XXXXX

Vekiller moral verdi


Süleyman Çelebi ve Mevlüt Aslanoğlu, aday adaylığı başvuru sürecinde hafif çatlaklıklar yaşayan CHP Silivri’ye ve de Başkan Özcan Işıklar’a merhem gibi geldi. ‘Silivri’yi milletvekilleriyle dolaşan belediye başkanı ve ilçe başkanı biraz yorulma karşılığında güzel moral depoladı’ dersek hata olmaz sanıyorum. Halkın nabzını tutmak pusulasını şaşırır gibi olan siyasetçilere her daim doğru bir yol gösterici olmuştur. Çalışmaları ve izlemeleri gereken yolla ilgili en doğal ipuçları burada gizli. Halkın şifrelerini çözen, iktidar kapılarını da açar. Bu hassas ve özenli bir yaklaşım gerektiriyor, aynı zamanda da sıkı bir takip.

TAKDİR EDİLESİ ÇABA
Emrah Maşalacı büyük bir kararlılıkla siyasi kariyerine yön çizmek için çabalıyor. En büyük desteği baba Ahmet Maşalacı’dan alsa da kendi fırsatlarını yaratma başarısını da görmezden gelemeyiz. Azmine hayran kalmamak mümkün değil. Bulup buluşturup, düşünüp tasarlayıp bir şeyler yapması, başkalarına bir fayda sunması gerçekten çok hoş. Siyasetin gençlerin enerjisi ve yeni bakış açısına ihtiyacı var. Yolun açık olsun!

UMDUKLARIMIZ VE BULDUKLARIMIZ DURUMU
Siyasi partilerimiz görünen o ki yerel seçim arifesinde yeni bir yapılanma sürecine girmeye başladı bile. İstifalar, transferler, gelecek dönem beklentilerin karşılık bulup bulmama durumuna göre teşkilat yapıları yeni bir şekil alıyor. Başkan adaylarıyla paylaşılabilenin dışında çok ciddi bir fikir hareketi yaşandığını, bunun ancak onda birinin şu an için hayata geçtiğini belirtmek gerekir. Aday olma potansiyeli taşıyan isimler ile onların ekibinde yer almak isteyen insanların konuşma ve görüşmeleri bir yana, bunun dışında yapılan paylaşımlar ve tasarılar siyasetin yönünü belirliyor. Peşinen bir tarafta kaybetme, diğer tarafta kazanma durumuna seçim sonrası hazırlıkların yapıldığını görürken, "İnsanlar plan yaparken tanrı onlara gülüyor” sözü geliyor aklıma. Sonuçta hepimiz her zaman olduğu gibi umduğumuzla değil bulduğumuzla yetinmek zorunda, kabullenmek ve saygı duymak durumunda kalacağız.

GÜNÜN SÖZÜ

"İstanbul'u değil dünyayı alırım"
Fatih Sultan Mehmed Han, Edirne'de bir gün kıyafetini değiştirip çarşıda gezmeye başlamış. Bir ara bir bakkala uğrayıp yağ istemiş. Yağı aldıktan sonra da bal istemiş. İstemiş istemesine ya bakkal balı vermeyip şöyle demiş: "Bal var, yalnız onu da şu yan taraftaki bakkaldan alın efendim."
Padişah şaşkınlık içerisinde şu soruyu sormuş: "Niye sen vermiyorsun?"
Bakkal, şu şekilde cevaplandırmış Fatih'in sorusunu: "Yalnızca ben kazanırsam öteki bakkallar açlıktan ölürler. Onların da çocukları var, onlar da kazansınlar."
Padişah, hayretler içerisinde diğer bakkallara da uğramış ve hep aynı cevabı almış: "Sadece ben kazanmayayım, onlar da kazansın," demişler her biri.
Bunun üzerine şöyle söylemiş Fatih Sultan Mehmed Han: "Birbirlerine bu derece bağlı, birbirlerini böylesine düşünen bir halkım olduktan sonra ben değil İstanbul'u, bütün dünyayı bile alırım…”


YORUM YAP