Sevginar Sali

Bi kendimize gelelim...

Dünya değişiyor, bazı şeyler aynı kalıyor. Ortak amacımız vatan ise, hepimiz aynı hassasiyeti en başa koyuyorsak neden bu kadar birbirimize düşmanca davranıyoruz anlamakta güçlük çekiyorum. Oysa ki düşman değiliz, olmayız da… Evet ve Hayır cephelerinden yükselen seslere bakıyorum da karşı tarafa yönelik sert söylemler arasında ülkenin geleceğine dair kaygıları ve anlatımları zar zor buluyorum… Anlamak istemeyenlerin, dinlemek ve çabalamaktan pes edenlerin fazla oluşunu anlıyorum aslında… Bir yerden sonra ipin ucunu bırakıyorlar… Hırpalanmaktansa gördüklerinden yola çıkarak, anladıklarının daha az etkisinde bir taraf seçip kenara, kabuklarına çekiliyorlar… Sanki kötülüğümüzü isteyen gerçek düşmanımız azmış gibi durduk yerde diğer partiden, bizimle aynı şeyleri savunmayan karşı komşumuzu, farklı düşünüyor diye düne kadar birlikte iş yaptığımız esnafı, yemek yediğimiz arkadaşımızı demokrasilerin olmazsa olmazı olan düşünce özgürlüğünü hiçe sayarak son derece basit nedenlerden dolayı kolayca düşman ilan ediyoruz… Bizim gibi düşünmeyen düşmansa, ülkemize, binlerce asker, polis ve sivilimizin canına kast eden, sınırlarımızda oluk oluk kan akmasına sebep olanlar kim veya ne? Bir düşünün bakalım… Daha millet olarak birlik olamadıysak, düşmanımız kim öğrenemediysek, ihanetleri hafife alabiliyorsak, bizi bir arada tutan şeyin önemini kavrayamadıysak ne yapsak boş!
Daha kendimize gelecek yolu bulamazken, muasır medeniyetler seviyesine erişeceğimize kimi inandıracağız Allah aşkına!?

VANDALİZM MERAKI
Yapmak, yaratmak, emek harcamak, sabretmek zor tabi… Günümüz koşullarında buna kıymet verenler az, değerli hissettirenler fazla olmadığı için; çağımız insanı kendini ifade etme biçimi olarak yıkma, yok etme yoluna çok çabuk girebiliyor. Sonuçlarını işinde gücünde insanlar çekmese bir de… Geçmiş olsun Zafer Yalçın…
Herkes bir şeyler yapıyor da ne olduğu konusunda kafalarda bir netlik olduğunu söylemek zor. İyi ve kötü öyle hızlı konum değiştiriyor ki… Niye bu kadar sınırsız oldu her bir şeyimiz anlamak da anlatmak da güç.

KISSADAN HİSSE
Köyde yaşayan yaşlı bir ressam vardı. Olağanüstü güzel resimler yapıp iyi fiyata satardı.
Bir gün köyden bir fakir gelip dedi ki:
-Yahu senin durumun iyi. Neden kimseye yardım yapmıyorsun. Bak fırıncı fakirlere ara ara bedava ekmek veriyor. Kasap bazen bedava et veriyor. Sen neden hiç yardım etmiyorsun?
Ressam tebessüm etti ama bir şey demedi.
Bu fakir bütün köyde sabah akşam ressamın aleyhinde propaganda yapıyor ve ressamı kötülüyordu. Bir gün ressam hasta oldu. Kimse de onun yanına gelmedi ve sonunda ressam öldü. Aradan bir kaç gün geçti. Artık ne fırıncı ekmek verdi fakirlere ne de kasap et verdi. Sordular “Neden fakirlerin hakkını kestiniz?”
Dediler ki: “Her aybaşı o merhum ressam bize para verip fakirlere ekmek ve et vermemizi söylerdi. O ölünce para veren kalmadı o yüzden.”
İnsanların bazıları seni kötü bilir kimileri ise sudan daha temiz ve berrak. Ne kötü diyenler sana zarar verir ne de iyi diyenlerin bir yararı olmaz. Önemli olan senin gerçek ve hakiki durumundur. Onu da bir tek Allah bilir. Kimseye karşı ön yargılı olma. Eğer gerçek halini bilsen başka türlü davranırsın.

MUTLAKA OKUYUN
Zülfü Livaneli/Huzursuzluk; muhteşem bir eser… Bugünün Türkiye'sini anlamlandırmak adına kişisel algınıza katacağınız eşsiz bir tecrübe aktarımı. Siyasi önyargılarınızdan kurtularak kitabı elinize alırsanız zaten 10. sayfasından sonra ne demek istediğimi benim anlatamayacağım şekilde anlarsınız. Kolay kolay kitap tavsiyesinde bulunmam, çok beğendiklerimi bile; ama bu bambaşka...

YORUM YAP