Sevginar Sali

Millet İttifakı devam eder mi?

Genel siyasetin ekseninde bu ara kulislerde en çok değerlendirilen iki nokta üzerinde duralım bugün.

İYİ Parti'nin Silivri'de giderek yükselen tansiyonlu kongresi arifesinde sonuca ilişkin merak da artıyor. Bu seçimi ilçe başkan adayları arasından birinin seçilmesi olarak görüp, siyasi vizyonunu daha ileriye taşıyamayanların inşallah genel ve yerel seçim beklentileri yoktur. Bu noktada verilecek karar o beklentilere de yakından etki edecek. Bazı şeyler başlamadan biter, sonra girileceği düşünülen yarışları Pazar akşamı neticelenmiş olarak kucaklarında bulabilirler.
“Bek'in mi, Ceylan'ın mı, Karadeniz ya da Tabak'ın mı kazanması tahmin ediliyor?”un daha ötesini söyleyeyim size Volkan Yılmaz'ın lehine işliyor süreç!
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Adaylığına yönelik sergilediği defansif konum Millet İttifakı açısında ciddi bir ömür törpüsü vazifesi görürken, Cumhur İttifakında aday çoktan belli, karar net! En kötü karar bile, kararsızlıktan iyidir...
Akşener'e MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin “Evine dön” çağrısından sonra, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da “O altılı masadan kalk?” diyerek kendi saflarına üstü kapalı davetinin oluşturduğu algıyı da yabana atmayalım.

İMAMOĞLU YENİDEN ADAY GÖSTERİLİR Mİ?
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Genel Başkanın önüne ikide bir attığı Cumhurbaşkanlığı Adaylığı hayalleri, ok olmuş hedefi nişan alırken 2023'ün arkasının tufan değil yerel seçim olduğu gerçeğine hız limitlerinin üstünde bir süratle çarpılmasından geriye ne kalacak yaşayıp göreceğiz; tabi ömrümüz el verirse.
Kılıçdaroğlu'ndan sonra, CHP'nin ‘kıymetli' İstanbul İl Başkanı ile de yaşadığı gerilimi gün yüzüne çıkartacak kadar kontrolü kaybeden İmamoğlu, kendisiyle beraber kimleri daha siyaset sahnesine gömmeye aday dersiniz!? Kontrolsüz güç, güç olmadığından bunları konuşmak zorundayız.
Siyaset hiç bu denli ateşli bir gömlek olmamıştı sanıyorum…
Bizim toplumda tuhaf bir söz var “Her koyun kendi bacağından asılır” diye…
Bir de siyasette meşhur bir “Sarı öküz” hikayesi…
Büyükbaş canlılar üzerinden geçmiş tecrübelerinden gelecek nesillere ne anlatılmaya çalışıldığını size bırakmadan önce Sarı Öküzün hikayesini hatırlatmak isterim…

“SARI ÖKÜZÜ VERDİĞİMİZ GÜN KAYBETTİK BU SAVAŞI…”
“Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış. Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış: "Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküzde. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."
Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküzü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyrukluyu istemişler: "Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyrukluyu teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş. Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküzün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli "Biz" demiş, "Sarı Öküzü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..."

YORUM YAP