Şahin Dirik

İttifak dediğin

Millet İttifakı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olarak açıklandığı gece yayınlanan ortak mutabakat metninde yer alan 3. Madde oldukça dikkat çekici. Madde aynen şöyle diyor “Geçiş sürecinde Millet İttifakı'na dâhil partilerin genel başkanları Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaktır.” Olabilir, tüm partilerin oylarını firesiz şekilde konsolide etmek için ideal bir yöntem.
Yine 4. Madde de ittifakın yapısını ve liderler aralarındaki uzlaşmayı, sinerjiyi ortaya koyan mühim bir madde. “Bakanlıkların dağılımı, Millet İttifakı'nı oluşturan siyasi partilerin milletvekili genel seçiminde çıkardığı milletvekili sayısına göre belirlenecektir. İttifak partilerinin her biri kabinede en az bir bakan ile temsil edilecektir.”
İkisi de mantıklı ve makul maddeler. Liderler, Kılıçdaroğlu'na Cumhurbaşkanlığı makamına giden yolda desteklerini sunacaklar ancak kendileri de avuçlarını yalamayacaklar. Uzun lafın kısası ne kadar çalışır, karşı bloktan ne kadar oy çeker, meclis aritmetiğini AKP ve MHP aleyhine ne kadar çevirirlerse o kadar bakanlık kazanacaklar. Bu formül Millet İttifakı'ndaki en küçük partilerin bile seçime daha bir iştahla saldırmalarına, hunharca oy toplamaya çalışmalarına vesile olacak.
İttifak dediğin böyle olmalı zaten. Her ortak, sağladığı fayda düzeyinde menfaat elde etmeli. İsmi lazım olmayan bir “güya ittifakta” olduğu gibi biri yer biri bakar olmamalı. Zaten o tarz bir ittifaka ittifak denir mi hiç? Bir parti simbiyotik bir şekilde diğerine yapışarak yalnızca hayatta kalma, siyasi varlığını sürdürebilme kaygısıyla canhıraş şekilde diğerini destekliyor, onu iktidarda tutmak için ondan çok savaş veriyor ve karşılığında ufacık bir şey bile elde etmiyor. Tabanından dünyanın tepkisini görüyor, bölündükçe bölünüyor, içinden yeni partiler çıkıyor, içinden çıkan partilerin oy oranı kendisini gölgede bırakıyor ama karşılığında bir tanecik bakanlık bile alamıyor… Sadece “devlet kadrolarında belli yerlere sizin kadroların memurlarını yerleştireceğiz” gibi zavallının da zavallısı, miniğin de miniği bir züğürt tesellisiyle yetinmek zorunda kalıyor. Yazık ya… Yoksa bir bakanlık dahi isteyemiyor mu? E o zaman bunun adı “ittifak” olur mu hiç?
İttifakın kelime anlamı bile “Halklar, gruplar ya da egemen devletler arasında ortak faydayı sağlayacak karşılıklı çıkarlara dayalı kurulmuş ilişkilerdir” şeklindedir. Tekrar ediyorum; KARŞILIKLI ÇIKARLARA DAYALI KURULMUŞ İLİŞKİLER. Burada menfaat elde eden sadece taraflardan biriyse hani karşılık?
Neyse ki Millet İttifakı böyle acayip ilişkilerden ve garip anlayışlardan oldukça uzak, herkesin verdiği emeğin, yaptığı fedakârlığın karşılığını aldığı bir yapıda kurulmuş ve işliyor.
Millet İttifakı iktidarında bu diğer arkadaşların aralarındaki bu acayip simbiyotik bağlılığın esas sebebinin de gün yüzüne çıkacağı günleri hep birlikte görmeyi ve bu merakımızın giderilmesini umuyorum.

YORUM YAP