Sevginar Sali

İtinayla Arıza Onarımı Yapılır!


Ömer Çetin’i tanıdığımı bile iddia edemem, ama gerek çalıştığımız ortam gerekse bulunduğu konum yüzünden ortak noktalarımız artma eğilimi gösterdi.
Farklı kutuplarda yer alıyorduk birkaç yıl önce. Değişim Gazetesi’nin başında bulunurken, itiraf ediyorum gazetem ile ilgili yazdıkları dolayısıyla az canımı yakmışlığı yoktur. İyi bir müttefik, düşmanınız olmasını tercih etmeyeceğiniz bir yapısı var.
Ömer Çetin ile kişisel bağımız üzerine bir şeyler söylemek adına kendisini konuk etmiyorum bugün. Sadece bulunduğu safları nasıl can siperhane savunabildiğini bildiğimi söylemek istiyorum. CHP’nin yerel seçim koordinasyonunu olağan üstü bir şekilde ve belki de ilk kez ilçe tarihimizde profesyonel bir biçimde örgütledi. Yaptığı işin yerindelik ve doğruluğunu da başarı ile tescilledi.
Standartların üzerinde havalı, bir çoğumuz kendi içimizdeki eksiklikler ile harp halindeyken ondaki kendini beğenmişlik, aslında Çetin’in değil, dışardan bakanların sorunu. Toplumun kurallarına göre oynamak yerine, kendi oyun ve kurallarını belirleyen baskın tarzı ukala olarak algılanmasına sebepken, her kesim ile barışık sayılabilecek yapıda.
Eleştiriye pek tahammül ve sabrı olmamasını eleştirecek birileri o ben değilim, çünkü övgüleri eleştiriye tercih ederim. Ama hararet ile eleştiriyi ayırt edemeyen insanların kalbini kırmanın ne demek olduğunu ve bu durumun zorunlu olabildiğini de düşünebiliyorum.
Çetin’in yaşadığı rahatsızlığın giderilmesi için kendisine naçizane bir reçete yazacağım;
• Ukalalık olarak kolaylıkla algılanabilen davranışlardan kendisi için değil yardımcı olmaya çalıştığı şahıs için uzak durmalı. Kamu görevinde bulunmayan Ömer Çetin’in ‘ukalalık’larına biz karışamayız.
• Kendinden olarak gördüğü veya dost olarak kabul ettiği insanlar ile konuştuğu gibi kendisine karşı çaktıkları için yaptığı her şeyi eleştirenlerle iletişim kurması halinde iki günde istediği kıvama getirebilir. Tekrar vurgulamak ihtiyacı hissediyorum birey Ömer Çetin değil, Belediye Başkanı Danışmanı olarak üstlendiği sorumluluğun bilinciyle.
• Üç burası çok mühim; Boncuk Ali’nin aldığı ceketin aynısını girip daha iyi taşıyıp, sevgili köşe yazarımızın asabını bozmak gibi eylemler içine asla girmemeli bir daha!

İnsanların birbirini hırpalamasına dayanamıyorum. Yaşlanıyorum artık her halde. Bir zamanlar kendi hayatımda meydana gelen ‘savaş’ların anlamsızlığını gördükçe, aynı hatalar içerisinde gördüklerim için üzülüyorum.

