Sevginar Sali

Silivri Ak Parti, Ankara’yı gördü, Ankara da onları gördü mü acaba?

Ak Parti Silivri İlçe Teşkilatı, Metin Karakaş'ın başkanlığında Ankara'ya gitti. Tabi ki Başkentimizin güzelliklerini görmek değildi amaç.
TBMM'de Başbakan'ın dikkatini çekmekti. "Teşkilat” kısmı etkileyicidir kuşkusuz da "Silivri”nin adı bile yetiyor dikkat çekmek isteyenler için artık. Başbakan Grup Toplantısına girer girmez "Silivri seninle gurur duyuyor” sloganları atılmaya başlayınca kısa süreli bir şaşkınlık yaşanmış.
Durumu sosyal paylaşım sitelerinden paylaşan ulusal medya muhabirlerinin konuya ilişkin twetlerine "Yandaki CHP salonundan gelmesin o ses?”, "Nasıl yani?”, "Ne alaka?”, "Başbakan yine Kılıçdaroğlu'na fırçayı atar!” cevapları geliyor. Kimsenin aklına Silivri deyince Ak Parti Teşkilatı gelmiyor; Ak Parti'ye karşı olması gerekenler anımsanıyor… Bizim dışımızda "Silivri'de kim Başbakan ile gurur duyabilir ki?” algısı hakim… Bir gün önce de Başbakanlığa düzenlenen silahlı saldırı olayı gündemde daha sıcak olunca, iyi yine durum çabuk anlaşılmış.
Bizim yerel siyasetçilerin istikbal hayalleri sebebiyle gözleri, kulakları, gönülleri Ankara'da da ne yazık ki duyguları karşılıklı değil...
Her üç büyük partinin genel başkanı ve milletvekillerinin Silivri denince akıllarına cezaevi olayı ve burada tutuklu olan kişiler geliyor ilk olarak. Cezaevimiz, Silivri algısına bir eklenti değil, tamamı oldu. Bizi, bu kent yuttu. Dört koldan aleyhimize çalışan gelişmelerin aksine hareketi sağlamaya gücümüz yok gibi duruyor. Karamsarlık olarak algılamayın, gerçek durum bundan ibaret.
Ben Metin Karakaş'ı, Başbakan ile yan yana görünce adaylık mevzusundan daha üstün bir düşünce aklıma gelmiyor. Karakaş her ne kadar "İktidar gibi hizmet üretiyoruz” dese de, muhalefet muhalefettir. İktidarın ekmeğine yağ sürecek bir hareketin içinde olmak doğasında yok. İktidarın, muhalefetin eline koz vermek istememesi gibi. Verdiği kozdan, muhalefetin eleştirisinden daha fazla yarar sağlayacaksa onu da seve seve göze alır zaten.
Aldıkları sorumluluk ve üstlendikleri görevler itibariyle insanlar değişir. Değişmek zorundadır...
Bu sürecin kendiliğinden belirlenen bir süreç olmadığı, hele ki kişinin elinde bulunmadığını da belirtmek gerekir. SP'nin İlçe Başkanıyken farklı, Ak Parti'nin belediye başkan aday adayıyken, Silivri Belediye Başkan Yardımcısıyken tanıdığınız ve şimdiki Metin Karakaş'ın aynı olduğunu kim söyleyebilir ki!
Belediye Başkanı olursa da farklı bir Karakaş ile tanışacağız. Tıpkı Başkan Yardımcısı Özcan Işıklar'ın Belediye Başkanıyla farklılıklarıyla tanış olduğumuz gibi… "Hayat derslerini ezberletir ama asla aynı soruyu sormaz” misali...

Bir şey dikkatimi çekiyor son günlerde; iktidar havasına kendini kaptırdı Ak Parti Silivri… Yani teşkilat içinde motivasyon olayları iyi… "Bilmek öldürür” diye kıstas vardır çok bilinmez ama gerçekçiliğin dibidir. Gerçekler, hayalleri, illüzyonları öldürür...

Özcan Işıklar 1,5+5'in hesabını yapıyor buna bir şey demeyip, motivasyondan Ak Parti'ye gerçeklik vurgusu yaparak, farklı yorumlara sebebiyet vermek istemem ama yine de gördüğüm, duyduğum, hissettiklerimi yazmadan geçemedim.

Ankara odaklı siyaset, Türkiye'nin kaderi… Silivri bunun dışında değil… Ankara'nın dediği olur, Silivri de tepkisini, gücü ölçüsünde, ortaya koyar. Değiştiremediklerini kabullenmek zorunda kalır…

YORUM YAP