Dün “Melih Yıldız, Bora Balcıoğlu açısından makbul adaya dönüştü” tespitimden vazgeçiyorum. CHP'yi düşünerek yaptığım bu yorumda siyasetin kişiler üzerinden kurgulanıp, pozisyon hesaplarının belirleyici olduğu gerçeğini küçümsemişim. Son gelişmeler üzerinden görüyorum ki bütün düğümler Başkan Bora Balcıoğlu'nda düğümleniyor. Ve tahmin ediyorum ki Balcıoğlu'nun hesabı şöyle; zaten delege seçimlerinde rüzgarı arkasına almış olan bir Doruk Bulut var. Ama ilçe başkanlığını kazandığında bir yıl içinde erken seçim var; milletvekili adayı olmak için istifa etmek zorunda kalacak. Mevcut belediye başkanıyla ilişkilerini de ister istemez normalin dışına taşımaz, taşıyamaz.
Melih Yıldız ilçe başkanı olursa ilk genel seçimde tabi ki milletvekili olmak için ortaya atılmayacak. Yerel seçimlere kadar partinin en aktif ve önemli pozisyonunda siyasi güç kazanacak.
Balcıoğlu, ne Bulut ne de Yıldız'ın ilk yerel seçimde kendisine rakip olmasına engel olamaz ama en azından güçlenmelerine de çanak tutmasına gerek yok tabi ki!
Ersan Bekler'in Bulut'a destek vermesinin koşulu da muhtemelen milletvekili adaylığı için ayrılması halinde ilçe başkanı olmasıdır. Daha önce bu tür anlaşmaların çok kesin geçerlilik kuralları olmadığını tecrübe etti ama anlaşılan o ki bir kez daha siyasette söz verilip tutulması umuduna şans vermek istedi.
BALCIOĞLU KİMDEN TARAFA?
CHP'nin kongre sürecinde asıl dikkat çekilmesi gereken durum, Bora Balcıoğlu'nun gerçekten taraf olmaması olarak görünüyor. “Delege seçimlerinden sonra dahil olacak” beklentisi de Başkan Bey'in tarafsızlığına yenildi gibi görünüyor. Kötü de bir şey yapmıyor aslında. “Kendine güvenen girsin, bana güvenerek kimse bir işe soyunmasın”ı sözlü olarak da söylüyor, uygulamada da tekrar yapıyor.
Balcıoğlu'nun bir tarafı var aslında. Tarafsız değil tabi ki. Kendisinden yana taraf.
Örgütte kabul görmekte zorluk çeken Kömür'ün yanında kaybeden olmak riskini almak istemiyor.
Hem sözünün arkasında duruyor hem de kendisi için en yararlı olanı yapıyor. Tek sorun, konunun muhataplarına bu duruşunu açıkça izah etmesinde “kaçak güreşmesi” ya da yer yer yaşadığı gelgitler belki de.
Kimseyi üzmemek, kimseyle kötü olmamak yaklaşımı Balcıoğlu'na az buz şey kazandırmadı. Onun için bu taktiği için kendisini suçlayamıyorum doğrusu.
İbrahim Kömür, ilçe başkanlığını kendi istikbali odaklı kurgulamadı. Daha çok Bora Balcıoğlu'nu evladı gibi kabul edip, koruyan, kollayan bir çizgi izledi. Ancak yerel iktidarda “iyi polis–kötü polis” rol dağılımının ikinci kısmının faturasıyla tek başına karşı karşıya kaldı gibi görünse de bence Balcıoğlu da Bulut da gerekeni bir noktadan sonra yapmak isteyecektir. Sonuçta Kömür'ün kaybedeceği bir şey yok.
Balcıoğlu tarafsızlığını ya da kendinden yana taraf olma noktasındaki direncini sürdürebilirse, Doruk Bulut tek aday olarak kongreye girer. Belde başkanlığı, milletvekili adaylığı ve şimdi de ilçe başkanlığı yarışında (Belediye başkan adaylığını bilerek yazmadım. Atlamış değilim; sadece o dönemdeki performansı, hatırlamak isteyeceğimiz kadar parlak değildi) bildiğimizden farklı Doruk Bulut'lar izliyoruz. Belki de liderlik testine artık hazırdır.