XXXXX

Adalet(Siz)Lik


Silivri, özellikle sahip olduğu imar rantı bakımından herkesin gözünün üzerinde olduğu bir yer. Yakın geçmişte yaşanan olaylar ile bu alanda adımız çıkmış 9’a zor iner 8’e durumuda. Bunu bile bile imar kontrol ile yönetimini üstlenen kişinin kolay kolay hata yapacak olması düşünülemez.
Silivri Belediyesi imarının kilidini elinde tutan kişi doğal olarak İmar’dan sorumlu Başkan Yardımcısı Ayhan Otlatıcı.
Otlatıcı’nın Silivri’de bulunduğu konuma geliş nedenini, sahip olduğu koşullardan dolayı sorgulayanlardandım.
Sokakta konuşulan veya kolayca sarf edilen suçlamalara ilişkin duyumları farklı bir bakış açısıyla görmenizi önerme ihtiyacı hissediyorum.
İnsanların istediği şeyi yapmayışınız çok kolay sizi ‘kötü’ yapar. En basit ve hemen hemen hepimizin yaşamış olabileceği bir örnekle izah edeyim; Çocuğunuza istediği izni vermezseniz, istediğini almazsanız aranızdaki kan bağına ve ne kadar iyi bir baba olursanız olun talebinin karşılanmamasından doğan öfkesinin tetiklediği anlık nefretinin hedefi olursunuz. Hele ergenlik çağında duyarlılık ve hassasiyetlerinin dorukta olduğu dönemde.
İmar Silivri’nin en hassas ve duyarlı olduğu alan! Spekülasyona son derece açık, adaleti sağlamak güç, kompleks bir süreç.
Ayhan Otlatıcı sahip olduğu bürokratik bilgi ve tecrübe ile adına sokaklarda yazılan yanlışlara tenezzül edecek biri olamaz. Bunu kendisini tanıyan biri olarak değil, üstlendiği görevler bakımından sahip olduğunu düşündüğüm zekaya dayanarak söylüyorum.

Geçtiğimiz dönem Hüseyin Turan  ve AKP ile aramızdaki sorunu bilen ve iktidardan istediğini alamayanların birçoğu doğrudan soluğu gazetede alırdı. Adınızın çıkması için illa yanlış yapmanıza gerek yok, bir insanın istediğini yapmayın bu sizi onun gözünde kötü yapmaya yeter de artar bile. Silivri Belediyesi ve yetkilileri hata yapmadı yapmaz demekle de olmuyor. Yaptıkları hataların yasal sorumluluğu varsa herkes üzerine düşeni ilgili merciler aracılığı ile yapmalı. Basın da sokak da insanların hakkında yaptıkları ile ilgili hüküm verilecek alanlar değil. Bunun aksini savunursanız bugün, yarın siz de bu sürecin kurbanı olabilirsiniz. İftira, yalan ve dedikodu akıllı insanların yapacağı şeyler değil. Bildiğiniz, gördüğünüz her yanlışın peşini bırakmayın. Gerekeni kararlarına saygı duymanın adalet inancımızı ayakta tutan mercilerde yapın.

Şöyle bir düşünüyorum da düşmanlarımı hep yanlışlarını yazdığım, ortaya çıkartığım insanlardan kazandım. Ya da konumumu kıskanan, çekemeyenlerden. Her iki kesimdekiler için de yapacak hiç bir şeyim yok. Benim hakkımda ne düşünüyorlarsa Tanrı onlara iki katını versin demekten başka.  

Ayhan Otlatıcı, çevresinde olup bitenlerin farkında olmayan, boş bir adam değil. Yapacağı en ufak hatanın en büyük cezasını bizzat çekeceğini bile bile kendini ateşe atacak kadar akılsız hiç değil. Suçların ne kadar ağır cezaları olduğunu bilmeyecek kadar tecrübesiz asla değil.

İmar bölümünün önemli diğer görevi şehir rantını, kamuya geri döndürme gibi hassas bir sorumluluk. Yasalarla belirlenmeyen, tıpkı adliyede hakimin inisiyatifine bırakılan vicdani boyutu gibi. Belediyenin önemli gelir alanlarından bağışlar da çok önemli. Bu süreci denetlemek ve yönetmenin temel kriteri kamuda rahatsızlık uyandırmayacak tarafı olabildiğince az olmalı. Olmamalı demiyorum çünkü imkansız.

Yönetim yetkisi verdiğimiz insanlar kamuya, onlara tanıdığımız yetki alanında hata yaptıklarında hesap soralım, eleştirelim. Ama unutmayalım ne yargı ne de ceza verme yetkimiz yok. Kamuya zarar verme pahasına yapmalarını isteyip, beklediğimiz kişisel çıkar konuları üzerinden gündeme taşınan suçlamalar bumerang gibidir. Döner sizin kafanızı uçurur. Söylediğiniz, yaptığınız her şey size geri döner bu evrenin kimsenin çiğneme gücü olmayan kanunudur.
 Herkes istediğini elde etsin ama başkalarının hesabına değil hak ederek, çalışarak.

YORUM YAP