Şahin Dirik

İYİ’ler ve “Diğerleri”

16 yıldır ülkeyi yönetmekte olan AK Parti'nin kadınları yermeye, hor görmeye yönelik politikalar izlediği iddiası uzun yıllardan bu yana dillendiriliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” şeklinde talihsiz bir açıklama yapması, mevcut TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın geçtiğimiz Çanakkale zaferi kutlamalarında kadın oyuncuları sahneye çıkartmaması ve bunlar gibi daha bir sürü olayın bu iddiaları kanıtlar nitelikte olduğunu düşünmemek güç. Kadın düşmanlığını doruklarında yaşadığı düşünülen bir zihniyetin sonunun yine bir kadından gelmesi ne kadar manidar olurdu değil mi? Peki kim olabilir bu kadın? Elbette İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener!
Tanıdığım çoğu erkekten daha mert ve gözü kara bir kadın olan Akşener ile benim siyasi görüşlerim her ne kadar belli başlı keskin hatlarla ayrılıyor olsa da, kendisi şu an gözümü bile kırpmadan oy verebileceğim bir lider konumunda. Ama bu demek değildir ki vereceğim… Neyse, konumuz bu değil.
Konumuz elbette CHP'den İYİ Parti'ye geçen 15 vekil meselesi. Konuyla ilgili CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan şunları söyledi; 15 arkadaşımız bir parti göreviyle CHP'den istifa edip İYİ Parti'ye geçmişlerdir. Bu, tarihi bir sorumluluk tarihi bir görevdir. tarih onları partilerinden ayrılan değil partisinin verdiği görev nedeniyle demokrasiyi kurtaran kahramanlar olarak yazacaktır. Bu, zor bir görevdir. Bu attığımız adım demokrasinin önüne kurulan tuzağı temizleme adımıdır. Bu tuzak dünkü YSK'daki tartışmayla açığa çıkmıştır. Kurul bir karar veremedi. Çok basit bir karar her seçimde kolaylıkla verilir. Kurul'un bu kararı pazartesiye ertelemesi sinsi planlar olduğunu göstertiyor. Kavganın bile mertçe olanı makbuldür. Ve şimdi bu noktada mertliği bozacak adımlar atmanın peşindesiniz, er meydanı şartlarını yaratmak bizim görevimiz. 15 arkadaşımız fedakârca bu adımı attılar. Bu karar Türkiye'yi demokrasiye taşıma kararıdır. 24 Haziran'a kadar başka tuzakların da kurulabileceğini biliyoruz. Bu halede olduğu gibi bundan sonraki süreçte de CHP büyük demokrasi davasını zafere ulaştırmak için CHP gerekli her adımı atacaktır.
Şöyle bir düşünüp, ülkeyi yangından mal kaçırır gibi seçime götürmek, seçime gidilene kadar OHAL'i uzatmak ve 16 Nisan referandumunda YSK'nın mühürsüz oylarla ilgili verdiği kararı hesaba katınca bu işin içinde bir iş olduğunu anlamamak için saf olmak gerekiyor. Anlaşılan o ki YSK yine bir işler çevirme niyetinde. CHP'de bunu önceden sezip kendince önemini aldı.
Olayın üzerine kısaca yorum yapmak gerekirse ben CHP'nin yaptığını son derece şık ve centilmence bir hareket olarak görüyorum. Demokrasinin temin edileceğinden emin olabilmek için yapılması gerekeni yaptılar. O 15 vekili de ayriyeten tebrik etmek lazım tabi. Zira bu pek kolay bir karar değil… Ben bu olaya şöyle bir bakınca açıkçası CHP'nin Cumhuriyeti ve demokrasiyi koruma, yaşatma çabasının somut bir örneğini gördüğümü söyleyebilirim.
Bu CHP'nin ülkenin bekası adına yaptığı ilk fedakârlık ta değil… Yakın siyasi tarihimize bir göz atacak olursak 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde sandıktan koalisyon çıkınca MHP Genel Başkanı bu işe hiç yanaşmamış, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise “Gel koalisyonu kuralım, Başbakan sen ol” teklifinde bulunmuştu. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu bal gibi de “Derdim koltuk değil, yeter ki memleketi AK Parti'den kurtaralım” demekti. Yine çok şık, çok mütevazı bir hareket…
Ne var ki Bahçeli bu teklifi de reddetmiş ve erken seçime gidilmesinde ısrar etmişti ve AK Parti'yi yine tek başına iktidar yapmıştı. Tıpkı 2002'de de yaptığı gibi… Farkında mısınız bilmem ama Bahçeli'nin her erken seçim çıkışı AK Parti'ye yarıyor. Geçen sene başkanlığı tekrardan gündeme getirip ülkeyi referanduma sürükleyen sürecin fitilini de yine Bahçeli ateşlemişti malum. Bu adamın AK Parti'ye faydası dokunduğu kadar kendi partisine dokunmamıştır eminim...
Şimdi ise bazı malum çevreler var güçleriyle CHP ve İYİ Parti'yi FETÖ, PKK ve daha birçok terör örgütüyle iş birliği halinde göstererek yıpratma çabalarını iyice arttırdı. Ağızlarından salyalar saça saça içlerindeki pis zehri, kötülüğü kusuyorlar. Çamur at izi kalsın politikası izliyorlar…
Seçimlere az bir süre var. Peki, bu seçimin galibi kim olacak İYİ'ler mi yoksa “Diğerleri” mi?

YORUM YAP