Sevginar Sali

Çabalarsan illa olur!

Oturup hayata küserseniz, küstüğünüzle bile kalmazsınız; kaybınız, mutsuzluğunuz, can sıkıntınız artar… Ama denemek, çabalamak ve emek vermekten vazgeçmediğiniz sürece mutlaka bir noktadan sonra hoşunuza gitmeyen gidişat tersine döner... Yani iyi şeylerin başlangıcını, işlerin yoluna girdiğini fark edersiniz…
Ziraat Odası Başkanı Metin Gürsu, Eti ile yaptıkları bir anlaşmayı örnek gösterdi… Geçen sene 3 bin dönüm araziye ekilen alım garantili yulafı bu sene 5 bin dönüm üzerinde uygulamayı sürdürdüklerini belirtti. Denemeden bir şeyin olup olmayacağını bilemeyiz. Olmazsa öğrenmiş oluruz, olursa hem buna emin hem de kazanmış oluruz…
Her durumda üzerimize kurulan miskinlikten sıyrılıp harekete geçmemiz lazım… Yeni şeyler denemek, ufkumuzu genişletmemiz gerek…
“Denedim olmadı” yok, öyle diyorsan tekrar acıkacaksın yemek de yeme!?
Ziraat Odasında sohbet esnasında çok basit gibi gelebilecek ama aslında son derece önemli bir ayrıntı takıldı aklıma… Çiftçilik yapanlar anlattı; “Daracık yollar yapılıyor biçerdöverlerle geçemiyoruz”… Tarımın yok olmaya direnmesinin en önemli koşulu teknolojiyle işbirliği. Ama siz o makinaların kanatsız uçabildiğini düşünüyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz… İBB ve Silivri Belediyesinin yol ekip sorumlularını muhtarlar ve Ziraat Odası, çiftçilik kooperatifleri yetkilileri ile karşılıklı birer çay içmeye davet ediyorum. Mevzu son derece basit, o esnada konuşur, hassasiyetlerini karşılıklı paylaşırlarsa hayırlara vesile olacağına dair inancım tam…
Silivri Belediyesi ve İBB'nin ilçemizin tarım alanlarını korumaya yönelik hassasiyetini planlarda olduğu gibi yollarda da hissettirmesinde yarar var… Daraltıp durmayın şu yolları…
Metin Gürsu ile görüşmemize dönecek olursak; Rıdvan Gümüşoğlu gibi bir başkandan sonra devraldığı koltuğun hakkını teslim etmek konusunda ayrıca bir kutlamayı hak ediyor… 6. Hizmet senesinde heyecanını yitirmemiş olması da taktire şayan…
Yönetimi ile birlikte başarılarının devamını, üretim azminde ısrar eden tüm üyelerine kolaylıklar diliyorum.

MUCİZE BEKLEMEYİN, MUCİZE OLUN!
Hepimizin hayatında zor dönemler oluyor ve hepimiz de bunları bir biçimde atlatıyoruz. Ancak aramızdan bazıları bu dönemleri çok daha hızlı ve kolay atlatıyor. Peki, bunun sırrı ne? Sırrı bakış açısı ve tutumda yatıyor. İşte, işler zora girdiğinde hatırlamanız gereken 13 faydalı şey…

1. Olanı olduğu gibi kabul et. Buda'nın bize söylediği gibi: “Acı çekmenin sebebi ‘olmakta olan'a direncindir.” Bunun anlamını bir düşünün: Acı çekmemizin sebebi olan bitene direnmemizden başka bir şey değil. İçinde bulunduğunuz durumda sizi rahatsız eden olayla ilgili bir şeyler yapabiliyorsanız hemen harekete geçin ve durumu değiştirin! Ama eğer değiştiremiyorsanız yapabileceğiniz 2 şey var: (1) Ya durumu olduğu gibi kabul edip negatif duygu ve düşünceleri bırakacaksınız (2) ya da obsesif biçimde duruma kafayı takıp sefil olacaksınız.

2. Problem, sadece siz onun problem olduğunu düşünüyorsanız problemdir. Çoğu zaman en acımasız ve kötü düşmanımız yine kendimiziz. Mutluluk dediğinz şey gerçekten tamamen bakış açımıza bağlı. Eğer bir şeyin problem olduğunu düşünüyorsanız duygu ve düşünceleriniz olumsuz olacaktır. Ama eğer bunun sizin bir şeyler öğrenebileceğiniz, sizi büyütecek bir şey olduğunu görebilirseniz, bu artık problem olmaktan çıkar.

3. Bir şeylerin değişmesini istiyorsanız, kendinizi değiştirmekle başlamalısınız. Dışarıda olan biten her şey iç dünyanızın bir yansımasıdır. Stres dolu kaotik yaşamları olan insanlara bakın, bunun en büyük sebebi iç dünyalarında da kaotik ve karmaşık hissetmeleridir. Sıklıkla düşündüğümüz şey içinde bulunduğumuz koşulları değiştirdiğimizde hissettiklerimizin de değişeceği yönündedir. Doğru olan bu düşüncenin tam tersi aslında: Duygu ve düşüncelerimizi değiştirdiğimiz anda, içinde bulunduğumuz koşullar kendiliğinden değişiverir.

