Ali Gülcü

Unutmuşum Vodkanın Tadını

En son acemi birliğinde Manisa Kırkağaç’ta, hurdaya çıkmış bir kamyonetin içinde Ünal ve Metin’le beraber içmiştik... Kulakları çınlasın... Senelerden; 95...Aylardan; Ağustos...
Hoş geldin partisi yapmışlardı!
İlk gün hakikaten ‘hoş’ gelmişti... Ertesi gün kadro askerlerin kıyağı ile sabah yedide kalkınca; “ hep böyle erken mi kalkılıyor” diye sormuştum... Çocuklar gülmekten cevap verememişlerdi...
Bir sonraki gün, sabaha karşı üçte, biri böğrümü delercesine dürterek uyandırdığında neden güldüklerini anladım!
Anımsayamadığım bir sebepten; “bir daha koymam bu zıkkımı ağzıma” dedim ama olay neydi...?
Hatırladım!
Doksanlı yılların başında bir yılbaşı gecesi; iki bayan arkadaşın misafiri oldum... Kızlar özenmişler, o zamanın şartları ile oturulacak odayı süslemişler, masa kurulmuş... Bilirsiniz işte!
Yeni tanıştığım ben yaşlarda bir erkek arkadaş daha var... Çocukla durduk yere alkol konusunda sidik yarışına girdim...
Sen içemezsin, ben çok içerim, dibini fonlarım, dibini görmeyen...
Te bu meret var gene masada; vodka...
Ağbi Ruslar gibi bardak bardak çakıyoruz biz... Kısa sürede yetmişlik bitti...
En son; “ saat daha erken, bir şişe daha alayım” deyip evden çıktığımı anımsıyorum...
Sabah, Çorlu’daki Cumhuriyet Meydanı’nda belediye binasının önündeki çiçekliğin içinde, bir zabıtanın şefkatli, babacan sesiyle uyandım;
“ Kalk kardeşim ölcen!”
O çiçekliğin içine nasıl girdim, nasıl uyudum hala bilmem... Üzerime kar yağmış...
Bir hafta yorgan döşek yattım tabi...

&&&

Müfit sağ olsun yılbaşı programı yapmış... Kimse ‘yap’ demez ama o kendine misyon edinir, yapar!
Aradı ballandıra ballandıra anlatıyor; “ ağbi haftaya cumartesi günü çocukları annelere bırakıyoruz, otele geçiyoruz... Önce sauna, ardından havuz biraz uyuyup akşam yedi gibi kalkıyoruz... Gala gecesi! Ertesi gün sabah kahvaltısı yapıp otelden ayrılıyoruz, nasıl?”

Haberin devamı 28.12.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…


YORUM YAP