Sevginar Sali

Allah yardımcımız olsun!

Şöyle derin bir nefes alarak başlayalım mı yeni haftaya…
Çok fazla şeyi kısa bir zamana sıkıştırmak zorunda kaldık.
Emre Sarıtaş'ın şahadet haberi ailesi ve sevenlerinin yüreğine kor gibi düşerken etrafında yaşayan, yürüdüğü yolları geçen, bulunduğu mekanlara gitmeye devam edenlerin elini, ayağını, dilini yaktı sonra gözlerde yaş olup aktı…
İtiraf etmeliyim ki korktum… Şehidimize son vazifemizi eksik yerine getiririz endişesini taşıdım… Cenaze evinin önüne biraz erken gitmişim neyse ki şehidimizin gelişi ile binlerce kişi alandaydı, ebediyet yolculuğuna uğurlamak ve helallik vermek için göreve hazırdı.
Kadınların çokluğu yüreğime su serpti… Hatta aralarında gözüme ilişen çokça anne adayı bile vardı…
Gençlerin hassasiyeti umutlarımı yeşertti…
İş güç yoğunluğunu bir kenara bırakıp şehit cenazesinde saffını tutanlara şükrettim.
Bir şehit annesinin “Yavrum sana arkadaş geliyor” çığlıkları kulaklarımdan gitmedi. Yakınlarının acılı anneyi sakinleştirme çabaları yüreğimi dağladı…
Bu nasıl bir iştir Yarabbi… Bu kadar anayı ağlatan, yaşlısını gencini, çoluk çocuğa bu acıyı yaşatmaya kimin ne için hakkı olabilir!?
Atalarımızın kanıyla sulanan ve bizlere vatan olarak sunulan topraklarda huzur ve barış içinde yaşamanın kıymetini bilemedik…
Türkiye'nin bugün teröre verdiği kurbanların sorumlusu tek bir kişi veya parti değil… Böyle gördüğümüz sürece bu keşmekeşten kurtulamayız ve o bizlerden birilerini, belki bizi hayattan alana kadar devam eder…
CHP'nin dün Park Hotel'de gerçekleştirdiği eğitim programında (Ayrıntılarını yarın geniş bir şekilde haber olarak Hürhaber'de takip edebilirsiniz) TBMM Grup Başkan Vekili Engin Altay'ın ifade ettiği gibi 78 Milyon kişi olarak terörün açık hedefi halinde yaşıyoruz!
Kimimiz hayatını kaybediyor, kimimiz hayatta kaldığı suçluluk duygusuyla yaşamaya devam…
Şırnak'ta üç sene görev yapan biri anlatıyor; “Orada operasyona çıkarken ölmekten korkmuyorsun. Kolun, bacağın kopar diye korkuyorsun…”
Başkan Işıklar, CHP'nin toplantısında ifade etti, daha önce de anlattığı bir şeydi… “Forma, folklor kostümü giyen çocuk üzerine bomba bağlamaz…”
O veya bu parti değil… Onlar sonuç… Suyun başını tutmamız lazım… Spor yapan gençler, kültür sanat etkinliklerinde toplumsal değerlerini geliştiren çocuklar, kitap okuyan, sorgulayan, farklılıklara saygı gösteren, hoşgörülü bireyler olmalıyız… Bunun için Cumartesi günkü şehit cenazesinde Emre Sarıtaş'ın annesini en iyi anlayan analara büyük görev düşüyor. “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar…” sözünü hepimiz çok iyi biliyoruz…
Anneler çocuklarınızı iyi yetiştirin… Balaların her zaman daha mühim vazifeleri olur aman siz doğurduğunuz çocukların üzerinden ilginizi, alakanızı, koruyuculuğunuzu, duanızı eksik etmeyin. Çok değil iyi ve vicdanlı çocuk yetiştirin…
***
Ülkü Ocakları Erhan Özkök Başkanlığında güzel bir projeye imza attı… İstanbul'da bir ilk; Başbuğu Alparslan Türkeş'in adının verildiği bir çocuk parkı ve anıtı var Silivri sahilinde artık…
Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit adını taşıyan parklar ve anıtlar da devamında gelecek.
Ülkü Ocakları'nın hassasiyeti Silivri Belediyesi tarafından değerlendirilip hayata geçirilmesine vesile olundu. Çok da iyi oldu…
Geçmişini bilmeyen, geleceğini inşa edemez… Birbirimizin görüş ve farklıklarına hoşgörü göstererek, saygı duyarak ve anlamaya çalışarak yaşamaktan başka çaremiz yok…
İyi haftalar...

YORUM YAP