Sevginar Sali

Hayaller ve gerçekler...

Silivrispor'un akıbeti üzerine yoracak bir kafa kalmadı bende… Futbol topu gibi konular ve gelişmeler bir o yana, bir bu yana yuvarlanıyor… Sporu severim ama şekilciliğine kıl kapıyorum galiba; hele futbol! Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, kulüp sorumluluğundan kurtuluş hayalleri kurarken sırtlamadığı bir bu varmış gibi Silivrispor'u da alacak omuzlarına gibi görünüyor.
Siyaset öyle bir ‘oyun' ki hangi parçası üzerinde etkinizi kaybetseniz, hatta zayıflasa bile tesiriniz rakibin onu sizin aleyhinize çevirmek için kaşla göz arasında gerekli adımları atmış olarak hiç ummadığınız anda çıkabiliyor.
Hani bir söz var; “İnsanın en zayıf anı, kendini en güçlü hissettiği andır…” Anlamını ilk başlarda tam idrak edemezsiniz… Yaşayarak öğrenirsiniz. Hayat ağır ama iyi bir öğretmen…

ÇEVRE DERNEĞİNDEN UYARI
Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan diyor ki; “Danamandıra göletini Millipark'lardan kiralayan Esenyurt Belediyesi “piknik alanı yapıyoruz” diye 1. derece sit alanı olan Büyük Kopmuş ve Küçük Kopmuş göllerini talan ediyorlar… Biz çevreciler gölleri şirketlerden kurtardık ama Esenyurt Belediyesinin talanına kurban ediliyor...”
Bu mevzu önümüzdeki günlerde epey ses getirir, benden söylemesi…

GÜNÜN SÖZÜ
Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla.
Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et…
Gıybet etme sakın, bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker.
Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları kem dille yargılama, bil ki yanılırsın.
Birini ne kadar çok aşağılar yahut dışlarsan, onun durumuna düşme ihtimalin o kadar artar.
Kainatın matematiğidir.
Bir koyar, bir alır insan.
Bilmeden kendi hesabını dürer.
Hiçbir konuda emin olma, kendini ayrıcalıklı sayma.
Konumuna ya da mevkine, ismine veya şöhretine güvenme.
Şu hayatta tüm zahiri kisveler sabun köpüğünden ibarettir.
Nazlı nazlı yükselir köpük, derken pat diye sönüverir. Her zaman başkalarından öğrenmeye açık ol.
En iyi bildiğin konularda bile köşeli düşünme, büyük konuşma.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy.
Açık bir kapı bırak daima.
Ne kadar bilsen de hiç bir zaman yeterince bilemeyeceğini unutma.
Tevazudan şaşma.
Ancak o zaman kurtulabilirsin bilginin cehaletinden.
“Bildiklerini Unut” diyor dost!
*Şemsi Tebrizi

YORUM YAP