XXXXX

Aga..

Kavaklı'da düzenlenen yağlı güreşlere ben başladıktan hemen sonra gittim, gidince haberim oldu, kapıda bazı beşinci sınıf gazeteler, "Ağasız Güreş" başlıklarıyla dağıtılmış...
 
Tribünde kıyafetiyle birlikte ağayı görünce "beni kovir misen agam?" falan da dememişler tabi, pehlivanların giydiği kıspetin de ham maddesi olan camış derisi gibi surata sahip olduklarından, hiçbir şey yokmuş gibi devam etmişler...
 
Sahi nedir şu ağalık meselesi?
 
Eskiden yağlı güreş organizasyonu eşittir ağalık idi... Köy ya da kasaba güreşlerinde "ağa" her şey demekti... Ağa ve tertip komisyonu... Hala cazgırlar eskiden kalma dil alışkanlıklarını sürdürür, "Falanca himayesinde, tertip komisyonu organizasyonunda düzenlenen...."
 
Hayır, konuyu feodaliteye falan getirip solculuk, aydınlık taslamayacağım. Özellikle isteyen varsa, Doğu Perinçek'in "Toprak Ağalığı ve Kürt Sorunu" kitabını okuyabilir.
 
Çünkü eskiden güreş tertip etmek, misafirleri yedirip içirmek, yatırmaktan ibaretti... Bir inek kestir, iki kazan pilav pişirt, döşek serdir... Başa güreşip rakibin sırtını yere verene de helalinden bir "toklu" hediye et, boynuzundan sürüye sürüye evine götürsün. Oldu bitti..

Haberin devamı 15.07.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…

YORUM YAP