Adil Sirkecioğlu

Vefa İftarıyla Ak Partiye Vefasızlık!


Zorlanacağım bir konuda, kolay yazma mecburiyetindeyim. 
Karar vermeden önce kendimi teste tabi tuttum. CHP İlçe Örgütünün vereceği iftar yemeği masrafları belediyeden karşılansa veya kazandıkları üç büyükşehir belediyesinden biri, kaybettikleri ilçede teşkilat iftarını programına yazsa ne düşünür, ne yapardım? Cevabını benden önce verdiğinize eminim. Duymasam da hiç birini abartılı bulmadığımı belirtmeliyim. Benim cevabım; dilimin de, kalemimin de kemiği olmazdı. 
Bahsettiğim durum; mensubu olduğum Ak Parti tarafınca yapıldığında görmezden gelmek, umursamamak, savunmaya çalışmak benim tarzım değil. Mübarek günlerde haksızlık karşısında susmanın, dilsiz şeytanlık olduğunu daha fazla idrak etmek zorundayım. Tersi bir yaklaşım benim adıma da, içinde adalet olan Ak Parti’ye de hakaret olur.
Geçmiş dönemde bir tarafın basın toplantısı bitmeden, diğerinin yıldırım basın toplantılarının şaşkınlığını yaşardık. Dişli – Kılıçdaroğlu tartışmasında Karakaş’ın canlı yayına bağlanabilme başarısıyla gurur duyduk. Bu günkü suçlamalar karşısında kamuoyunu rahatlatacak, tatmin edecek bir açıklama hala yok. Yazacağım bilindiği halde, son ana kadar beklememe rağmen bana da bir açıklama yok. “Yufka yürekli Sevginar’ı bile inandıramadım, bunu hiç ikna edemem.” Düşüncesi suskunluğa neden olabilir. Sukut, ikrardan gelir desem kabul edilmeyecektir. O halde sessiz kalıp, unutturmaya çalışarak, en az hasarla atlatma yolu seçilmiş gözüküyor.
Kendime çuvaldız batırmadan önce karşı tarafı iğnelemeden geçmeyeceğim. Suiistimalin belgesini kamuoyuyla paylaşmaları çok yerinde. Bunu yaparken “Bizim bu tür iftar yemeklerini yanlış bulduğumuz söylenemez. İmkanlarımız olsa da keşke biz de yapsak ” sözleriyle ajitasyon tercih etmeleri yakışmamış. Festivale, kaymakamı ve tüm meclis üyelerini götürdükleri yurt dışı gezilerine imkân var, iftara yok. Yok diye diye yok olmak kaderleri olacak. Hâlbuki “Bizim laiklik anlayışımızda iftar yok” demek daha inandırıcı olurdu. İçlerinde bir kesim iftara, Ramazana, duaya, Kızılay’a körü körüne karşı. Onları kaybetmek, küstürmek istemiyorlar. İftar vermek isteseler meclis üyelerinin çoğunluğu kendi ceplerinden karşılamaya hazırlar. Öyle şeylerden uzak durun diyen bir – iki kişinin baskı ve zorlaması sıkıntı veriyor.
Geçelim vefa iftarına. Danışma Kurulu birinci sıra üyesi olarak davetiyem üzerinde ev adresim olmasına rağmen, işyerime ulaştırılmıştı. Kapakta İl Başkanlığının logosu ve üç çocuğun omuz omuza vermiş resmiyle, “Yediğimiz bir, içtiğimiz bir, yolumuz bir, yüreğimiz bir…” sözleri var. İçeride İlçe Başkanı Metin Karakaş imzasıyla davet cümlesi yer alıyor. İstanbul İl Başkanlığıyla, Silivri İlçe Başkanlığının ortak organizesi hissini veriyor. Hayırsever temini kısmını il üstlenmiş olabilir! Davetiyelerin de ilden geldiğini düşündürecek ciddi ipuçları var. Danışma Kurulu olarak, bana danışılmadı. Yönetim Kurulu kararı yok, haberi de yok. Bütün gelişmeler Karakaş’ın bilgisi ve kontrolü altında!
Üçyüz kişilik sokak iftarlarına hiç kimsenin itirazı yok. Keşke bin beş yüz kişilik vefa iftarı yerine, beş iftar daha fazla yapılabilseydi. Zaten ilden vefa gösteren tek bir üye vardı. Hüseyin Turan’ı da sayarsak iki. İl mi Silivri’ye vefa göstermedi? Silivri ili vefaya layık görmedi? Anlayabilmiş değilim. Kimseler de anlamadı…
“İBB’ye teşkilat yemeğini verdirip bunu ilçe belediyesine belgeleyecek kadar saf mıyız?” yaklaşımı; resmi yazıya tosladığı gibi dinleyenlere öğrencilik yıllarında yaptıkları hataları hatırlatıyor. Tanıyan herkes Karakaş’ın saflığından değil, cin gibi olduğundan bahseder. Bildiğimiz Karakaş kendi hatasını kapatabilmek için İl Teşkilatının veya İBB Destek Hizmetleri Daire Başkanlığının saflık yaptığını ima ederek zekâsını göstermiş oluyor; “Ben böyle saflık yapmam. Yapsa yapsa bunlar yapar” demeye getiriyor. Mübarek Ramazan günü yalan söylemekle, hatayı telafi etme ikileminde yaman bir bocalama yaşıyor. Allah yardımcısı olsun.
İftardaki konuşmasını yetersiz bulduğumu daha önce yazmıştım. Perde arkasını bilmediğimden, mevcudiyetime yormuştum. Kendimi fazla abartmışım. Karakaş’ın kafası olmadık işlerle fazla meşgul. İnsanın kılavuzu ve rehberi il başkanının soytarısı olursa daha fazlasını beklememek lazım. Dinlerken benimle aynı masada iftar yapanların oyunun evet olduğunu düşündüm. Karakaş’ın kendi masasındakiler için aynı kefaleti verebileceğini sanmıyorum. Bütün salonun bildiğini o bilmez mi? Bilir, bilince de bocalaması ve karışıklık yaşaması normal karşılanmalı.
Vefa adına hepimiz Ak Parti’ye vefasızlık yapmış duruma düştük, düşürüldük. Nasıl yapar bilmiyorum ama bu durumu tamir etmek İlçe Başkanına düşüyor. Aksi halde vefa diyerek gösterdiği vefasızlığın altında ezilecek. Kendine yaptığı kötülüğe bir şey diyemem ama Ak Parti’ye yaptığı beni de ilgilendiriyor. Danışma Kurulu üyesi olarak…

