Sevginar Sali

Sakın bir çiviyi küçümseme...

Cuma günü Pazartesi günkü gerilimden sonra oldukça sakin başlayan Silivri Belediye Meclis Toplantısı aynı sükûnet içinde devam etti. Başkan Bey ve kadın meclis üyelerimizin 8 Mart'ta Silivri Kaymakamlığı ve Belediyemizin Hatay'ın üç ilçesinde kurmuş olduğu çadır köylere gerçekleştirdiği ziyaretin değerlendirmeleri, bir aya aşkın süredir depremin dağıttığı ayarlarımızı bir kez daha yerle bir etti. CHP Belediye Meclis Üyesi Elif Yılmazer anlattı, Başkan kürsüden gözyaşlarını tutamadı. Deprem bölgesine gitme cesareti gösterenleri kutluyorum, buna gücü olmayan biri olarak.
Ve bu katmer katmer acının içinde bile ortaya koyduğu organizasyonla bizi gururlandıran Belediye Başkanımız, Kaymakamımız, desteklerini esirgemeyen tüm duyarlı vatandaşlarımıza duyduğum minnet depremin yol açtığı acıları iyileştirmeye yarıyor. Deprem bölgesinden yükselen sesler ve çığlıklarda kime kime kızgınlık, eleştiri vardı ama belediyeler bu dayanışma, yardımlaşma sınavında toparlayıcı performansları ile dikkat çekti.

Herkes bir şeyler yapmaya çalıştı muhtemelen ama bunda diğerlerine göre de daha muvaffak olan Belediyemizin hakkını teslim etmemiz gerek. Yakın çevre olduğu için ‘Biz bu kadar şey yapıyoruz herkes yapıyor mu?' diye merak edip araştırdım, komşu ilçe belediyelerimizin çalışmalarını. Silivri'nin Çadır köylerinde Çocuk kütüphanesine varana kadar hazır edilirken, birçok sosyal medya paylaşımına rağmen bazılarında daha çadır sevkiyatı, kurulumu gibi aşamaların tamamlanamadığını öğrendim.

Düne kadar İstanbul'un unutulmuş çeper ilçesi büyük, kelli felli belediyeler ile boy ölçüşen, yetmedi yaptıkları işleri aşan gelişmelere imza atar hale gelmiş. Evet, biz kendimize göre geçmişe nazaran epey mesafe kat ettik tamam da, o gıptayla baktıklarımız ile yarışır hallerimiz de pek hoş geldi.
Sanırım bu başarının en önemli sırrı; hiçbir şeyi yapmış olmak için yapmama hususunda muhteşem bir inada sahip belediye başkanına sahip olmamızda.
Bu deprem mevzusu insanı kendinden almaya çok müsait bir konu…
Geçelim diğer gündemlerimize…
Muhalefet, daha doğrusu Melih Yıldız, geçen mecliste Volkan Yılmaz'ın Sağlık Bakanlığını gölgede bırakırcasına son 4 yılda bir düzine sağlık ocağı ve yatırımı yaparken gözden kaçırdığı ya da ilgili bakanlığa da yapacak bir iş kalsın diye atladığı Çeltik Sağlık Ocağının depreme dayanıksız halini gündeme getirdi. Bu kıymetli eleştiri girişiminin hedefi Sağlık Bakanlığı ve Hükümet temsilcileriydi muhtemelen de Volkan Yılmaz'ın üzerine alması büyük bir talihsizlik oldu muhalefet açısından. Bir süreliğine yetkisi dışında olduğuna bakmaksızın eğitimden, salığa, spordan, tarıma, kültürden, çevreye yaptıklarını anlatmayı bırakan Yılmaz'dan hizmet ve yatırımlarına ilişkin okkalı bir brifing aldık. O yaptıklarını anlattıkça, muhalefet yapamadıklarını, ne yapacağını düşünürken işin içinden nasıl çıkıyorlar merak ediyorum? Hizmet ve yatırım eksikliği gerekçesiyle birlikte kaybedilen iktidar değişiklik şansına mı üzülüyorlar, Silivri'nin kazandıklarına mı seviniyorlar?
Özellikle CHP'de son dönemde “Millet İttifakı genel seçimleri kazansın, Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olsun bu sonuç bize zaten bizim olan, şansızlık eseri kaybettiğimiz Silivri'yi altın tepside geri getirir” havası seziyorum… Çok yanlış!
2019'da ‘kazanma ihtimali olmayan bir aday' karşısına, ‘kaybetme ihtimali olmayan' bir havada girip aldıkları sonucu düşününce, 2024'te işlerinin ne kadar zor olduğunu bir ara geç olmadan anlarlar mı acaba?
Cengiz Han'ın çok güzel bir sözü var: “Sakın bir çiviyi küçümseme. Bir çivi bir nalı, nal bir atı, at bir komutanı, komutan bir orduyu, ordu koca bir ülkeyi kurtarır.”

YORUM YAP