Adil Sirkecioğlu

Memleketin sahibi var mı?

‘Silivri'nin sahibi var mı?' diye yazmayı düşünürken ‘Memleketin sahibi var mı?' başlıklı bir yazının ne anlamı var diyebilirsiniz. Adayların ve meclis üyesi listelerinin normal yollardan belirlendiği bir yerel seçim öncesinde olabilseydik Silivri'nin sahibini, başkanını düşünüyor olurduk. Yaşadığımız olağanüstü gelişmeler nedeniyle bizi bizden daha iyi bilen ve düşünen siyasilerimiz adaylarımızı belirledi; bize sadece gösterilen doğrultuda oy vermek kaldı. Oyunu işaret edildiği şekilde ver kurtul. Düşünmeden ve de sorgulamadan. Silivri'nin de memleketin sahibini de aramak sana mı kalmış?
Bir tarafta siyasete atıldığı genç yaşından itibaren sürekli kazanmış ve başarılı olmuş bir lider, diğer yanda kasetle gelmiş, girdiği her seçimi kaybetmiş bir genel başkan. Kaybeden yanlışlarını düzeltmediği müddetçe kazananın hatalarını dile getirmek abes oluyor. Sürekli diktatörlükten bahseden Kılıçdaroğlu'nun aynalara düşman olduğunu sanıyorum.
Erdoğan görünürde Bahçeli ile ittifak yapıyorsa da gizli ve en faydalı ortağı Kılıçdaroğlu olduğu şeklindeki kanaat çok yaygınlaşıyor. Muhatap alınmasa Kılıçdaroğlu kendiliğinden silinip gidecek ama her konuşmasında “Bay Kemal” dedikçe muhalif lider gibi muamele görüyor. Birbirlerinin hatalarından beslenen iki lidere mahkûm olmak memleketimin kaderi olmamalı diyorum.
Geneldeki konuları bir yana bırakıp yerele odaklanmamız gerektiğinin farkındayım. Öyle de yapmaya çalışacağım. “Keskin Sirke” köşesi sahibinin olabildiğince objektif kalacağına itimadınız olduğunu biliyorum. Hiçbir zaman etnik oyları abartıp, mezhepsel oyları ekleyip, üstüne yerli oyları da ilave edip seçimi çantada keklik gösterme gayreti içince olmayacağım emin olabilirsiniz.
Silivri'mizde Volkan Yılmaz-Özcan Işıklar-Selami Değirmeci arasında geçecek bir seçim maratonu yaşayacağız. Geçim derdine düşmüş seçmen, seçimlere karşı ilgisiz gibi gözükse de üçlü rekabetin ilerleyen günlerde ilgi çekeceğini ve renk katacağını düşünüyorum.
Uzun süre tek kale oynayan ittifak adayı Yılmaz mesafe alamadı. %40 oyun sahibi bir partiyi, %10'un çok altındaki bir partiye jest adına teslim edilmesinin sancıları hala sürüyor. Rahmetli amcasını çok iyi tanıdığım Yılmaz'ın olumlu yapısı kronikleşmiş sıkıntıları bertaraf etmeye yetmedi. İki dönemdir Işıklar'a seçim kazandırmakla övünen MHP yöneticileri hatalarını kabul edip, özür dilemedikçe %40'lık tabanın “Bahçeli'nin hatrına sizleri affettik” demeleri beklenemez. Ak Parti karşıtlığıyla nam salmış olanların; Ak Parti oylarıyla meclis üyesi olma hayali, siyaset sahnesinin trajikomik bir perdesi olmalı. Bu durumun tokat mı, sopa mı olduğunun takdiri ilgiliye kalmış.