4. Başarısızlık diye bir şey yoktur – Sadece kendimize “öğrenme fırsatı” yaratan deneyimler vardır. “Başarısızlık kelimesini sözlüğünüzden silin. Önemli şeyler başarmış bütün büyük isimlerin tamamı, defalarca “başarısız” olmuşlardır. Sözüm ona “başarısızlık” denilen şeyleri alın ve onlardan öğrenecek şeyleri bulun. Bir dahaki sefere nasıl daha iyi yapacağınızı öğrenin. Devamı yarın...

5. İstediğiniz bir şeye sahip olamıyorsanız bunun tek sebebi çok daha iyi bir şeye sahip olmak üzere olmanızdır. Biliyorum bazen buna inanmak zor olabiliyor ama bu doğru. Her şey olması gerektiği zamanda olması gerektiği gibi oluyor.
6. İçinde bulunduğunuz anı kabul edin ve onurlandırın. Bu an bir daha asla gelmeyebilir. Her anın içinde çok değerli bir şey vardır. Onu kaybetmeyin. O anda kötü gibi görünen bir şey bile hayatınız için son derece kıymetli bir hazine olabilir: her anı “değerlendirin”.
7. Arzularınızı sevgiyle bırakın. Birçok insan “aklına takılan” şeylerle yaşıyor. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Gerçekten arzuladığınız şeylere bağlanırsanız, o şeyler gerçekleşmediğinde duygularınız olumsuza döner ve bu tüm hayatınızı etkiler. Bir şeyi istemek iyidir, ama bunu kafaya takmak yerine, istediğiniz şey olsa da olmasa da mutlu olduğunuzu bilmek (mutluluğunuzun o çok istediğiniz şeye bağlı olmadığının farkında kalmak) sizi özgürleştirir ve duygu durumunuz mutlu ya da nötr kalır.
8. Korkularınızı anlayın ve onlara minnet duyun. Korku muhteşem bir öğretmendir. Ve yendiğiniz her korku sizi muzaffer kılar. Korktuğunuz şey ne olursa olsun bilin ki; korkunuzu yenmek için yapmanız gereken şey ısrarla korkunuzun üstüne gitmek ve bu konuda pratik yapmak. Korku bir illüzyondur ve korkup korkmamak bir seçimdir.
9. Keyif almak için kendinize izin verin. Birçok insan eğlenmek, rahat hissetmek ve keyif almak konusunda kendilerine izin vermeyecek kadar “problem”lerine ve içlerindeki karmaşaya odaklanmış durumda yaşıyor. Öyle ki o sorunlar olmadan kendilerinin kim olduğunu bile tanımlayamaz durumdalar. Siz mutlu olmak için kendinize izin verin! Çok kısa anlar için bile olsa; olan bitenin zorluğuna değil içinde bulunduğunuz anda ki mutluluk verici olaylara odaklanın.
10. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Hayatın bir yarış olduğu öğretiliyor bize: Başarı, kazandığınız para, güzellik, sahip olduklarınız… İlla kıyaslama yapacaksınız, sizden daha azına sahip olanlarla, sizden daha başarısız olanlarla, sizden daha az güzel görünenlerle kıyaslayın kendinizi ve sahip olduğunuz her şeyle ilgili şükredin. Yine de en iyisi sadece ve sadece kendinizle “yarış”tığınızı fark edin. İçinde bulunduğunuz durumdan daha iyi bir durumda nasıl olacağınıza odaklanın, sizden daha iyi olanlara değil.
11. Kurban değilsiniz, kurban rolü oynamayı bırakın ve kendi yolunuzdan çekilin. “Kurban” olduğunuzu düşünüyorsanız, bilin ki; sadece kendi düşünce, söz ve hareketlerinizin kurbanısınız. Hiç kimse “size bir şey yapmıyor”. Kendi tecrübenizi kendiniz yaratıyorsunuz. Sorumluluğunuzu üstlenin ve zor durumlardan çıkabileceğinizi bilin. Sadece düşünce biçiminizi değiştirmek ve aksiyon geçmek yeterli. “Kurban” psikolojisini bir kenara bırakın ve zafere oynayın!
12. Her şey değişebilir ve değişir de! “Bu da geçer” ne harika bir cümle, değil mi? Kötü bir duruma düştüğümüzde, o durumdan çıkamayacağımızdan korkarız. Asla değişmeyecektir, hep böyle üzüntü içinde kalacağızdır. Ama ne olur? “O da geçer”… Hep geçmedi mi? Neler atlattınız bir düşünsenize! Hepimizin bir gün öleceği gerçeğini bir tarafa bırakırsak hiçbir şey kalıcı değildir… Hiçbir şey! Bu yüzden de eski “her şey aynı kalacak” düşünce alışkanlığınızdan hemen kurtulun. Yapmanız gereken bir şekilde harekete geçmek, çünkü işler kendi kendine istediğiniz yönde değişmez; sizin bir şeyler yapmanız gerekir.
13. Her şey mümkündür… Her şey! Mucize dediğimiz şey her gün herkese olur. Hayatınızdaki mucizeleri fark etmeye niyet edin… Her sabah! İşte o noktada yenilmez olursunuz.
* Alıntı

 

YORUM YAP