XXXXX

Fransız Keferesi

Jacques Seguela'yı hatırlayanınız var mı?
1991 seçimlerinde, Mesut Yılmaz'ın siyasal iletişim danışmanlığını yapmıştı. "Reklamcısıydı" bir nevi...
(Evet, havadan sudan bahsedip günü savmaya uğraşıyorum, perşembe Silivri için seçim yorumumu yazacağım, Cuma da ülke geneli için seçim sonucu tahminimi yazıp, beklemeye başlayacağım, cumartesi malum yasaklar falan, pazar da ak koyun, kara koyun belli olacak.)
Ben yaş itibariyle hatırlamıyorum, Mesut Yılmaz'ı pek ala bilirim ama, Seguela falan kalmamış aklımda. Gerçi sokağa çıkıp sorsan, on kişiden yedi-sekiz tanesi "futbolcu" der, bilmezler ama biliyormuş gibi yaparlar, bu huyumuz acınasıdır.
Bilmiyordum, hatırlamıyordum ama öğrendim. Cumartesi günü, Kazlıçeşme dönüşü yoluma çıkan bir sahaf tezgahından, hem de "bedavaya" aldığım, Hıfzı Topuz'un bir kitabından...
Bu kefere, Türkiye'ye "modern" siyasal iletişimi getiren, bir ilki başlatan kişi... Yani ülkemizde bu işin alt tarafı 20 yıllık bir mazisi olduğunu düşünürsek, gelinen nokta takdir edilesi...
O gelmeden önce memlekette, "Vatandaş! Oyunu Cevdet Sunalp'e ver." gibisinden afişler modaydı, ondan önce pek tabi İhap Hulusi imzalılar, "Öküzünü eskiden üç kuruşa nallıyordun, şimdi on beş kuruşa nallıyorsun." sloganları ile...
Efendim, Seguela isimli vatandaş, işine başlamadan önce Mesut Yılmaz'la bir toplantı yapmış ve ona 10 madde sıralamış.
Benim dikkatimi çeken sadece biri oldu.
Demiş ki, "Sizin ülkenizde geçmişe değil, geleceğe oy veriliyor, umuda oy veriliyor."
Varsayalım ki, AKP, geride kalan dokuz yılda, her şeyi dört dörtlük yaptı, memleketi güllük gülistanlık etti.
Fiyatları ucuzlattı, halkı zengin etti, yolları altın döşedi...
Devamı 07 Haziran 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde

YORUM YAP