Yıldız Aydın Zık

Filistin’in cesur çocukları

Çocukların bakışlarından bile korkup bomba atan yetişkinler, lider oldu bu dünyada. Elinde, yemeyi unuttuğu lolipopuyla annesini ne kadar özlediğini anlatmaya çalışan pembe pijamalı kız çocuğu kadar insan olamayan liderler. “Babam beni teselli ediyor, ağladığımda üzülüyor. Ben de o uyurken ağlıyorum.” diyen pembe pijamalı kız çocuğu kadar… O kadar haklı ki; “Bizim suçumuz ne?” diye Filistinli bir çocuk babasının cenazesi başında sorarken, hangi söz sahibi LİDER, büyük adam, başkan, abi, amca cevap verebilecek bu soruya? Gerçekten sahip oldukları imanla Allah'a sığınıyor, hepimizi Allah'a şikayet ediyorlar.
Oyundan yorulup terlemeli çocuklar. Kan olmamalı alınlarından akan.
Yağmur yağarken neşeyle su birikintilerinde sıçrarken kirlenmeli kıyafetleri. Evinin enkazının tozundan değil.
Gökyüzünde uçurtmasını görmeli. Savaş uçaklarını değil.
Okula giderken bakmalı anneler çocuklarının ardından. Parçalanmış yavrularına değil.
Kötü amcaların kanlı ellerinde ne kadar kirlendin dünya. Bu kadar kirin içinde tertemiz yüreklerine yer bulamadığı için Filistinli çocuklar, göğe yükseldiler. Ne esir oldular, ne de özgür.
Kazananı olmaz çocukların ağladığı hiçbir davanın. Aklanamazsın hiçbir vicdanda.
Daha da vahşileşiyorsunuz, küçük bir çocuğu bile korkutmayı becerememenin hayretiyle. Zira, tankın önünde dans eden silahsız bir gençten için için nasıl korktuğunu görüyoruz. Kanlı ellerinle hak arama telaşın ne kadar da aciz gösteriyor seni.
Peki ya biz… Yerinden edilen bunca masumun olduğu bu yeryüzünde nasıl huzur bulabiliriz bundan sonra? Bu kadar “AH” semadan yağmur olup yağmaz mı? Çocuklar ölmemeli, derken biri daha “ŞEHİT” oldu; tam da şimdi!
Sizin karnınız cennette doyarken artık, bizim boğazımıza düğüm olacak tüm lokmalarımız.

YORUM YAP