Hüseyin Kuru

NOTLAR - 18 Ocak 2016 sayılı

Geçtiğimiz hafta içinde basında bir haber yayınlandı; buna göre eşlerin mağdur olmamaları için “aile konutu'' kuralı getirildi.
“Türk Medeni Kanunu, 2002 başında değişirken yasada, özellikle kadınları korumaya yönelik bir düzenleme yer aldı.
Buna göre evin mülkiyet hakkını üzerinde bulunduran eşin evi satması durumunda eşi ve aile bireylerinin mağdur olmamaları için "aile konutu" kuralı getirildi. Evin mülkiyeti üzerinde bulunmayan eş (genellikle kadınlar) tapuya giderek evin aile konutu olduğunu bildiriyordu.
Böylelikle mülkiyeti üzerinde bulunduran eş, diğerinin iznini almadan satışı yapamıyordu. Yargıtay da bu kurala dayanarak şimdiye kadar "eğer satış sırasında tapuda aile konutu şerhi yoksa satılan evin aile konutu olduğunun sonradan iddia edilemeyeceği" yönünde kararlar veriyordu.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, konutu satın alan kişiyi ayrıca "diğer eşin açık rızası var mı" diye araştırma yapmaktan kurtaran ve iyi niyetli alıcıyı koruyan bu içtihadını değiştirdi.
Karar, alım-satım süreci tamamlanmış, yeni sahibinin oturmakta olduğu evler için de geçerli olabilecek.
Diğer eş evin aile konutu olduğunu ileri sürer ve bunu elektrik, su faturası, eski ikâmetgah gibi belgelerle ispatlarsa gerçekleşmiş olan satışlar tartışmalı hale gelecek. Karar emlak alım-satımındaki alışkanlıkları da değiştirecek.''
Bilginize!
***
Enerji Kimlik Belgesi (EKB) almanın zorunluluğuna ve bu konuda tanınan sürenin daralmasına rağmen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, 2015 yılı sonu itibarıyla 329 bin 62 adet yeni binanın EKB aldığı, bu sayıya ek olarak resmi kurumları da dahil edersek 350 bin bina EKB aldı.
Böylece belgeli bina sayısı, 9 milyon adetlik yapı stoku içinde yüzde 5'i bile yakalayamadı.
Türkiye'nin enerji verimliliği ve EKB alanında yavaş yol almasının birçok nedeni bulunduğunu, bunların başında ise kamuoyunda yeterince farkındalık oluşmamasının ve bilgi eksikliğinin geldiği kaydedildi.
Uzmanların açıklamalarına göre "Türkiye bir kentsel dönüşüm seferberliği ile karşı karşıya. Eski binaların yıkılarak yeniden yapılmasına ilişkin bu dönüşüm hareketi, doğal olarak yeni ruhsatlar açısından EKB sayısını artıracak" denildi.
Bes Enerji tarafından yapılan açıklamaya göre yakın zamanda gerçekleşen Paris İklim Zirvesi'nin hükümetlerin karbon salımlarını azaltıcı önlemler almasını şart koştuğunu belirterek, "Bu madde çerçevesinde binaların envanterinin çıkarılarak ne kadar karbon salımı yaptığı ve enerji harcadığının belirlenmesi gerekiyor ki bu da ancak EKB alan bina sayısının artırılması ile mümkün" denildi.
Yeni hükümetin açıkladığı eylem planında "enerji verimliliğinin teşvik edilmesi" maddesi olduğunu hatırlatan Bes Enerjiden Serkan Emin, hükümetin yürüttüğü enerji verimliliği çalışmalarıyla enerji ihtiyacının azaltılmasının ve çevre dostu yapılaşmayı artırmanın hedeflendiğini bildirdi.
Emin, Paris'teki zirvede küresel ısınmaya karşı 2030 yol haritasını belirleyen hükümetin sera gazı emisyonlarını yüzde 21 azaltacağını ifade ettiğini anımsatarak şöyle devam etti: "Bu çerçevede yapılacaklar arasında enerji kaynaklarında verimlilik sağlamak da geliyor ki bu da, enerjinin yüzde 40'ını harcayan binalara ilişkin tedbirler alınmasını gerekli kılıyor. Bunun anlamı binaların ne kadar enerji harcadığını ortaya koyan envanter çalışmasının yapılması demektir. Bu durum yine EKB sürecinin hızlandırılmasıyla yakından ilgilidir.”

EKB'siz binalara yapı
kullanma izni verilmeyecek
Emin, EKB'ye ilişkin düzenlemenin tüm kamu binalarını da kapsayacağını kaydederek, askeri binalar dışında tüm devlet yapılarının da EKB almak zorunda olduğunu vurguladı.
Mevzuata göre EKB'nin yapı kullanma izin belgesi alınması aşamasında ilgili idarelere sunulacağını dile getiren Emin, "Kimlik belgesi düzenlenmeyen binalara ilgili idarelerce yapı kullanma izin belgesi verilmeyecek" dedi.
Son yıllarda binalarda kullanımı sıklaşan mantolama yönteminin enerji verimliliği için yeterli olmadığını dile getiren Emin, "Halk arasında mantolama tabir edilen uygulama yönetmeliklerde adı geçen bir uygulama olmadığı gibi kamuoyunda sanki enerji performansının bizatihi kendisiymiş gibi bir algılama var" diye konuştu.
Emin, Türkiye'nin çamaşır makinelerinden alışık olduğu enerji sınıflamasının binalar için de zorunlu olduğunu ifade ederek, yeni binaların ruhsat aşamasında Enerji Kimlik Belgesi almak zorunda olduğunun altını çizdi. Binanın enerji planı yoksa yapı izni de olmadığını belirten Emin, C sınıfından daha düşük belgesi olan binaya ruhsat verilmediğinin altını çizdi.

EKB almak için son 1 yıl
Emin, 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu'na göre mevcut binaların EKB alması için tanınan sürenin 1 Ocak 2017 tarihinde dolacağını dile getirerek, bu tarihten itibaren tüm binaların EKB taşımasının zorunlu olduğunu vurguladı.
Serkan Emin, "EKB, binalarda enerjinin etkin ve verimli kullanılmasını, enerji israfının önlenmesini, binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, sera gazı salımı seviyesi, yalıtım özellikleri, ısıtma ve soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bir belge. Oysa pahalı bir belge değil ve bir günde alınabiliyor.
EKB'si örneğin A sınıfı olan binaların gelecekte satış ve kiralamasında daha değerli olması bekleniyor" diye konuştu.
Türkiye'de "enerji tasarrufu" denildiğinde vatandaşların aklına sadece ampul ve A sınıfı beyaz eşyaların geldiğini aktaran Emin, enerjinin sadece yüzde 15'inin bunlar için harcandığını, yüzde 85'inin ısıtma ve soğutmaya gittiğini anlattı.
Emin, en büyük enerji tasarrufu için gözlerin artık binalara çevrilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Konu ile ilgili olarak halkı bilinçlendirmek amacıyla "enerjikimlikbelgesi.com" platformunu hayata geçirdiklerini, vatandaşların EKB ile ilgili merak ettiği tüm bilgilere buradan ulaşabileceği haberde anlatılıyor. (emlakkulisi.com.tr) İyi haftalar...

YORUM YAP