Sevginar Sali

Çaylak ve Karakaş üzerine...

Bugün size AK Partinin önemli, daha doğrusu önemsediğim, iki kişiden söz etmek geldi içimden…
Biri uzun zamandır ihmal ettiğimiz ama kimsenin gündeme taşımadan da önemi ve değeri bilinen, öyle kabul edilen ismi; Metin Karakaş… Onunla ilgili yazacaklarımda yeni bir şey yok kamuoyu açısından. Sadece istikrar ve Silivri hedeflerinin devamlılığını belirtmek gerekiyor; kimi eklemelerle...

***
Son dönemde, etrafında yaydığı kişisel aura ile özellikle, asıl dikkatimi çeken diğer isim Yavuz Çaylak… Parti dışında çok ağırlığı anlaşılamayan biri. Perde arkasında kalmasına karşın siyasi gelişmelerin dönüm noktasında cesur atılımlarıyla dikkat çekme sürprizini her daim taze tutan bir profil. Mezarlıklar Müdürlüğü yeni hizmet binasına taşındı taşınalı Yavuz Çaylak'ın makam odası türbe misali her gün onlarca ziyaretçiyi ağırlıyor. Medet umulan kişi de kanlı, canlı Allah uzun ömür versin, varlığını iyiliklerle sürdürsün inşallah.
Hepimizin nihayetinde ulaşacağı noktayı temsil ettiğinden değil muhtemelen Çaylak'a gösterilen ve benim dikkatimi cezbeden ilgi… Siyasetçi olmak için son derece sakin, bu vasfını yıllardır sürdürmesine karşın sükûnetinden hiçbir şey kaybetmemiş olması kişiliğinin etkileyici taraflarından. Bir de şekilciliğe önem verirseniz konuşmaya başlamasıyla yaşayacağınız ilk hayal kırıklığını hesabınıza eksi olarak katın. Konuştukça ve tanıdıkça önyargılarınızın suçluluk hissiyatı ile takdiriniz katlanarak gelişiyor. AK Parti bağlılığını görev bilincinden ziyade içten bir hisle ile sürdürdüğü izlenimini veren insanlar teşkilat içerisinde güneşe tutulmuş buz misali erirken, Yavuz Çaylak gibilerin kıymeti daha çok artar…
AK Parti için asmaya, kesmeye hazır olanlar ile hakkıyla hizmet edenler arasında birincileri lehine denge bozuldukça siyasi bir başarının elde edilmesi söz konusu olamaz. Yavuz Çaylak gibi adeta siyasi kültür referansı dergâhtan geçtiği izlenimini yaratanlara, karşılık oluşturduğu politik karakterlerin varlığına ihtiyacımız her geçen gün artıyor… Yolu açık olsun…

***
Gelelim Silivri siyasetinin taçsız kralı; Metin Karakaş'a… İnsan hiç mi küsmez, hiç mi içinde bir şeyler kırılmaz… Bu kadar kırgınlığı, ihaneti unutup da nasıl yoluna sırtında bir düzine hançerle yüzünde gülümsemeyle devam eder? Siyasetin içinde değil ama meslek icabı arka bahçesinde geçirdiğimiz zamanlar, yıllar olup artınca üstte tarif ettiğim duruma anlayış değil de onlarla yaşamanın yolunu bulmak zorunda kalıyor insan farkındayım… Yüzünüze gülüp ilk fırsatta kazma kürekle kuyunuzu kazma faaliyetine tereddütsüz girişenlere hayatınızda gereksiz yere sırtladığınız yükler muamelesi yapmayı öğreniyorsunuz… Çünkü şunun bilinci artık yerleşiyor aklınıza; kimin için ne yaparsanız yapın sonunda hak ettiğini kader önüne serecektir. Ve buna ortak olmanıza hiç gerek yok; anlayın bir an önce... Kimseyi boş yere önemseyip, layık olmadığı yerlere boşuna taşımayan… En kötü tecrübeyle oradan inerken canınızı yakmak için elinden geleni yapacak unutmayın…
Velhasıl, uzun lafın kısası… Karakaş'ın Silivri sevdası en ufak ayrıntısına kadar sürüp gitmekte… Her fırsatta varlığını hissettiren, çabasını ortaya koyan, ilmik ilmik eskimeyen hedefler yeni dönem için işlenmekte… O herkesin istediğini soruyor ya; çok merak ediyorum kaç kişi gerçekte onun gönlünde yatan aslanla samimiyetle ilgileniyor?
“Siyaset bu kadar duygusallığı kaldırmaz” dediğinizi duyar gibiyim… Ama ben de size şunu söyleyeyim; içtenlik, samimiyet ve doğallık barındırmayanı da kimse siyaseten bir yere taşıyamaz…
İçim açıldı : ))

Güzel haberler aldığımız, iyi şeylerin olduğu bir hafta olsun inşallah Allah'ım; daha fazla acıyı kaldıracak takatimiz yok, üzüntülerimiz bitsin artık...

YORUM YAP