Gidenler, gelenler; yer edenler...

Sevgili Adil Sirkecioğlu yazmadığı için AK Parti'nin kongre şifrelerini yorumlamak bana kaldı… Bir işin ustası yanında çıraklığımı belli etme meraklısı değilim ama meydanı boş bulmuşken parlak fikirlerimi paylaşmak isterim…
Genel Merkez ve Türkiye açısından süreç hakkında ahkâm kesme cüretimi fazla ileri taşıyacak değilim ancak birkaç isim üzerinden Silivri hakkında tahminde bulunma cesaretimin hoş görüleceğini düşünüyorum…
Mehmet Müezzinoğlu'nun MKYK'da yer bulmaması dün de belirttiğim gibi Tülay-Yavuz Kaynarca ekseninde mühim bir gelişme.
AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci'ye kesin olarak gidici gözüyle bakıldığının ipucunu yakalamayan kalmamıştır Cumhurbaşkanı, AK Parti'nin yeni Genel Başkanının konuşmasında.
Kongrede ‘yenileme', ‘tazeleme' sözcüklerinin kullanım sıklığına bakılırsa Silivri'de yıllardır ‘kırılmalı' denilen sac ayakları ile vedalaşma vakti gelmiş gibi görünüyor. Yanlış anlamayın işin mutfak kısmında kalacaklar ama vitrin kaçınılmaz olarak yenilenecek gibi duruyor. Sizin anlayacağınız kimileri hayallerine veda etmek durumunda kalırken, başkaları ummadıkları hızla yaklaşacak…
Yeni evlendi başını yakmak gibi olmasın ama Emrah Maşalacı'nın ismini önümüzdeki süreçte AK Parti ile ilgili çok sık duyacakmışız gibi geliyor bana Erdoğan'ın anlattıkları ışığında Silivri tablosunu gözümün önüne getirince. Bugün gündemimizde olmayan isimlerin, daha sık değerlendirmelerde yer alma olasılığı oldukça yüksek… Bildiklerimizin geçerliliğini yitirip, yerini yenilerine bırakacak. Ya bugün bildiğimiz AK Parti'yle vedalaşacağız ya da AK Parti Silivri'de iktidar umuduyla… Silivri'deki AK Parti'yi Türkiye genelindeki CHP tavrıyla çok benzetiyorum ben nedense… İkisi de iktidar olmak istemiyor gibi hissettiriyor… Bu durumda Silivri'de en rahat MHP; iktidarın da muhalefetin de onlarla iyi geçinmek gibi bir mecburiyeti var… MHP de diğer siyasi partilerden gördükleri ilgi ve alakayla yetinip, seçmen nazarında yükseliş, sıçrama peşine düşmüyor…
Silivri'de şu an düzen Özcan Işıklar'ı dilediği kadar belediye başkanı yapmak üzere kurulu sanki. Kendisine kalsa tahtını iki günde yıkma potansiyeline sahipken, iç ve dıştan, kendisinden bağımsız olarak kurulan ve sağlamlaştırılan pozisyonu hayret verici. İçerliyordur inceden inceye şimdi “Aşk olsun benim hiç mi etkim, katkım, başarım yok...” diye… Var, haksızlık etmeyelim; Kadir Gecesinde doğmuş olmak gibi… Şaka bir yana Silivri'yi iliklerine kadar tanıyor olması, yerel yönetim ve siyasi tecrübesi, vizyonel bakış açısı, ileri görüşlülüğü ile cesareti (aklını geride bırakmadığı zamanlarda) inkâr edilemez tabi. Aday olduğundan beri tutturduğu ve benim de her daim karşı çıktığım (inada bindi sanıyorum artık) “Kendini hissettirmeyen Başkan” konumunu sağladı Işıklar kabul ediyorum! Ama şöyle; varlığı hissedilmiyor, yokluğunda yerine gelecek kişiye de çok bağlı da mumla arama ihtimalimiz yüksek. Yaptıklarını, yaptırtmadıklarınla yan yana koyduğunuzda yapmadıkları hükümsüz kalıyor…
Türkiye ve Silivri siyaseti büyük, AK Parti güdümlü büyük değişimlere gebe… Niyet önemli de gerçekleştirme başarısı belirleyici olan.
AK Parti'nin genelden yerele değişimden başka şansı yok süreci lehine çevirmek için… CHP'nin gelişim ve sonuç, çözüm odaklı gündemleri çoğalmalı… MHP'nin iktidar şansını belirleyecek reçete yerelin boyunu aşar ama siyasi başarı için kat edilecek mesafeler bitmez tabi… Bir yerden başlamak gerek…
Binali Yıldırım'a, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkan Adaylığı sorulduğunda yüzünün aldığı şekli anımsar mısınız? Çok istiyor, önümüzdeki süreç epey uzun kesin bir şey söylemek için söz konusu siyaset olduğu için ama muhtemel aday olarak görüyorum…
CHP'nin İstanbul adaylığı konusunda gönlümden geçen Muharrem İnce olsa da, onun gönlündeki kara sevda belli… Akif Hamzaçebi ihtimali kulislerde epey yoğun değerlendiriliyor bu aralar…
Neden olmasın...

YORUM YAP