Sevginar Sali

Filiz Baş Güler

Haftalık söyleşi programımızın bugünkü konuğu Silivri Belediyesi AK Parti Belediye Meclis Üyesi Filiz Baş Güler oldu…
Peşinen biraz mahcup olduğumu itiraf etmeliyim. Siyasete atılmadan önceki sürecini hiç bilmediğimi fark ettim. Yerel Gündem 21 dönemindeki çalışmalarından yeni haberdar oldum. Oturup üzerine konuşunca insanların bir yerlere hiç de tesadüf gelmediklerini mutlaka görüyorsunuz; hiçbir başarının tesadüf olmadığı gerçeği bir bakıma. Karşılıklı konuşmak sadece karşınızdaki insanı tanımak veya onunla ilgili olup bitenleri daha doğru idrak etmek adına imkân sunmakla kalmıyor. Size de bakış açınızla alakalı bir çok yararlı done sunuyor aslında. İletişime geçmeden önce nereye baktınız, neyi görmeyi seçtiniz ve tabi ki neden…
Filiz Güler’e de söyledim öyle bir duruşu var ki; kamyon çarpsa sanki ona bir şey olmayacak dimdik ayakta kalacak, yoluna bir şey olmamışçasına devam edecek gibi. Gardı yüksek, yüzü duygularını gizlemeye, ele vermemeye yönelik formatlanmış ama altında, ulaşmayı başaranları, sımsıcak bir gülüş, zıpır bir çocuk gizli izleniminden kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Olumsuzluklar ve karşıtlıkları törpülemeye eğilimli, hatta ısrarlı hayatı güzel yerinden yakalayıp yaşamaya, görmeye, çevresine pozitif enerji yaymaya programlanmış bir kişilik.
Hayatı nasıl yaşayacağımızı biz seçiyoruz… Bazıları onu da yapamıyor (bence yapmıyor; Allah aksini yaşayarak öğretmesin…) ama genelde kendimizi, kendi hayatımızı kontrol etmekten başlar her şey. Kimse kötü olmak istemez. En son başına olumsuz şeylerin gelmesine müsaade edecek kendimizizdir. Bile bile yokuş aşağı sürüklenmeyiz de buna seyirci kalmak, karşı koymamak olayı bitirmek demek…
Hayata sıkı sıkı tutunmuş, güçlü bir kadın özetle Filiz Güler… Bunu kendinden başka çok fazla kimseye ne hissettirme ne de ispat etme çabasında. Başına gelenleri Allah’ın emri kabul edip, hayatla barışık bir yaşam felsefesi geliştirmiş kendine. İnsan çocuk sayılacak yaşta en kıymetli varlığı, annesini kaybedince öyle bir hayat dersi alıyordur ki bunu atlattı mı, onu yaşama küstürecek şeyler çok azalır.
Güler konuşurken, Başkan Işıklar’ın "Kendini hissettirmeyen yönetici” tanımı geldi aklıma. Özeldeki örneğimizde "Kendin hissettirmeyen siyasetçi” diye düşünün. Gazetelere çıkmaz, medyaya dönük yerine uzak seyir izleyen kamu sorumlulukları ve siyaset yaşamı. Bilmiyorum daha öncesi var mıydı ama Güler’in ilk söyleşisiydi, birlikte yaptığımız, sanıyorum.
Kendisiyle barışık, insanları seven, sakinleştiren, huzur veren bir yapısı var. İçtenliğinin kapılarını araladığında güleç yüzlü bir kişi olarak bile tarif etmek mümkün.
Siyaseti bir şekilde hayat tarzına dönüştürmeyi başarmış da meclis üyeliği biraz sıkıntılı her ne kadar itiraf etmese de… "Nasıl gidiyor meclis üyeliği” sorusuna, "Ses kaydını kapatabilir miyiz?” esprisiyle cevap vermesini belirtmeden geçemeyeceğim, çünkü içeriğinde yaşadıklarına dair samimi bir itiraf gizlediğine inanıyorum.
Ve her başarılı kadının arkasında onu bu yolun en başından destekleyen, yüreklendiren bir erkeğin verdiği cesaret ile güven vardır gerçeğini hatırlamamız gereken bir örnek: Zeki Güler’e de bir selam yollamış olalım.
Çekinceler ve endişelerini bir kenara bırakıp, bir davet sözümle buluşmayı kabul etmekle kalmayıp, yüreği ve aklının kapılarını açtığı için Filiz Baş Güler’e teşekkür ediyorum. Başkalarının yarattığı korkuların esiri olmak ne bana, ne de ona göre bir şey sanıyorum hayata bu açıdan çok aynı bakıyoruz.
Bize karşı içtenliğiniz ve de Silivri ile ilgili çabanız için teşekkürler…
Yolunuz açık olsun!

YORUM YAP