Sevginar Sali

Düzenli kent, huzurlu yaşam

Geçtiğimiz günlerde Silivri Belediyesi Zabıta Müdürlüğü'nün paylaştığı bir sahil denetim videosu sosyal medyada karşıma çıktı. Öncesinde paylaştıkları dükkan işgallerinden günübirlikçilerin kuralsızlığına, kıyı alanlarının kontrolsüz kullanımından sokak düzenine kadar bir dizi hassas noktaya dokunan görüntüler de vardı. Tebrik ve bunun üzerine biraz dikkatinizi çekmek istedim. Çünkü sahada kararlılık, uygulamada istikrar gösterilirse, bu kent adına çok kıymetli bir iş başarılıyor demektir.
Zabıta ekipleri, bilgilendirici, uyarıcı ve kimi zaman eğlenceli videolarla toplumda farkındalık yaratmaya çalışıyor. Kanunları, kuralları ve toplumsal düzeni anlatan bu içerikler, kent yaşamının nabzını tutuyor adeta.
Özellikle yaz aylarında, artan yoğunlukla da birlikte, Silivri'nin en önemli gündemi aslında tam da bunlar:Sahil şeridinin kullanımı, dükkanların kaldırımlara taşan sergileri… Hepsi bir düzen meselesi.
Dükkanların önüne taşan mal sergileri kimseye faydası olmayan bir görsel karmaşa yaratıyor. Hizmet kalitesine güvenen bir esnaf, vitriniyle konuşur. Kaldırımları işgal etmek yerine, müşteriyi çeken iç mekânını süsler. Çıfıt Çarşısına dönen sokaklarda ne prestij kalır ne kalite. Unutmayalım, kimse ucuz ve kalitesiz mal alacak kadar zengin de değil üstelik.
Evet, deniz de kıyı kenar şeridi de herkesin. Ama hep birlikte bu hakkı layığı ile kullanmak istiyorsak, belli kurallara da uymak zorundayız. Bunu sağlamak yalnızca yerel yönetimlerin değil, halkın da sorumluluğunda. Ortak akıl, ortak yaşam kültürüyle yürütülecek bir süreç bu.
Sahillerin amacı dışında kullanılması, özellikle mangal yakma ısrarı artık yalnızca görüntü ya da koku kirliliği değil, doğrudan bir güvenlik ve çevre sorunu haline geldi. Yangın tehlikesi hat safhada. Plajda yapılacak onlarca etkinlikten biri kesinlikle mangal yakmak olmamalı. Bu topraklarda binlerce yıllık sahil kasabalarının mirasçısıysak, bu mirası hem yaşamalı hem konuklarımıza öğretmeli, noksan kalan yönlerini de geliştirmeliyiz.
Elimizde uçsuz bucaksız bir sahil şeridi var. Evet, bazı bölümler özel işletmelere tahsis edilebilir; yeter ki bu işletmelere sorumluluk da yüklensin. Kısa bir süre önce yurt dışında sabahın erken saatlerinde otelin sokağını (sonra bahçesini) süpüren temizlik görevlilerini, plajlar boşalır boşalmaz her santimetreyi titizlikle temizleyen işletme personelini izlerken “Biz bunu niye başaramıyoruz” diye tekrar tekrar hayıflandım. İçimde her defasında aynı burukluk oluyor. Biz bunu bir türlü başaramadığımız için kendi ülkem, milletim ve adıma üzgünüm.
O kadar zengin ve güzel bir coğrafyada yaşarken, bu zenginliği böylesine hoyrat kullanıyor olmamız nasıl içimizi sızlatmıyor, anlamıyorum.
Bu yazımda, yerel yönetim deyince vatandaşın en çok temas ettiği birim olan zabıta ekiplerine teşekkür etmek istedim. İyi günde, kötü günde; şenlikte, afette, kargaşada ve düzensizlikte… Önce ulaştığımız birimdir Zabıta. Bu bir ekip işidir elbette. Ama özellikle Uğur Tozlu'nun önceki dönemden bu yana Zabıta Teşkilatı üzerindeki vizyoner yaklaşımını da not düşmeden geçemeyeceğim.
Toplum düzeni küçük ama etkili dokunuşlarla başlar. Silivri'nin geleceği de, bugün yapılan ve kararlılıkla sürdürülebilirse bu uygulamalarla şekillenir. Yeter ki bu duruş aklımızda, vicdanımızda süreklilik kazansın.

 

YORUM YAP