Dışarıdan gelen pek çok uyarı, duygu, düşünce ve beklentiyle dolu bir akışın içinde yaşıyoruz.
Bu akış içinde kendimizi kaybetmek, yönümüzü şaşırmak çok kolay.
İnsanlar ve olaylar etrafımızda hızla değişirken, biz neden savruluyoruz?
Çünkü merkezimizi unutuyoruz.
Kendi merkezinde durmak, dış dünyanın gürültüsünde iç sesini duyabilmektir.
Kendin olmak, özüne kök salmak, değişen koşullar karşısında sarsılmadan dimdik ayakta kalmaktır. Bu merkez, sadece dışarıdaki değişimlere değil, iç dünyamızdaki karmaşaya da direnç gösterir.
Merkezinde durduğunda, kendinle barışırsın. Zihnin sakinleşir, kalbin hafifler.
Artık kendini dış onaylara veya eleştirilere ihtiyaç duymadan kabul etmeye başlarsın.
O an, gerçek güç ve huzur seninle olur.
Kendi merkezinde durmak, özünle bağ kurabilmek, dış etkilere rağmen sarsılmadan, kalbinde sabit kalabilmektir. Burası hakikatin, teslimiyetin ve huzurun merkezidir. Tıpkı Güneş gibi…
Güneş, etrafında dönen tüm gezegenlerin, asteroidlerin olduğu sistemin merkezidir. Onlar döner, o ise sabit görünür. Fakat Güneş de daha büyük bir sistemin, Samanyolu Galaksisi'nin içinde dev bir yörüngede seyreder. Yani merkez dediğimiz şey, her zaman kendisinden daha büyük bir merkeze bağlıdır.
İnsanın merkezlenmesi de böyledir.
O'na yönelmek, O'nun kudretine dayanmak ve teslim olmaktır.
Bu yüzden “Kendi merkezinde olmak” demek aslında; “Rabbine yönel. O'na yaslan. O'nda sabitlen.” demektir.
Ve Rabbimiz, bizi bu merkeze her gün tekrar ve tekrar çağırır. Namaz ile.
Günün telaşında savrulmaya başladığımız her anda, namaz bizi merkeze çeker.
Sabah: Güne başlamadan öz'e dönüş.
Öğle: Günün telaşından huzura toparlanış.
İkindi: Gün batarken son düzene giriş.
Akşam: Gecenin eşiğinde sükûna çağırılış.
Yatsı: Gece karanlığında teslimiyetle toparlanış.
Namaz, ruhun merkezlenme vaktidir.
Her rükû, her secde aslında merkezlenmenin fiziki ve ruhani sembolüdür.
Her tekbir, “Allah en büyüktür” diyerek merkezin kim olduğunu tekrar etmektir.
“İyyâke na'budu ve iyyâke nesta'în” derken merkezde olduğumuzu, dayanağımızın yalnız O olduğunu ikrar ederiz.
Hayatın dağınıklığında savrulmamak için merkezini unutma.
Merkez, dışarıda değil, kalbindedir.
Ama kalbindeki merkez, Rabbine dönükse gerçektir. O zaman savrulmazsın.
Sarsılsan bile düşmezsin.
Nefes ile merkezlenme
Rahatça otur. Gözlerini kapat.
Derin bir nefes al, kalbine yönlendir.
Elini kalbine koyabilirsin.
Kalbinde ışıldayan sıcak bir nur hayal et. Sessizce tekrar et:
Kendi merkezimde olmaya niyet ediyorum. Her an Rabbime yöneliyorum.
3-5 nefes boyunca bu hissi koru.
Gün içinde savrulduğunda bu nefesi hatırla.
Niyetim:
Hayatın akışı içinde savrulmadan, özümle bağ kurduğum; namazla tekrar tekrar merkezime döndüğüm; içsel merkezimde Rabbime yönelerek sükûnetle, farkındalıkla ve teslimiyetle durduğum bir gün yaşamaya niyet ediyorum.