XXXXX

Bilmek acıyı arttırır!

Yeni güne ve haftaya yine şehit haberleriyle uyandık. Bir gün isimlerini duyduğumuz, çoğunluğun adı yerine birlikte şehit düştüklerinin sayısıyla telaffuz ettiğimiz vatan evlatları…
Bu haberlerin ardından Silivri'de olup bitenleri yazmak ne kadar zor bilemezsiniz.
Dün gerçekleşen huzur dolu meclisi mi yazayım, yoksa iktidar ile muhalefetin göz yaşartan uyumunu mu? Özcan Işıklar ile Metin Karakaş'ı geçtiğimiz mecliste karşı karşıya anlamsız bir şekilde getiren olayı yüz yüze görüşerek çözüme kavuşturdukları iddialarını mı konuşalım… Birbirlerini hırpalamanın kendinden başka kimseye zarar vermeyişinin akıllarına dank ettiği üzerine felsefi yazılar mı düşmeli yoksa…
Gencecik canları gidiyor ülkemizin bir ucunda, kan oluk oluk akıyor… Suriye'de yanan ateşin çoktan sınırlarımızda yangın olup önüne kattığını küle çevirdiğini görmemek için kör olmak gerekir.
Ne oldu bizim komşularımızla iyi geçinmeye, yüz yıllık düşmanlıkları yok etmeye yönelik dış politikamıza? Suriye Dışişleri Bakanı "Türkiye celladımız” diyor! Ne kadar korkunç bir durum.
Bir de Silivri'nin wikileaks belgeleri var sahi… Herkesin ne düşündüğümü merak ettiği, dolaylı ve doğrudan fikrimi sorguladığı gelişme! Ben okuduklarımdan bilmediğim bir şey öğrenmedim! Bir metinde satırlarda ifade edilen kadar aralarında yer alan anlamların önemini çözebilecek durumdayım. Kimseyi yargılamak niyetim de yok. Herkes yaptığının karşılığını bir şekilde buluyor. Gerçek öyle ya da böyle ortaya çıkacak bir yol buluyor. Zamanlaması için ne erken ne de geç diyebilirim. Her şey zamanında oluyor çünkü. Daha erken ve sonra olması her şeyin anlamını değiştirebilir. Taraflardan biri yazışmaları inkâr etmiş. Asıl Silivri'yi ilgilendiren kişi susmayı tercih ediyor. Yaşadığı son durumu nasıl değerlendirdiği ve tarif ettiğini ben ile birlikte açıklanan belgeleri gören herkes merak ediyor!
Mevlana der ki; Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!
Er ya da geç aradaki fark gün yüzüne çıkıyor!
Siyaset kolay iş değil de gazetecilik iyice ateşten gömlek. Bunu dışarıdan bakan insanların anlamasına imkan olmadığını yaşayarak öğrenenlerdenim. Kendi başınıza gazetecilik yapmak bir yere kadar da bunu bir ekiple uzun vadede yürütmenin ne denli yorucu ve güç bir süreç olduğunu yıllardır anlatıyoruz. Tülay Sinkil'in bugün gazetemizde yayınlanan röportajında verdiği cevaplardan biri çok hoşuma gitti: " Yorulduğumu hiç söylemem. Daima keyif ve zevkle çalışırım.”
Anlaşıldığımızı düşünmüyorum. Hak etmeden bir şey almak çok zor, hatta hak ettiğinizi almak bile zor. Elinizi çamurdan bir şey almak için uzattığınızda kirlenmemesine imkan yok!

MUTLU SENELERE
Bugün iki arkadaşımın doğum günü; Burhan Soyaslan ve Süleyman Yalçıntaş… Her ikisinin de doğum günün kutluyor sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. İyi ki doğdunuz!

ISTIRAP ÇEKMEK
GERÇEKTEN GEREKLİ MİDİR?
Hem evet, hem hayır.
Eğer çektiğiniz ıstırabı çekmemiş olsaydınız, bir insan olarak hiçbir derinliğe, alçakgönüllülüğe, şefkate sahip olmazdınız. Çekilen ıstırap, egonun kabuğunu kırıp açar ve o zaman onun amacına hizmet ettiği bir nokta gelir. Istırap çekmek, siz onun gereksiz olduğunu idrak edene kadar gereklidir.
Eckhart Tolle

YORUM YAP