Adaylığı açıklandığından bu yana geçen sürede Yılmaz, Ak Partiyi tanıyamadı. Tanıdıkça pişmanlığı daha da artacaktır. Yaptığı çalışmalar nezaket ziyareti kapsamında kaldı. Sırtı sıvazlandı, gönlü alındı ama esasa gelen olmadı. Hiç kimse özel görüşünü dile getirmedi, resmi görüşünü belirtmeyi uygun buldu! “Ben Ak Parti'ye teslim oldum” kolaycılığı sempatik gelse de kelin ilacı olsa iki dönemdir seçim kaybedilmezdi.
Aklın yoluna gelinip tek liste çıkarma kararı alındı. Alındı alınmasına da liste tam bir rezalet oldu. Ak Parti tabanı listeyi kabullenemedi. MHP ismiyle verilen listeyi Yılmaz kendi tabanına nasıl anlatacak bilmiyorum. Adı olanların bile memnun ve mutlu olmadıkları listeden sadece ilçe başkanının mutlu olduğu söyleniyor. Silivri'yi çok erken emanet etmenin pişmanlığını yaşıyorum. Tüm Silivrililerden özür diliyor, affımı istiyorum.
Listenin birinci sırasına konan arkadaş; uzatmalarda başkan adaylığını açıklamış, yıllarca köy sorumluluğu yapmış hizmeti geçmiş. Kötü niyetli olduğunu söyleyemem. Ama kötü niyetlilere alet olduğunu belirtmeliyim. Listeyi sürüklemek bir yana köylerden %30 bile oy alamayacağını herkes biliyor. Ak Parti bütün seçimlerini ilk sıraya konan isimler yüzünden kaybetti. Yine kaybettiren olursa istifa edecek olgunluğu gösterebilir mi? Ne mümkün! İlçe başkanlığıyla ödüllendirilecektir.
Ak Parti bütün seçimlerde Selimpaşa'da birinci olmuştur. Paraşütle ikinci sıraya indirilen arkadaşın Selimpaşa'ya darbe vurduğuna inananlardanım. Selimpaşa'da yaşanacak hezimetin sorumlusu Bozoğlu-Yazıcı ikilisi olacaktır. Utanıp istifa edecekler mi? Metal yorgunluğu nedeniyle değiştirilen İstanbul Ak Parti il ve ilçe teşkilatları maalesef seçim yorgunlarına teslim edilmiş. Kazanmaktan çok kaybetmek için çalışıyor gibiler. Uzun lafın kısası ittifakın iki kanadında da seçim kazanma becerisine ve heyecanına sahip kimse göremiyorum. Allah rızası için benim satırlarıma çok kızıp da seçim kazanın, utandırın beni. Kızmak yerine saldırıyı tercih edeceklerin haline sadece gülerim.

Partisi tarafından uzun bir yıpratma ve de yıpranma sürecine tabii tutulduktan sonra yeniden aday yapılan Işıklar geç başlamak zorundan kaldığı süreçte belirsizliğini koruyor. Buna rağmen kamuoyunda “Işıklar'ın ölüsü seçim kazanır” düşüncesi hâkim. 2009 yılında aday adaylığı sırasında yazdığım “İlçe başkanının adayı” tanımına çok içerlemişti. Kızmak yaradı, aday oldu, seçim kazandı. 2014 seçimlerinde Silivri'nin adayı oldu; içte ve dışta bütün muhaliflerine karşı mücadele verdi kazandı. Üçüncü döneminde maalesef zar zor Kılıçdaroğlu'nun adayı olabildi. İnce ile dünür olmanın avantajı diyenler çoğunlukta. Hizmet eksikliğine rağmen kazanırsa kendi başarısı, kaybederse Kılıçdaroğlu'nun başarısızlığı kabul edilecektir. Müsterih olabilir!
