Sevginar Sali

Hayırlara vesile inşallah...

Aslına bakarsanız bana ilk adaylığı da sürpriz olmuştu… Silivri'yi yeterince bilmemekten kaynaklı muhtemelen… Aday oldu anlattıklarına kafamın basması güçlülüğü karşısında “Hayal dünyasında” yaşadığına, oy almak için bol keseden attığını düşünmüşlüğüm de var ne yalan söyleyeyim… Şaka değil gerçek; o anlattığı süslü projeleri göreve gelişinin ilk senesinde hayata geçirdi. Biz seçmen ve kamuoyu olarak olup biten kısmıyla ilgileniyoruz, nasıl olduğunu, hayata geçirmek için bertaraf edilen güçlükleri ne gördük, ne bildik… Uzun uzun anlattığı zamanlar oldu; çok fazla dinlemedik bile… Sandığımızdan daha zor, düşündüğümüzden de daha çok güç gerektirdiğini meselenin derinliğine bakıldığında fark etmek mümkün aslında…
Halen geriye dönüp baktığımda ilk dönemindeki enerjiyi, heyecanı Işıklar'da bu dönem çok ender gözlemlediğimize inanıyorum… Ama bu durağanlık, güç kaybını Türkiye'de yaşanan genel ortamdan uzak değerlendirmek mümkün değil. Bir şehirde fırtına koparken biz evinizde bunun etkilerinden soyutlanamayacağınız gibi Türkiye çalkalanırken Silivri'de bunun etkilerini hissetmememiz mümkün değil…
Işıklar'ın, 3. dönemi çok şahane de olabilir, gördüklerimizin en vasatı da… Benim için tam bir baş belası olacağı kesin; “Beni Silivri halkı iki dönemdir seçiyor” argümanına bir dönem daha eklediğinde derdimi bağıracak dipsiz kuyu aramakla çokça meşgul olacağıma dair önsezilerimle vuslata ışık hızıyla yaklaşıyorum…
Yaşamadan olacaklardan emin olamayız.
Bir diğer tartışılmaz gerçeğimiz; alternatifsiz bir belediye başkan adaylığına dörtnala koşmamız…
Muhalefet diyor ya “Elle tutulur bir hizmet yok” diye… Huzuru, özgürlüğü elle tutamazsınız ama iliklerinize kadar hissedersiniz… Varken böyle hissedersiniz, hele bir yok olsunlar ne hissedeceğinizin tarifi için köşe yazısı yetmez, ansiklopedi hazırlamak gerekir…
Biz ‘şans-mans' diyoruz ama Işıklar'ın kişisel bakımdan alternatifsiz durumunda da sahip olduğumuz huzur ve rahatlıktaki payı da öyle yabana atılacak cinsten değil…
Zeki ve çok akıllı bir adam… Karıştığı tüm ‘kavgalar'ı boş verin en büyüğünü içinde yaşıyor; yapmak istedikleri ve yapabildiklerinin savaşına dayanıyor bu durum da…
Silivri'nin taşını toprağını, yerin altını ve üstüne dair bilgisi siyaset oyunu kurgusunda en güçlü kozu… Azmi ve inadı en keskin silahları… Bir de ikna kabiliyeti var ki; en haklı olduğunu düşüneni bile suya götürüp, susuz getirir…
“Ölçmek bilmektir; bilmek yönetmektir…” sözünün içerdiği gerçeği yazın bir kenara…
Düşünüyorum da en sevmediğim durumu; bütün rakiplerini ekarte edip bizi kendine mecbur bırakması : ) Birkaç kişi arasından seçmek zorunda kalsak işin tadı çıkacak; yok müsaade etmiyor!
Kendimi yokluyorum da Işıklar ile iyi anlaşmanın huzurunu, kavga etmenin heyecanına tercih ettiğim duygusu deliliğimin kanıtı gibi… 
1,5 yıl sonra başıma gelecekler şimdiden belli : )
Benim akıbetim, gazeteci olarak tabi, ha bir de gazete sahibi kimliğim var (her ne kadar birileri bununla ilgili sorun yaşasa da; daha büyüğünü ben kendimle yaşıyorum esasen, bu gerçeği kavramaya direnerek : ), Silivri'nin geleceği yanında kıyas bile kabul etmez…
Garip bir iyimserliğe kapılıyorum bu aralar müzmin karamsar olarak Allah hayırlara vesile eylesin inşallah… Türkiye iyi olmadan Silivri'nin şahane olması zor ihtimal… Ama sanıyorum herkes yaşanan tatsızlıklardan gerekli dersleri çıkarttı…
E 2019'un seçim gündemi de çekidüzen için yeterli, iktidar olmak için son derece gerekli...

YORUM YAP