivri girişine yapılan alemet-i farika karayollarına bile ilham kaynağı oldu. Giriş ve çıkıştaki Silivri’yi damgalayan eserlerle gurur duymalıyız. Yine de Silivri yoğurdunu simgelediğini anlatmakta çok zorlanacağız çok!
Hiçbir seçim döneminde bu kadar pasif kalmamıştım. O nedenle bu yazımın pasifliğime halel getirmesini istemiyorum. Garip, acayip ve eğlenceli bir seçim süreci geçirdiğimizi belirtmeliyim. Esası bıraktık, teferruata boğulduk. "Kim ne veriyorsa beş fazlası” vaadinde bulunan eski seçimlere geri döndük.
Matematikle iktidar olunmayacağını anlayanlar beraber yürüme teklifi getirdiler.
Sandığa tıpış tıpış gidecekler noktasından, sandığa giderken CHP muhalifi arkadaşınızla beraber gidin ricasına gelmek büyük gelişme. Muhalif olanın CHP’liyi caydırma ihtimali daha yüksek. Eski sevgiliden oy isteme düşüncesi ilginç gelebilir ama aile facialarına ve de barajda boğulmaya yol açabilir.
AK Parti yapacaklarını anlatmaktan ziyade çift koldan saldırarak karşıtlarına güç verdi. Geçen seçimlerdeki "bi’ daha bi’ daha” coşkusuna yaklaşabilen propaganda görülmedi.
Bence memleketimin kaderini etkileyecek "dünya beşten büyük” sözü ve iddiası söyleyenlerce de, muhaliflerce de dikkate bile alınmadı. Halbuki başımıza örülmeye çalışılan çorapların temel sebebinin bu korku olduğunu düşünüyorum. Hayati bir zamanda yapılan seçimin tartışılan konuları dünya meseleleri olmalıydı ama biz tamamen dünyadan kopuk bir dönem geçiriyoruz. Emekli maaşı ve asgari ücretin tartışılmaz olduğu zamanları görebilirsek, belki lider ülke olabileceğiz.
CHP Uzanvari seçim kampanyasıyla ne kadar gurur duydu kestiremedim. Döner ekmekte dağıtılsa şaşırmazdım. Cem Uzan’a yüzde yedi civarı kazandıran, CHP’ye sıçrama yaptırabilir mi, şüpheli. Kendini yüzde 30-35 aralığına hapsetmiş Kılıçdaroğlu yeterli görmüş olmalı. "Oy verin gitsinler” sözünün fazla karşılık bulacağından şüpheliyim. Onun yerine "Oy verin gidelim” deme olgunluğu, mütevaziliği gösterebilseler Türkiye’de siyaset tarihi yeniden yazılırdı.
İstemesem de istemediğim konulara dalıyorum. Bu yazıdan sonra ikinci bir yazı kaleme alacağım ve gazeteye teslim edeceğim. İkinci yazım kısmetse 8 Haziran’da yayınlanacak. Seçimden önce okuyup birilerinin morali bozulsun istemedim. İlgili olduklarını düşünenler merak ediyorlarsa gazetemin patronundan temin edebilirler. Yayınlama baskısının ters tepeceğinden eminim, sizin de bilmenizde fayda var.
Vatandaşlık görevim olduğu için ikaz ediyorum. Sandık görevlileri elektrik kesilirse sandığın üstüne oturun direktifini dikkate almayın. Herkes oturmaya kalkarsa ortada sandık kalmaz!
Son olarak Silivri İlçe Seçim Kuruluna teslim edilen AK Parti ve CHP sandık kurulu üyelerinin yarısının HDP’ye oy vereceğini belirtmem gerekiyor. Bu nedenle çoğu sandıkta üç HDP’li üyeye karşı bir MHP’li görev yapacak demektir. İlgililerin dikkatine sunuyor, seçimin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Oyunuzu kullanın; sandıksız, seçimsiz kalmayın.

YORUM YAP