Bir önceki dönemdeki listenin birçok ma-zereti vardı. Işıklar iyi kullandı, lehine çevirdi. Bu dönemdeki liste tam anlamıyla Işıklar listesi. İttifak listesi için kullanılan rezalet tanımı Balcıoğlu ile başlayan liste için de geçerli. ‘Işıklar'ın son dönemi, senin önünü açarız' vaadiyle ikna edilen Balcıoğlu'nun fayda mı, zarar mı vereceğini hep beraber göreceğiz. Önümüzdeki dönemde önü açılan-önü kapanan filmini izlemeye hazırlanmalıyız. Köyünde, mahallesinde seçim kazanmış muhtarların; meclis üyesi adaylığının hiçbir getirisi olmadığı örneklerle ispatlanmışken muhtarlardan medet ummanın mantığını anlayabilmiş değilim. Uyarmış olayım Çanta çöktü, nasıl tedbir alırsınız bilemem…
Cemevi inşaatı kaba haliyle ortada dururken, kaldırım ve yollarının yapılmasını ben de alay etmek olarak yorumluyorum. “Ben de Bektaşi'yim” yaklaşımı artık yeterli olmuyor. Işıklar harici birisinin başkanlığında daha çabuk biterdi yaklaşımına karşı Kırkıcı'nın gayretleri yeterli görünmüyor. Turan'ın veya Sert'in başkanlığında olsaydı en az on yazı kaleme alırdım. Işıklar destekçisi kalemlerin vurdumduymazlığını ibret verici buluyorum. Mağduru olup çığlık atanlara bir nebze destek olabildiysem mutlu olurum.
Selami Değirmenci destekçilerinin talebine uygun bir şekilde DSP'den aday oldu. Silivri için sürpriz olmadı. İkili yerine üçlü yarışın kalite katacağına inanılıyor. Bitti denilen Değirmenci, küllerinden yeniden doğmanın örneğini sergileyecek. Silivri'nin sarı oğlanı sessiz ve derinden çalışmalara başladı. Eski yardımcısına ve ittifak imkanlarına karşı kazanacak olursa herkes şapka çıkaracak, tebrik edecek. Her ne kadar DSP'nin çıkışına ‘halk ittifakı' dense de ben ‘tepki ittifakı' diyorum. Ak Parti ve CHP'de yanlış aday belirlemeye ve liste olumsuzluğuna karşı tavır alanların ikinci adresi DSP olacak. Her seçimden sonra mesaj aldık diyenlerin, bu seçimden sonraki açıklamasını merakla bekliyorum.
En az belki de hiç eleştirilmeyen DSP listesi oldu. Herkesin ikinci adresi olmanın avantajı olsa gerek. Yine de yazmak zorundayım Değirmenci listesinin yumuşak karnı birinci sıra. Değirmenci'yi aday yapmanın karşılığı, diyeti gibi görülüyor. ‘Fırsat buldu meclis üyesi olacak' değerlendirmeleri hoş olmuyor, zayıflatıyor. Düzeltme imkânı varsa kontenjan olarak yazılmasını seçim kazanmanın iddiası olarak yorumlanacaktır.
Murat Ceylan 1994 seçimlerinde B.Çekmece'de birlikte çalıştığım kardeşim. Kabiliyetini Ak Parti kabul etmek istemedi, MHP farkına bile varmadı. Bütün köylere hizmeti dokunmuş bir isim. Silivri ve beldelerinde de karşılığı var. Yeni isimler bulduğu ve Murat Ceylan'ı siyasete kazandırdığı için Değirmenci'yi kutluyor, tebrik ediyorum. Sanayinin sempatik yüzü İskender Oruç da listede, her yönüyle faydalı olacaktır. Tehdit ve şantajlar karşısında geri adam atanlara örnek olacağını düşünüyorum. Silivri her zaman için huzurlu bir kent oldu. Bu huzurun şahıslara bağlı olarak değişeceğini sanmıyorum. Huzuru bozmaya niyetlenenlere karşı topyekûn mücadele edeceğimizin bilinmesinde fayda var.
Centilmence ve hakça bir yarış olması temennisiyle,
Huzurlu kalın.

YORUM YAP