Meydan Düzenlemeleri ve Şehircilik

Kısa bir süre öncesine kadar Alibeyspor'a ait olan ve şimdi üzerinde Silivri Belediyesi tarafından meydan düzenleme çalışmaları yapılan alan için, “Silivri'nin en merkezi, en işlek yeri” tanımlaması rahatlıkla kullanılabilir. Ben şahsen son yıllarda Silivri Belediyesi'nin yaptığı meydan, park ve benzeri şehir düzenleme çalışmalarını beğendiğimi söylesem de o alanın, şehrin resmen göbeği olan o alanın ne sebeple, ne bahaneyle olursa olsun yıllarca o şekilde kalmasını tasvip etmiyorum, edemiyorum. İnşallah malum alan, en kısa zamanda Silivri'mize yakışır bir meydan düzenlemesiyle halka açılacak. Ayrıca çalışmaların bölgedeki mevcut ağaçlara hiçbir şekilde zarar verilmeden gerçekleşmesi ve planın ona göre hazırlanması da ayriyeten takdir edilmeli. Belediye'nin daha önce de bazı köy ve beldelere yaptığı meydan düzenleme çalışmalarını baz alarak buranın da oldukça güzel hal alacağını tahmin ediyorum. Hazır ilçe gündeminde de bu konu varken esasen günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir değer olan şehir meydanı yaratmanın püf noktaları üzerine kısa bir araştırma yaptım ve karşıma son derece ilginç veriler çıktı.
Tarihte yapılmış o hayranlık uyandırıcı güzellikte meydanları yaratmanın en temel sırlarını araştırdım ve ilk olarak Antik Yunan'da “Agora” adı verilen, kentin hem politik hem ticari merkezi olan, etrafı “stoa” denen dükkânlarla çevrili, iyi tasarımlı geniş boş alanlar, Avrupa'nın kullandığı anlamda ilk kent meydanları olmuştur. Bu meydanları genellikle birkaç önemli kamu binası da çevrelemektedir, örneğin Atina agorası. Yunan döneminde halkın daha rahat kullanageldiği mekânlar olan agoralar, Roma dönemi şehirlerinde, özellikle politik önemi olan şehirlerde daha gösterişli, daha resmi olan forumlara dönüşmüşlerdir. Mesela ortasında bugünkü Çemberlitaş'ın olduğu Konstantin forumu buna örnek olabilir.
Müslüman şehirlerde ise kültür daha içe kapalı olduğundan meydanların fonksiyonunu camiler yerine getirmekteydi. Muhtemelen yeryüzündeki en güzel meydanlar, yüzyıllar önce İtalyan kentlerinde yapılanlar. Ufak tefek sokaklardan geçerek geniş ve canlı bir meydana çıkmanın keyfi bambaşka şüphesiz. Ben de İtalya'yı gezmiş biri olarak özellikle tarihi kentlerin mimarisine ayrı bir hayranlık duyduğumu belirtmeliyim. O tarihi dokuları o şekilde olduğu gibi koruyabilmek herkesi harcı değil ne yazık ki…
Dünya nüfusunun çoğunluğunun artık şehirlerde yaşadığını fakat şehircilik anlayışının geçen yüzyıllara göre çok kötüleştiğini, insanları birbirinden kopardığını anlamak da çok zor değil elbet.
Sayısını aslında benim bile bilmediğim ilgi alanlarımdan biri olan şehircilikle ilgili ben de affınıza sığınarak yaptığım araştırmaları da dikkate alarak naçizane birkaç yorumda bulunmak istiyorum :) Araştırdıklarım doğrultusunda şunu söyleyebilirim ki unutulan bir meziyet olan güzel meydanlar yapmanın formülü bence;
1. Büyüklük: Meydanın en fazla bir ucundan öteki ucundaki bir kişinin kim olduğunu görebilecek kadar genişlikte olması, bunun da çapının aşağı yukarı 30 metre kadar olması gerekir.
2. Ölçek: Etrafındaki binaların insanı boğacak kadar yüksek olmaması fakat çevrelenmiş hissi yaratacak kadar da yüksek olması gerekiyor. Bu da yaklaşık 5 kat yüksekliğinde binalar demek.
3. Hayat: Meydanın insanlar tarafından keyifle vakit geçirebilecek öğelere sahip olması gerekiyor. Kenarlarına oturulan bir çeşme/havuz, çeşitli kafeler ve çay bahçeleri, alışveriş yapılabilecek mekânlar, etkinlikler düzenlenebilecek platformlar, gölgesine oturulabilecek ağaçlar vs. özellikle mekânı farklı kılabilecek meydana özel yapılar veya heykeller ile mekân anonimlikten kurtulabiliyor.
Tekrar Silivri'ye dönecek olursak, elbette Silivri'nin şehir düzenlemesi açısından tek eksiği güzel meydanlar değil. Bir zamanlar (yaklaşık 15 sene önce) Çardak Köftecisi'nin ve Merkez Eczanesinin önünde bulunan süs havuzu çok güzel bir ayrıntı, şehre hoş bir hava katan karakteristik bir detaydı mesela bence. Onun gibi birkaç güzel süs havuzunun ilçemize oldukça renk katabileceği kanaatindeyim.
Bunların dışında yine merkezi bir yerde bir evcil hayvan parkı projesi enfes olur doğrusu. Şehir içinde köpeklerini gezdirecek yer bulabilmek için dört dönen hayvan severlerin böyle bir talebi olduğu bariz… Dört bir yanı çitlerle çevrili içerisi tamamen çimlerle kaplı, birkaç ağaç, bolca bank ve hayvanlar için su kaplarının bulunacağı ve bakımının düzenli olarak belediye tarafından yapılacağı bir parkı Silivri'de kim kazandırırsa tüm hayvan severlerin oylarını yıllarca alabilmeyi garantiler gibime geliyor. Evet, söz konusu belediye olunca işin bir de siyasi boyutu var tabi… Mesela gençlerin de yine çok yoğun bir şekilde bir kaykay parkı beklediği bariz. Silivri'mizin kaykay ve paten konusunda çok yetenekli, çok enerjik gençleri var.
Ancak bu yeteneklerini sergileyebildikleri tek yer maalesef Atatürk Meydanı'nda ki “I love Silivri” yazısının bulunduğu düzlük alan. Sahilde, içinde ufak tefek parkurların da bulunduğu mütevazi bir kaykay parkının Silivri'ye kazandırılmasının gençleri ne kadar mutlu edeceğini size anlatamam. Yani kısacası Silivri Belediyesi her köşe başına birer çocuk parkı kondurmak yerine bu alanlardan en azından birer tanesini evcil hayvan ve kaykay parkı yapmak için kullansa bu kararın getireceği olumlu tepkileri (ve tabi ki oyları) en kısa zamanda alacağından hiç şüphem yok. Naçizane önerilerim şimdilik bu kadar : )

YORUM YAP