Erzurum maçı çok güzel bir sezon finali oldu.
Bu oyuncular için ne yapsak azdır.
Hepsi düzgün karakterli adamlar.
Parasız pulsuz kaldılar ama vazgeçmediler.
Önce kendileri için sonra kulübün prestiji için sonuna kadar mücadele ettiler. Her türlü ödülü, övgüyü hak ettiler.
Penaltıyı hatırlayın, Yunus olmasa kavga çıkacaktı!
Bu çocuklar paralarını istemediler, penaltıyı atmak istedikleri kadar!
Bazen bir mesaj, bir tebrik primden daha değerlidir.
Bu çocukları üzmeyin efendiler…
Hep birlikte ayakta alkışlayalım beyler…
Bu arada Ali Koçak’a bir iki şey söylemem lazım.
Ali Koçak kardeşim.
İyi oyuncusun.
Sezon boyunca çok iyi işler yaptın.
Bu yüzden tutulan beğenilen oyuncusun.
Bireysel becerinle kazandırdığın penaltıyı atmak istemen en doğal hakkın.
Senin bu takımda bu kadarcık kredin olmalıydı.
Yüzde yüz haklısın konunda.
Ama. Sana bırakmadılar diye kenara yürüyüp "alın beni demek” çıkmak istemek bir çuval inciri berbat etmek, bir kova süte tekme atmak gibi bir şeydir.
Yapma.
Yunus’un ısrarıyla geri dönüp kaçarsa, dönerse diye kaleye koşan ilk oyuncu oldun. Böylesi daha keyifli değil mi, sevgi de başarı da paylaştıkça büyür.
Penaltı golüne kimse sevinmedi zaten.
İsmail gol sevincini tek başına kutladı.
Ali Koçak.
Sen bu takımda bir penaltı golünden daha değerli işler yapıyorsun, kaprisleriyle bıktıranlardan çok daha önemlisin.
Bu kulüpte 86 şampiyonluğunda forma giyen Bandırmalı Arap Mehmet vardı. Hala konuşulur anlatılır. Bilen birinden onu dinle onun gibi iz bırak.
Maçla ilgili yazacak fazla bir şey yok. Ne kadar Erzurumlu varsa gelmişlerdi ama takımı getirmeyi unutmuşlardı herhalde!!!
Ligin favorisi ligin en pahalı takımını göremedik Silivri Stadı’nda.
Sahanın her yerinde Silivrispor vardı.
10 kişi kaldıktan sonra bile Erzurum’a top göstermediler.
Sezon başından beri bizim takım iyi takım, ödeme dengesi sağlanırsa daha iyisini yapabilir deyip durdum.
Play-Off’ta önümüze geleni devirip, veresiye şampiyonlukla tarihe geçmek istemez misiniz?