Oysa Ömer Çetin ile Selami Değirmenci, bir birlerini sevmese dahi bulundukları konumların gerek ile sorumluluğunda koordineli çalışabilse Özcan Işıklar’ın sırtı asla yere gelmez. Ne siyasette ne de belediyecilikte.
Çetin, sergi fikrini CHP İlçe Başkanıyla paylaşabilmiş olsaydı. CHP Örgütü bu fikri hayata geçirmeyi seve seve üstlense, Danışmanı ile partisinin ortak çalışmasının meyvelerini Işıklar gelse toplasa çok mu fena olurdu?
Belediye Yönetimi’nin etkisinde Özcan Işıklar da Selami Değirmenci’nin kendisine destek olma şevkini birkaç ay içinde tuzla buz etti. Çok saçma! Neden mi? Bugün doğrularınızı savunmaya hazır ciddi ve bir o kadar etkin güç var elinizde hem de örgütünüzün size rağmen seçtiği. Neden kullanmıyorsunuz? Değirmenci’nin seve seve destek çıkmaya hazır olduğu çalışma ve açıklamaların gelecek için ne denli değerli yatırımlar olduğunu neden kimse fark etmiyor? Günü kurtarma telaşı bile değil yapılan. Değirmenci’nin CHP’de elini kolunu bağladığınızda başınızın göğe ermeyeceğini bilmek için siyasetin filozofu olmaya hiç gerek yok ki.
Selami Değirmenci yarın CHP’nin potansiyel milletvekili, belediye başkan adayı olsa bile bugün ilçe başkanı. Herkes konumunun gereğini yapsa bir diğerinin yerinde gözü olmasa hayat kolaylaşır. Selami Değirmenci belediyeyi ne başarılı ne de başarısız kılamaz. Örgütü Özcan Işıklar’ın kontrol edemeyeceği gibi. Belediye Başkanlık konumu gereği buna teşebbüs etmesi bile kendisine zarar verir. Bunu olabildiğince hissettirmeden yapmalı oysa bugün gözümüzün içine sokuluyor. Ama her iki kişi de kendi alanlarındaki başarı ile gelecek hedeflerinin önünü açar. Aynı şeyi isteseler bile bunun için dünden hazırlıklı giderler. Değirmenci’nin  başarısız ilçe başkanlığı, Işıklar’ı başarılı belediye başkanı yapmaz. Işıklar’ın başarısız belediye başkanlığı da Değirmenci’yi başarılı ilçe başkanı yapmaz. Önümüzdeki dönem için aday yapar mı orasını Allah bilir. Siyasette de hayatta da şans faktörü önemlidir ama asla % 100 belirleyici değildir. CHP’nin başarısızlığından Işıklar’ın kaybedeceği kadar Değirmenci de zarar görür. Şimdi tüm bunları bilerek bu ikilinin arasını bozmaya çalışmak veya düzeltmemek için çaba saf etmemek CHP’ye olan inancın her geçen gün sarsılması demektir.
Bir gazetenin sahibi için çok dürüst, yazı işleri müdürü üçkağıtçı izlenimini uyandırmanın kişilere vereceği zarar kurumun alacağının yanında solda sıfır kalır.
Bir yılın sonunda şunu kesinlikle söylemek mümkün; CHP bu süre içinde bir itibar kaybına uğramışsa bu muhalefet nedeniyle olmadı. Kendi iç aksaklıkları ve savaşları nedeniyle zarar gördü. Yerel yönetim ile örgütün sınır karmaşasından kaynaklandı. İktidarda olan bir siyasi görüşün zarar görmesi alışılmış bir durum ama Silivri’de buna gerçekten gerek de neden de yok, kişisel sebepler dışında. Eee, onları da kamu ve parti adına kenara sürmesi lazım gelen kişiler belli. Burada adları geçmiyor diye üzerlerine almamazlık etmesinler. Batırma tehlikesi oluşturduğunuz geminin içindesiniz hepiniz! “Benim enim ne boyum ne ki vereceğim zarar ne kadar olsun” diye düşünenler de çıkar kendilerini tek sayarak. Toplamda oluşacak zararı kurtarmaya 2. kez atık Silivri’nin yüzde 48’i gelmez… İki de bir olan şeyin adına mucize denmez. Bu halkın tepkisi sizi iktidara taşıdığı gibi indirir de…
Hep karamsar şeylerden söz ediyorum değil mi? “İktidara geldiniz sitti sene sizi kimse indiremez” kelamlarını okumak isteyenler için üzgünüm.

Not: Üstteki yazıyı Başkan Işıklar’ın 1 yıllık faaliyetlerini değerlendirdiği toplantıya gitmeden önce yazdım. Belediye Başkanımızın 1 senelik çalışma sunumunu izledikten sonra da şunu söyleyebilirim boşu boşuna siyasi nedenlerle kendini yıpratıyor. Gerek muhalefet gerekse örgüt huzursuzlukları nedeniyle Işıklar, yaptığı çalışmaları anlatamamış. Oysa asıl görevi ile alakalı bir yıl için hiç de küçümsenmeyecek, güzel şeyler yaptığını siyasi ve örgütsel tartışmalardan sıyrıldığında fark ettim. Muhalefete çatmadan, kişisellikten ayrıldığı zaman, tahammülsüzlük ve alınganlıklarını kenara bıraktığında aslanlar gibi belediye başkanımız varmış heyyy be… Ciddiyim sakın ironi falan yaptığımı sanmayın! 
Hizmet tanıtım filmi ayrıca bir şahaneydi. Emeği geçen arkadaşları kutluyorum!

YORUM YAP