Sendikalar toplumun nabzını tutmalı, önceliği kendi kuruluşunu dayandırdıkları konulara vererek. Eleştirme hakkına hepimiz sahibiz birer birey olarak. Sivil toplum kuruluşları veya meslek odalarında görev alan kişilerin bu iddiasını daha da somut ve etkin platforma dayandırdıkları genel kabuldür. Ama siyasetteki üslubu düzeltmeye, makul bir seviyede tutmaya çalışırken, eğitimci bir sendikanın ironiyi başaramayıp, dalga geçmesi, toplumda genel kabul görebilecek konuları magazinleştirip, ucuzlatması hiç şık değil. Bunu Eğitim Bir Sen tarz olarak kabul ediyorsa ona da diyecek bir şey yok. Ama ben yine de bir eğitim sendikasına yakışmadığını düşünüyorum. Tıpkı benim iktidarı savunmam şık olmayacağı gibi onların da muhalefete hizmet etme çabası içinde kendi alanı dışında yöntemlere hem de seviyeyi alçaltarak çatması hoş olmamış.
Silivri Belediye Başkanı seçilen her kimseyi onaylamasak da sevmesek de aşağılayamayız, küçük düşüremeyiz. Silivri’nin Belediye Başkanına hakaret edilmesine de sessiz kalamayız. Eleştiri sınırlarını eğitimciler bilmez, uymazsa kimden bu bilince hassasiyet beklemeyelim.
Belediye Başkanının eğitime yeterli bütçe ayırmadığını, sokakların durumunu, tanıtıma gereğinden fazla imkan ayırdığını eleştirin ama Bülent Ersoy’a gönderme yaparak bunu yaptığınızda, karşılığında alacağınız cevapla kamuoyunu nasıl bir gündemle meşgul edeceğinizin hesabını önce kendinize verin.
Haberin devamı 23.08.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…
