XXXXX

Silivri De Hayat

Yeni bir haftaya başlarken, 2011 hızla tükeniyor.
Geçtiğimiz hafta haber ve olaylar bakımından oldukça hareketli ve renkli geçti.
Birilerinin davul ve zurna eşliğinde vermeyi seçtiği haberleri, Hürhaber’in yer vermeyi uygun bulmaması her zaman benim en önemli stratejim oldu. Susmanın konuşmaktan zor olduğu zamanlara atıfta bulunarak, yine de neyi neden yaptığımı Silivri’deki gelişmeleri Hürhaber’den takip edenler için özetlemek istiyorum.
Bir olayı irdelerken cereyan ettiği koşulları göz ardı edemezsiniz. Neden – sonuç ilişkisini oluşturmadan yorum da yazamazsınız o olayı haberleştirerek kamuoyuna da gerçeğe uygun aktarma imkanınız olmaz.
“İlhan Uygun yolda arabasıyla giderken bir diğer araç sürücüsüne küfür etti” şeklinde verilen haber eksik olur; Eğer tepkinin nedenini söz konusu sürücünün sinyal vermeden, aniden yola fırladığını, kazaya ramak kala İlhan Uygun’un ani fren yapmak suretiyle kurtulduğunu belirtmezseniz.
Trafikte yukarıda sözünü ettiğim durumlarda küfür etmediğini söyleyebilen insanlar gerçekten çok saygıdeğer bir kişiliğe sahip olduklarını bilmeliler.
Trafikteki keşmekeşi bir yana bırakıp siyasete dönelim mi?
Siyasetçi ve gazeteci malumunuz her açıdan birbirine bağlı iki taraftır. Birbirine ihtiyaçları hayatidir. Aralarında duygu skalasında ne kadar renk varsa hepsini 24 saat içinde yaşayabilirler. Bu kadar kısa zaman zarfında aklınıza gelebilecek her türlü duyguyu sığdırabilirler. Duygu potansiyeli bu kadar geniş bir ilişki.
Dün kanlı bıçaklı olan gazeteci ile siyasetçiyi iki gün sonra can ciğer kuzu sarması görmeniz çok sıradan bir durumdur. Siyasiler buna çok güzel bir bahane bulmuş, “Siyaset küslük kaldırmaz” diyorlar. Biz de habercilik ve kamu aşkına dün bize küfür eden, şiddet uygulayan, baskı yapanlar ile bugün işbirliği içinde olabiliyoruz.
Kibar kibar anlatmaya çalışıyorum ama beni tanıyanlar burada tükendiğimi anlamıştır. Gelelim şu malum konuya belediye başkanı küfür edebilir mi? Bu soruya yanıt vermeden önce kendinize bir soru sorun; siz ediyor musunuz? Kimseye itiraf değil bu, sadece siz bileceksiniz… Evet diyenleri dürüstlüklerinden dolayı kutluyorum. Küfür etmek kötü bir şey ama ben de ediyorum. Hatta bana edenlere karşılığımı daha ileriye taşıdığım zamanlar bugüne kadar oldu, bundan sonra da olmayacağına dair kimseye söz veremem. Mesaj yazmam, kafa göz girerim!
Herkesin çileden çıktığı anlar vardır. Bir insanın sabrını sınıyorsanız karşılığında duyacaklarınız, hissedeceklerinizi göze almışsınız demektir. İhtiyaç duyduğunuz adaleti bir türlü sağlayamıyorsanız,  haksızlık olduğunu düşünüyorsanız mahkemeler adalet sağlamak için tayin edilmiştir.
Her insanın zaafları vardır. Kimse kusursuz değil. İnsanlar başkalarına yönelik haksız eleştirilerini en yoksun oldukları şey üzerine kurarmış.
Özcan Işıklar, kendi hatalarının cezasını çekiyor. Bir başkasının ona yaptığı, yapabildiği henüz hiçbir kötülük yok. Şahsına yöneltilen bu kadar haksız eleştiri karşısından çizgiyi aşmasaydı asıl o zaman kendisinden şüphe ederdim. Asıl merak ettiğim bugüne kadar nasıl dayandığıydı.
Gazeteci olarak en ağır hakaretleri, saldırıları aldığım dönem ve kişileri düşünüyorum da (eminim onlar da bu münasebetimizi hatırlıyordur) hepsi layığını buldu. Katkım olduysa ne mutlu bana ama özellikle ve yoğun bir çaba içinde bulunmadım.
Kader varsa eğer bu da: İnsanların hak ettikleri dışında başka hiçbir şeyi yaşamamalarından başka bir şey değil.
Bir insanın kişiliğini belirleyen doğruları kadar yanlışlarıdır da, onu o yapan sevapları kadar günahlarıdır da. Silivri’nin en mükemmel kişiliği, iyilikseveri, etik abidesi değil belirlediğimiz seçimlerde. Hoş bir olay değil, Özcan Işıklar başkası için değil kendisi için sınırını daha makul bir düzeyde belirlemeliydi. İşlerin bu noktaya gelmesi kriz veya sorun yönetiminde sıkıntı olduğuna dair bir işaret. Özcan Işıklar’ın kime ne yaptığını tartışmıyorum, Belediye Başkanının kendi davranışlarına imajına zarar verecek yönde sürdürmemesi gerektiğini söylüyorum. Tepkisinde sonuna kadar haklıyken, ifade şeklini tartışma konusu yapmamalıydı. Daha öncekilerini düşününce Işıklar’ın sözde niyeti epey hafif bir mevzu gene de.

Haberin devamı 28.11.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…


YORUM YAP