Sevginar Sali

AK Parti’nin 2019 hazırlığı

Ortalık Kasım ayı içerisinde yapılacak AK Parti ilçe kongresi ve dolayısıyla ilçe başkanlığı ile yönetimi konusunda kaynıyor biliyorum ama sizi bu sıcak gündemden uzaklaştırıp 31 Mart 2019'un serinliğine taşımaya niyetliyim…
AK Parti ile ilgili en sağlıklı bilgileri yıllardır ben Abdulkadir Selvi'den takip ederim. Tarzını da üslubunu da beğenirim. Tarafsız mıdır? Hiçbir gazeteci olmadığı kadar! Tarafsızlık diye bir şey yoktur zaten… Herkes doğru bildikleriyle ve yanındadır…
Dallandırmayayım bu konuyu, mevzu derin girdik mi çıkamayız…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşkilat gündemine ışık tutan Selvi, AK Parti Genel Başkanının “Adayları belirlerken illerdeki kısır kavgaları bir kenara bırakmalıyız” dediğini ve adayların belirlenmesinde ortaya koyduğu şu ölçüye dikkat çekiyor: “Yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir göstergesi olacak. O titizlikle çalışmalıyız. Seçimlere bizim istediğimiz değil, kamuoyunun istediği adaylarla gireceğiz. Bunlar partinin sırtına binen değil, partinin yükünü alan, oylarını artıran adaylar olmalı.”
AK Partinin en yetkili, etkili ismi diyor ki; ‘Benim istediğim değil kamuoyunun istediğini aday göstereceğiz.'
Silivri çok iyi bilir tepeden inme adayların nasıl olduğunu… 2014 Tahir Sert diyeyim siz gerisini anlayın…
AK Parti ‘kamuoyunun istediği' adayı nasıl ve nereden bulacak peki?
Yerel seçim tarihi 31 Mart 2019… Kalmış 1,5 sene… Değişim kıstasını ağzından düşürmeyen AK Parti yarın belediye başkan adayını açıklamayacağına göre merak ediyorum kamuoyu bu adayı ne ara tanıyacak, sevecek ve de isteyecek?
‘Sevginar dur daha ilçe başkanlığını halledemedik, ne belediye başkan adayını kurcalıyorsun' diyenleri duyar gibiyim : ))
O meslek, bu iş zorlaştı diye diye konuşuyoruz ya aslında siyaset de çok sıkıntıya girdi… Halk giderek daha zor beğeniyor, daha güç çabalar sonucu memnun oluyor, her şeyi söylemenin ötesinde açıkça hakaret etmeyi hak görüyor vs…
Yaşam sınırları genişlerken, tahammül sınırları daraldı…
Seçmen olarak uzun zamandır bizi yönetecek sistemi, ideoloji ve kimseleri yüzde yüz belirleme noktasından çok uzaklarda bir seyir halindeyiz…
AK Parti'yi 2019 sürecine yerel/genel/cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha konsantre görüyorum… ‘Erken kalkan yol alır'ı biri oylarımıza, ülkeyi, şehirlerimizi yönetmeye talip olan diğer siyasilere de hatırlatsa iyi olur…
Halk nazarında ‘siyasetçi'nin imajı ile ilgili bir bozulma var ya… Siyasetçilerin buna karşı durması gerekirken, kayıtsız kalması çok garip. Ne kadar önemli bir görevi üstlendiklerini hissetmedikleri ve hissettirmedikleri sürece hayatımızda şikâyet ettiğimiz konuların enflasyonu devam eder.
Dünyada da, ülkemiz şehirlerinde, geçmiş dönem tarihimizde de siyaset eliyle ne güzel ve ne kadar özel değişim ve dönüşümlerin mümkün olduğunu görüyoruz…
Aday totosu yapmadığım için muhtemelen yazı çok hoşunuza gitmemiştir : ))
Aday potansiyelini germeyelim erkenden…
MHP sürpriz çıkarmaz ise, AK Parti'nin ilçe kongresi ile vereceği mesaj doğrultusunda siyasetten, hizmete yıldız falımız ortaya çıkar : )
Bugüne kadar olmayanlar değil bundan sonra olanların belirleyiciliği de ayrıca mühim mevzu tabi…

GÜNÜN SÖZÜ
Sormuşlar bir âlime: “HAYAT ne?” diye…
Demiş âlim; “İki yönlü bir yol devam eder bilinmeze. Sen görmemezlikten gelsen de vardır bir yoldaş her köşesinde. Bazen çıkarsın zorlukla dar bir yokuştan bazen de aşarsın dertleri sanki uçuyormuş gibi inerek buradan.”
“Peki, SEVGİ nedir?” demiş biri…
“Kalbine sığmayacak kadar geniş. Dedikodusunu yapamayacağın kadar temiz, kokusunu alamayacağın kadar uzak, hayal edemeyeceğin kadar yakın…”
“Ya KORKU nedir?” diye atılmış diğeri… “Bir yağmur damlasındaki barut kokusu. Belki de saklanılan bir hayal yontusuyla bir miniğin haykırışıyla da yüreği yaralı bir kuşun feryadı…”
“Peki ya UMUT nerededir?” diye atılmış bir umut avcısı. “Bilinmez de değildir bilirim yerini” demiş kaygılı ve tasalı. “Aradın boşuna her yeri ama unuttun en kolay yeri” besbelli bunu derken işaret etti insanın en derinden yaralanan yerini…
“Peki, DOST kimdir?” diye sormuş biri. Demiş; “Paylaştın mı sevgini, korkunu, ümidini ve yenilgini? Verdin mi desteğini, sordun mu halini, yolladın mı yüreğini, ağladın mı onun gibi?”
“Hissettin mi DOSTLUĞU?” demiş diğeri. Âlim demiş: “Karşılığı olmadan verilir mi hiç yürekteki sevgi? Dostluk dediğin; tek bir ruhun iki ayrı bedende dirilmesi…”
• Mevlana Celaleddin Rumi'nin notlarından alıntı

YORUM YAP