Sevginar Sali

Yaşam ile ölüm arasında...

Pek keyifli başlamadık Pazar gününe… Belki yolunuz düşmüştür, ya da sadece adını duydunuz ama hiç tanımamış olsanız bile 48 yaşında bir adamın ani ölüm haberi karşısında hayatı birkaç saniyeliğine bile olsa sorguladınız muhakkak…
Sait Eken, Sait Usta sevenlerini bu dünyadan aniden çekip gidişiyle çok üzdü… Daha üç yıl önce 38 yaşında bir kalp krizinin hayattan kopardığı kardeşinin ardından, annesi dün ikinci oğlunu ebediyete uğurlarken, sesi kısılana dek feryat etti…
Eşi ve kızının hali hiç anlatılacak gibi değil zaten…
Niye böyle acı bir giriş yaptım haftaya?
Bugün varız yarın meçhul...
Nasıl bir hayat kazanırsanız kazanın yaşam sona erdiğinde hepimizi bekleyen aynı son! 5 metre kefen ve kara toprak!
Onun için kimseyi kırmaya değmez demeyeceğim bunu yapanın incinmemesi imkânsız çünkü…
Başkalarını düşünmüyorsanız bile kendinizi düşünün!
Size sunulan hayatı en güzel şekilde yaşamaya bakın…
Sait Eken'e Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabır, dayanma gücü diliyorum…

***
Çarşıda cenaze, sahilde-Çayırdere'de eylem… Silivri'nin üstüne karabasan gibi çöken Termik Kömür Santrali mevzusu… Enteresan yetkililerimiz var… “Ecelinizle ölmenize müsaade etmiyoruz illa biz ‘öldüreceğiz' sizi, vebalinizi taşımak istiyoruz” diye gereksiz, zararlı bir ısrar içindeler… Benim için bir anlamı yok ama onlar kaynaktan, paradan, güçten söz ediyorlar… İnsan ölümcül bir hastalığa yakalandığında hangisinin bir değeri, faydası var diye sormak istiyorum santral mevzularına karar verenlere; ara ki bulasın, soru sorasın, üstüne bir de yanıt alasın!
O kadar yalan geliyor ki ‘İnsanlığın gelişimine katkı sunacağız' iddiaları bu yaptıklarıyla yan yana geldiğinde… Yalancı utanmıyor, kandırılmak isteyen başını eğiyor!
Sayın yetkililer, devlet büyükleri valla gölge etmeyin, bizi ‘öldürmeyin' başka ihsan istemez… Bıraksanız biz ecelimizle, efendi efendi göçüp gitmeyi biliyoruz bu dünyadan…
Öyle de hayati bir yeden saplıyorlar ki bıçağı bedenimize canımızın yandığını fark ettiğimizle öldüğümüz bir oluyor!
Çok fazla ‘ölüm'den söz ettim farkındayım… Ama yaşamın olduğu yerde onun yokluğu, telaffuz etmemek ve düşünmemekle olacak iş değil siz de bunu anlayın, unutmayın...
Yaşamın kıymetini bilin diye hiç kısıtlamadan kendimi ölümün adını belki gereğinden, kim bilir ya da gerektiği kadar fazla geçirdim…
Dilediğiniz, inandığınız, içinizden geldiği gibi yaşayın, mutlu olduğunuz şeylerden vazgeçmeyin, kendinize eziyet etmeyin! Ecel gelene kadar yaşamak ise payımıza düşen; her anın tadını sonuna kadar çıkartın…
Ebediyete intikal eden tüm sevdiklerimize Allah rahmet eylesin, hayatımıza mutluluk, iyilik ve güzellikler versin…
Hayatı, kendinizi çok sevin size verilen yaşamı heba etmeyin...

YORUM YAP