Sevginar Sali

Seçilmem, seçerim!

 
Cumartesi akşamı aldığım bir bilgi doğrultusunda Özcan Işıklar'ın CHP adaylığının kesinleştiğini Hürhaber Gazetesi facebook sayfasından paylaştım. Özellikle Selami Değirmenci taraftarları tepki gösterdi. Ama bilgiyi değerlendirmek yerine Hürhaber'in yayın politikası ve ilkelerini tartışmamız gerekti.
2009'de aday açılanmadan on gün önce "CHP'nin adayı Özcan Işıklar” yazdık diye (ki o dönemde çıkması büyük bir sürprizdi, Selami Değirmenci'nin olmasına kesin gözüyle bakılıyordu) bir Değirmenci taraftarı gazetemizi bastı hatta bu olayın devamında yaşanan kavgadan (o dönemde gazetemiz muhabiri olan Kaan Göktaş'la) dolayı da açılan davadan ceza aldı.
Taraftarlar tepki gösterdi sonuç bizi haklı çıkardı…
Yani bu filmi daha önce de izledik demek istiyorum. Şimdi başka bir film görmek arzumuza saygı duyulmasını beklemek ne kadar işe yarar onu da zaman gösterecek.

***

Adaylığı kesinleşen kişiyi haber vermek bu yöndeki beklentisi gerçekleşmeyenlere ‘küfür' değil, ‘hakaret' değil. Adaya karar veren merci belli… Eninde sonunda açıklanacak. Genel merkezin açıklamasından öğrenmeyi hafifletici sayanlara kötü bir haberim var meselenin tartışılmasını engellemek mümkün değil.

Kendi adıma söylüyorum 2004'te Selami Değirmenci'nin başkan kalması gerektiğini düşünüyordum Hüseyin Turan seçilince kimseye sövmek gelmedi aklıma, kimsenin kafasını kırmak gibi bir düşünceye de kapılmadım. Turan, başkanlık koltuğuna oturduktan sonra epey uçarı fantezilere kapıldı gerçi (çokça da bu sebebin etkisinde) muhaliflerinden intikam almak gibi! Mühürledi, yıktı, döktü aklı başına geldiğinde Silivri halkının ona verecek oyu güven tazelemesine yetmedi.
2009'da AK Parti'nin adayı Hüseyin Turan olmalı diye düşünüyordum (Beş yıl boyunca hanesine yazdırdığı hatalar, kişisel saldırıları bir yana Silivri'ye hizmet ve yatırım gelmesi konusunda epey koşturduğu için) oldu. Kişisel aflar, kamusal zararlarda işlemedi. Oldu da ne oldu ‘hakkıyla' kaybetti… Başka biri aday gösterilseydi ‘haksız' kaybetmiş olurdu… Turan, 2009'da yeniden adaylığı hak etti, yetersiz kaldığı konu başkan seçilmek. 2004'te de ‘seçilmedi' aslında, CHP kaybettiği için iktidara geldi. 2009'da başka bir isimle AK Parti açısından sonuç değişir miydi? Bundan hiçbir zaman emin olamayız.
2009'da CHP'de Yavuz Çengel'in adaylığı en çok hak ettiğine inanıyordum, Genel Merkez Özcan Işıklar'ı takdir etti. O dönemde de kimseye hakaret etmek, suçlamak gelmedi aklıma, bu tarz davranış içinde olanların hareket mantığını hiç anlamıyorum. İyi ki de takdir etmiş; Işıklar, CHP'nin kalesini geri kazanan oldu. "CHP kimi gösterirse göstersin bu sonuç alınırdı” diyenler olabilir bu ancak bir iddia olarak kalır; asla emin olamayız. Emin olduğumuz şeyler olup bitenlerdir. Diğer olay ve durumlarda kesinlik yoktur, hep bir ihtimal daha kişilere göre belirir…
Gelelim 2014'e…
Bu satırlarda bir köşe yazarıyım… Sadece ve sadece kendi fikrimi söylerim. Ve bu görüş makam ve maddi vaatler doğrultusunda belirlenmez; ben ne söylersem söyleyeyim, anlamak istediğini anlayacak kesimin yargısında bir şey değişmez ama adet yerini bulsun, üzerimize düşeni yapalım. 13 yıllık gazetecilik hayatımda hiç bir şey öğrenmediysem siyasetçinin ipiyle kuyuya inilmeyeceğini öğrendim. Siz siz olun bu durumu hayatınızda yer alan tüm kesimlere yayın. Kendinize güveniyorsanız bir düşünce ve olayın içinde olun. Yoksa hayal kırıklıkları gündeminizden düşmez.
Gazete sahipliği makamında miras kabul edip oturuyor olmam kimseyi yanıltmasın hiçbir siyasi ve yerel iktidar koltuğunda gözüm yok! Günümüz ve hayatımızda paranın yeri tartışılmaz ama niteliksizliği, vasıfsızlığı ve seviyesizliği kapatacak gücü asla yok.
Hani diyoruz ya "hak eden kazansın” diye… Hak edenin kazanmadığını düşündüğümüz zamanlar da oluyor… ‘Hak eden' derken düşündüğümüz kişiler de farklılık arz edebiliyor. Bunun sabit bir kriteri yok.
Bana göre hak edenler (yaptıkları, söyledikleri, oluşturdukları koşulları gereği, yoksa hiçbiri babamın oğlu değil) CHP'de Özcan Işıklar ve AK Parti'de Metin Karakaş. "Hüseyin Turan ile daha çok oy alır AK Parti” diyenlere saygı duyuyorum ama 2009'da ne alındığı ortada. Bugün yaptığınız anketlere değil 2009'daki kapı gibi seçim sonucuna bakarım. Kusura kalmayın! Herkes kendi referansını seçer söylenecek birşey yok! Bırakın yaptığımız görüşmeleri sokakta kime denk gelsem bu konular hakkında düşüncelerini ateşli ateşli yaymakta bir sakınca görmüyor. Ben yazınca neden bu kadar olay oluyor anlamakta güçlük çekiyorum. Yine yazacağım çünkü işim bu!
Aday olacak ismi aday adayları arasından Genel Merkez çekip çıkartacak. Ne bir başka aday adayı ne bir gazeteci! Adaylık beklentisi karşılanmayan yine de kendinden başka kimsede sorumluluk, sebep aramasın!
Bana göre hak edenleri yazdım. Ali'ye, Veli'ye, Ayşe'ye, Fatma'ya göre ‘hak eden' isimler değişiklik arz edebilir, hiçbir itirazım yok, saygı duyuyorum. 100 vatandaşla yapılan ankette adaylığı hak edenleri sorduğunuzda AK Parti'de 1O, CHP'deki 5 adayın ismini de söyleyen çıkacaktır. Kazananları da Genel Merkez ve halk belirleyecek pek tabi onu da yazacağız... Önümüzdeki günler hassasiyet ve sabrımızı zorlayacak orası kesin. Farklı düşünüp hissederek bir arada yaşamayı, seçimlerimize saygı duymalı ve bu koşullarda da birbirimizi sevmeyi öğrenmek zorundayız. Hiçbir aday adayının niyetine itirazım yok, cesaretlerini, emeklerini, çabalarını ortaya koydukları ölçüde ve kişiliklerine göre takdir ediyorum.
Seçilmek hiç bana göre bir şey değil, seçici olmayı ve kalmayı eğliyorum… Kırıcı olmamak için elimden geleni yapıyorum ama bazı insanlarla anladıkları dilde konuşmak farz. İyi haftalar...

YORUM YAP