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Çağlayan mitingini izlerken bir pankart dikkatimi çekti. “Bu vatanı alırken şehit olanlar, evet diyenlerden hesap soracak.” Düşündüm İstiklal Madalyası sahibi bir dedenin torunu olarak, rahmetli dedeme veremeyeceğim hiçbir hesabım olmadığına kanaat getirdim. Rahatladım. 13 Eylül gününü hesap sorma niyetiyle bekleyenlere derim ki, hiçbir hayır’ın hesabı sorulmayacak. Müsterih olun. Durmak yok, yola devam. Genel seçimlerden sonra yepyeni bir anayasada buluşmak üzere. 

SP Genel Başkanı Kurtulmuş’un katıldığı İstanbul iftarı, Erbakan’ın mücahitlerince basıldı, dağıtıldı. Kurtulmuş kaçarak zor kurtuldu. Kuran okunurken, iftar saatinde böyle bir davranış ateistlere bile yakışmaz. Yüzde üçlük bir koltuk bile birilerinin gözünü döndürmeye yetiyor. Din, iman, kardeşlik, Müslümanlık geride kalıyor. Gül, Erdoğan, Arınç aynı partide kalmaya devam etselerdi, sonları Kurtulmuş gibi olacakmış.
Erbakan’ın hayranı olan Karakaş bu olayı nasıl değerlendirir acaba? Ak Parti İlçe Başkanı olarak düşüncesini merak ediyorum. Eski partisinde kalmaya devam etseydi tavrı ne olurdu? Kurtulmuş’u mu desteklerdi? Yapılanlara hak mı verirdi? Bu gün Ak Parti’de olmasına vesile olanlara dua ediyor mu? Cevaplamak yerine benimle ilgili soruları ve şüpheleri varsa, seve seve aydınlatmaya hazırım. Danışma Kurulu olarak!..  
İftarsız kalın, vefasız kalmayın.        

YORUM YAP