Hüseyin Kuru

İnşaat sektörünün hikayesi...

Türkiye ekonomİsİnİn lokomotifleri arasında ilk sıralarda yer alan inşaat sektörü, neredeyse 4000 kalem emtianın kullanıldığı, 200'den fazla alt sektörü harekete geçiren ve büyümeyi tetikleyen en önemli itici güçlerden biri.
2000'li yıllardan itibaren atağa kalkan sektör, geçtiğimiz 5 yılda ise devrim diye nitelendirilebilecek önemli gelişmelere şahitlik etti.
2012'de çıkan 'kentsel dönüşüm yasası' ve 'mütekabiliyet yasası' adeta sektörün dönüm noktası sayılabilir.
Yabancılara satışın önünü açan mütekabiliyet yasası ile 2015 yılında ülkeye 5 milyar dolar gelir sağlandığı, 2016'de bu rakamın 10 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor.
Kentsel dönüşümle ise Türkiye'de bugüne kadar yapılan 6.5 milyon sağlıksız konutunda dönüştürülmesi planlanıyor.
Şu anda dünyanın en büyük müteahhitleri listesinde Türkiye'den 43 firma yer alıyor. Sıralamada ise dünyada Çin'den sonra ikinci konumdayız.
Türk müteahhitler, ülkemizde son teknolojiyle yaptıkları lüks ve akıllı binaların yanı sıra dünya'da da en çok tercih edilen yüklenici konumunda ancak inşaat sektörünün geçmişi bu kadar parlak değil.
İşte sektörün son 100 yılına yön veren gelişmeler ve serencamı;

Cumhuriyet dönemindeki gelişim sürecinde inşaat alanında ilk önemli adımlar 1920'li yıllarda, ileride başkent olacak Ankara'da başladı.
Ankara'da tüm zorluklara, eleman, ulaşım ve inşa yetersizliğine rağmen geleneksel yapı tarzına uygun bir imar faaliyetine girildi.
Kullanılan malzemeler ahşap, kerpiç, kaba yontma taş gibi doğal malzemelerdi ve bunlar bile yeterli düzeyde sağlanamıyordu.
Cumhuriyetle birlikte ise hızlı ve planlı kalkınma için sanayi, tarım ve ulaşım alanlarında yatırımlara verilen önem, Türk inşaat sanayinin temelinin atılmasını sağladı.
Ancak yetişmiş teknik eleman yetersizliği, çalışmaların bir süre yabancı firma, uzman ve müşavirliğinde yürümesine neden oldu.
O yıllarda ülkedeki evlerin büyük çoğunluğu bağdadi tarzda ahşap evler ile taş ağırlıklı inşa edilmiş yapılar kümesinden oluşuyordu.
Ahşabın yangına karşı dayanıksız olduğu düşüncesiyle modernliğin sembolü beton tercihi aslında ortada ki garabetin de temeli oldu. Betonarmenin sağlam, depreme dayanıklı tezi ilerleyen zamanda tabi ki foss çıktı!
Çünkü inşa edilen konutlar bir sisteme ve literatüre uygun inşa edilmediği için hiçbir dönemde de iyi bir sınav da veremedi.
Aslında hem ortada özellikle Avrupa medeniyeti tarafından tercih edilen betonarme sistem vardı hem de yetişmiş elemanda hemen hemen hiç yoktu. Tabi çaresizliğinde fotoğrafıdır bu durum.

&&&

1950'lerde ise ağırlık altyapıdaydı. Cumhuriyet döneminin başlangıcından 1950'li hatta 1960'lı yıllara kadar, inşaat sektöründe en büyük ağırlık altyapı ve bayındırlık inşaatlarındaydı.
Yine bu dönemde DSİ, YSE ve Karayolları gibi teknik gücü bünyesinde toplayan büyük çapta, devlet desteği ile yatırımlar yapan teşkilatlar kuruldu ve bunların yaptığı yatırımlar inşaat sektörüne bir ivme kazandırdı.
1970'li yıllarda yetişmiş teknik işgücü özel kesime kaydı ve kamuda önemli bir teknik eleman açığı ortaya çıktı.
Diğer taraftan bu yıllarda fabrika tipi bina yapımında artış oldu.
Bu durum da yapım teknolojisinde prefabrikasyon sisteminin gelişmesini sağladı.
Özellikle bu yıllarda köyden kente seferleri ile göçler başladı. Hazine arazilerinin üzerine kaçak yapılaşmalar yapıldı ve şehirlerin dış çeperleri varoşlarla doldu.

&&&

1980 sonrasında yaşanan değişimlerden birisi, bu tür gecekondulaşmaların niteliği oldu.
Tek ya da az gecekonduların yerini, kullanıcı dışındaki gruplarca üretilen çok katlı yapılaşmalar aldı. Hızla artan kooperatiflerin konut üretimindeki payı arttı.
Bunun nedeni de Toplu Konut İdaresi'nin kooperatiflere açtığı krediler oldu.
Konut üretiminin kent dışına taşınmasında Emlak Bankası ve Toplu Konut İdaresi uygulamalarının da etkisi oldu.
Türkiye'de 1980'li yıllardan itibaren ciddi gelişim gösteren inşaat sektörünün büyüme eğilimi, 1988'den sonra yavaşladı.
Ayrıca artan faizlerle yükseliş gösteren yatırım maliyetleri sonucu, inşaat talebi düştü. 1993-2003 döneminde Türkiye Ekonomisi yüzde 26,13 oranında büyürken, inşaat, kamu inşaat sektöründeki yatırımların azalmasıyla ana sektörler arasında küçülen tek sektör oldu ve yüzde 22,4 daralma gösterdi.
2001'de neredeyse dibe vuran sektör verileri 2002'den itibaren uygulanan istikrar programı ile toparlanma sürecine girdi.
Bugün gelinen nokta ise o yıllara bakarak söylüyorum hayallerin çok ötesinde bir durum.
İyi haftalar..

YORUM YAP