Sevginar Sali

Maksat üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?

Silivri Belediye meclisinde Şubat meclisinde ve öncesinde de yaşananlar ile birlikte AK Parti meclis üyesinin gündem dışı söz almasıyla birlikte yaşanan gerilimden yola çıkarak bir şeyler anlatmak istiyorum. Bugün AK Parti, yarın CHP ya da MHP'nin genel siyaset üzerine söylemek istedikleri üzerinden bu tarz tartışmalar kaçınılmaz olur.
Ve asıl derdim hangimiz ne söylerse söylesin hedef kitlesine sağlıklı biçimde düşüncelerini ulaştırabilsin.
CHP, MHP, AK Parti de olsa Silivri Belediye Meclisinde kim siyasi görüşlerini tam olarak ortaya koymaya kalsa büyük olmasa da küçük kıyametler doğar. Ama düşünün ki Kenan Bey partisi ve inandıkları adına mecliste söylediği şeyleri İlçe Merkezinde veya partisinin bir basın toplantısında söyledi kim onun sözlerine karşılık vermeye kalkar, neden rahatsız olsun ya da nasıl tepki gösterir?! Kesmeden, bölmeden dinler partilileri de atıyorum basın toplantısını takip eden gazeteciler de… Belediye Meclisinde birçok benzemez arasında kendi görüşünüzü hem de onlara ciddi göndermelerde bulunarak yansıtmaya kalkarsanız ikazların, tepkilerin ardı arkası kesilmez. Karşıtlarınız sizi ikaz etmeye can atmasa da sessiz kalıp da dinlemek de, kendi tabanları açısından, uygun gelmez.
Ve tartışma, çatışma gündemin ortasına oturur…
Silivri Belediye Meclisinde hiç mi çatışma, tartışma çıkmayacak!? Çıksın ve çıkacak ama bunun yerel konularımız ile ilgili olması gerekli. Makbul olanı bu. Meclis üyesi evet siyaset yapacak ama mecliste hizmet için bulunuyor. Geri kalan tüm sahalarda dibine kadar siyaset gazını kökleyin ama mecliste siyaset yapmayın! Mecliste hizmet konularını tartışın! Sanmıyorum ki bu yalnızca benim beklentim olsun.
Her şeyin bir yeri ve zamanı var; Meclis Üyesinin konumu ve yapacakları istisna değil. Belediye meclisindeki siyasi, hele ki genel siyasete ilişkin tartışmalar bana Silivri'den çalınan zaman ve enerji olarak geliyor. Genel meselelerde ve siyaseten birbirine yükselen insanların iki dakika sonra gündemdeki yerel konularda rezervsiz hareket etme hızı oturum süresini kapsamaz. İlçe Başkanları ve yöneticileri de bir yere kadar da meclis üyelerinin konumu oldukça hassas; hizmet ile siyaset odağında.
Partileri hayatımızdaki insanlar gibi düşünün. İnsan toplumsal bir varlık kaçımız; dağ başına gidip bir başımıza yaşamı tercih edip bundan mutlu olabiliyoruz!?

Velhasıl; yaşamımızda yer alan insanlar gibi siyasette de birçok parti olsun, her birinin yeri de değeri de ayrı. Kimi insanları/partileri gönlünüzde kimilerini karşınızda ya da arkanızda vs bırakıyorsunuz…
Seçmenin gönlü geniş, siyasetçiler de hoşgörüsünde cimri davranmasın. Kırmadan, dökmeden de hedefe ulaşılır hem de daha güzel neticeler alınır emin olun…

YORUM YAP