Sevginar Sali

Yeni hafta, eski gündem : )

Perşembe günkü köşemde gerçekleştirdiğim iki telefon görüşmesinde paylaşılan görüşlere yer vermiştim.
Vatandaş ne kadarının farkında nerede boşlukta kalıyor kestirmek zor da medya temsilcileri çok iyi bilir içindekileri (aklı ve kalbinden geçenleri) aktardıktan sonra "Bunları benim adımı vermeden yaz” diyen haber kaynaklarının durumunu… Ve bizleri getirdikleri konumu siz okuyucularımız zaman zaman tecrübe ediyorsunuz… Meslek kriteri; haber kaynağı kutsaldır, açıklanmaz…
Yazmasan suç ve eleştirilerin hedefindeki kişiyi kolluyormuşsun izlenimine açık davetiye…
İfadelerin sahibini yazmadan aktarsan; kişi var mı, yok mu belli değil… Tamamen kendin de uydurmuş ‘başkası söyledi’ deyip yazmış olma zannını kuşanmış ortaya çıkmışsındır…
Işıklar kimin söylediğini az çok tahmin etmiş etmediklerini de açıklama yapmaya engel saymadı.
Silivri Belediyesine 6 yılda 160 müfettiş geldiği şeklinde değil de biraz farklı bir açılımla "160’ın üstünde teftiş geçirdik. Bütün kararlarımız denetim altında… Bakanlığı biliyorlar İBB ayağından haberi yok arkadaşların anlaşılan. 160 teftiş geçirdiğimizi ispat ettiğim halde aktif siyaseti bırakacağını iddia eden arkadaş önce adını açıklasın. Kimliğini öğrendikten sonra aktif siyaseti bırakıp, bırakmamasını istediğime karar vereceğim öncelikle! Ama tahmin ettiğim kişiyle aktif siyaset onu bırakalı çok oldu durumun farkına varsın” şeklinde açıklamada bulundu Işıklar…
***
"Beş milyon mevzusu nedir?” diye sordu… Olayın bana aktarılma şeklini anlattım… "Böyle bir şeyden haberim yok. Ama anlatan arkadaş demek ki mevzuya epey hakim. Herkes bildiği, gördüğü ne varsa çıkacak ortaya açık açık koyacak. Bu sergilenen kaçak güreş ve çamur atmakla ancak kendilerini tarif ederler beni ise asla… Kimin ne yaptığını halk çok iyi biliyor. Güneşin balçıkla sıvanmadığına defalarca şahit oldum. İnandığım şeyleri, bildiğim şekilde savunmaya devam edeceğim” dedi.

HAYATIN DÖRT KURALI…

KURAL 1:
 "Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.

KURAL 2:
 "Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. 'Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı' gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir."

KURAL 3:
 "İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.”

KURAL 4:
"Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir."

YORUM YAP