Sevginar Sali

Demek ki neymiş!?

Davranışlarımızı belirlerken en önemli kriter bence “bize yapılmasını istemediğimiz hiçbir şeyi başkasına yapmamak” kıstası olmalı. Bunu gözetirsek hayatımızı, yaşantılarımıza dahil olan bir çok ‘paraziti' yok etmiş oluruz.

Bu dönem İBB meclisini daha yakından takip etmek zorunda kalıyoruz. Canlı yayınlanmasının yanı sıra, Silivrililerin ilk kez %62 gibi bir oranında destekle seçtiği İBB Başkanının görev yapmasının etkisi var. Dahası Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ın İBB'de MHP Grup Sözcülüğü… Her ne kadar MHP adına ve genel olarak söz alsa da Silivri'nin torpilli olduğu ve olmaya devam edeceği aşikar... 

Temmuz oturumunda Silivri faaliyet raporu görüşmelerinin harareti yeni soğumuşken İBB'de bir yenisini takip ettik.

Başkan Yılmaz, MHP adına bütüncül bir değerlendirmede bulunurken Silivri konuları ve kişisel görüşleri arasında dikkatimi çeken hususlara değinme ihtiyacı hissediyorum.

CHP'nin kendisini ilçe yönetiminde eleştirdiği ‘kollektif yönetim anlayışı eksikliğini' Yılmaz'ın İBB Başkanına yönelik sarf etmesi ilginç geldi. Dinlerken gülümsedim… “Ben böyle mi yapıyorum” diye isyan etmesine gerek yok tespitte bulunup, diğer konulara geçiyorum. Çünkü inatlaşmasa doğru ve gerçeği kolaylıkla bulacak iradeye ne kadar sahip olduğunu bütün Silivri gördü. Kendisinin göremediği şey ise iktidar potansiyeli düşük olmasına karşın, fazla bir şey vaat etmezken, yetki ve gücü yokken tercih edilirken bunlara sahip olduktan sonra vazgeçilen olmasının anlamsızlığı!

Yılmaz'ın faaliyet değerlendirmelerinde sıkça başvurduğu ‘algı yönetimi' konusuna da yakından eğilmek gerek. Zülfü Livaneli'nin “Siyasette gerçek hiçbir şey, algı her şeydir” şeklindeki acımasız değerlendirmesini kayıtsız şartsız kabullenecek değilim ama önemli ölçüde durumun tam da böyle olduğunun inkârı anlamsız! İmamoğlu'nun Yeni Kapıda sergilediği araçlar ile yarattığı algının farklı bir versiyonunu geçmiş dönem uygulamaları konusunda Yılmaz'ın da uyguladığı CHP'liler tarafından eleştirilmekte. CHP'liler de tıpkı Başkan Bey'in Ekrem İmamoğlu'na dediği gibi “Varsa bir suç yargıya başvur” diyor ama nedense derdini anlatamıyor!

***

Volkan Yılmaz'ı İBB kürsüsünde izlerken içinde bulunduğu ittifak ve siyasi angajmanlar nedeniyle söylemlerini ne kadar hassas seçtiğini, doğru anlaşılmak ve Silivri'ye İstanbul'a hizmet adına, en önemlisi kendi siyasi anlayışı ile politik duruşunu muhafaza etmek için ne denli çırpındığını bir kez daha idrak ettim.

Volkan Yılmaz, Silivri için bu dönem ve sahip olunan şartlarda kesinlikle bir ‘ödül' ama ilçe belediye başkanlığı onun adına kesilmiş bir ‘ceza' izleniminin saklanacak bir yeri yok!

Kadim bir atasözümüz der ki “Ya sevdiğini alacaksın ya da aldığını seveceksin!” Yılmaz da atasözü dinliyor ve Silivri'yi yönetmeyi, geleceğini inşa edip, sahip çıkmasındaki gayreti ve hizmet ile yatırım noktasında faydalarını görüyor, yaşıyoruz…

Başımıza gelen her şey (iyi ya da kötü olarak değerlendirilmesi tamamen bizimle ilgili; yoksa neyin iyi neyin gerçekte kötü olduğunu bilme şansımız olduğunu düşünmüyorum) bize olmamız gereken insana dönüşme yolunda yardımcı olur…

Herkesin hak ettiği şekilde ve şeyleri yaşaması dileğiyle : )

 

 

YORUM YAP