Ahmet Yücegök

Tekrarlayacağım


Mendirek denilen yerde yıkımlar sonrası tartışmalara katkı olması dileği ile daha önce bu köşede yazdıklarıma katkı olsun diye tekrarlamak istiyorum.
2006    veya 2007 Yılında İBB ile Silivri Belediyesi Mendirek üzerindeki işletmeleri ilgilendiren bir anlaşmaya varıyor. İBB buraları,  (8) yıllığına Silivri Belediyesi’ne  tahsis  ediyor. Mendirek üzerinde tasarruf hakkını Silivri Belediyesine devrediyor.
Yıl 2009 …
29 Mart’ta seçimler yapılıyor.
Seçmen Silivri yerel yönetimini değiştiriyor.  
 Ama, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi değişmiyor. Ayni parti iktidarda.
Ve,  İBB’nin ilk Meclis toplantısında akla Silivri Belediyesi ile daha önce yapılmış olan yetki devri anlaşması geliyor. Anlaşmayı iptal edecek.
Silivri Belediyesinin yeni yönetimi, daha önce yapılan bu anlaşmanın devam etmesini istiyor. Meclisin gündemine ilk defa geldiği gün bu talebi dikkate alıp Başkanlığın gündeme koyduğu bu talep geri çekiliyor. Silivri’nin yeni yerel yönetimi seviniyor.
İki gün sonra …
Yine ayni talep gündemde…
 Silivri’den İBB’ye seçilmiş olan (7) üyeden beşi CHP’li (2)’si AKP’li. CHP’li üyeler “daha güzel olması için düzenleme yapmak şart diyorsanız, projesini siz çizin ama yetki Silivri Belediyesinde kalsın. Düzenlemenin sorumluluğunu ona verilsin, düzenlemenin  maliyetini de Silivri Belediyesi karşılamaya hazır” teklifini öne sürdü ama çoğunluk AKP’de olduğu için CHP’lilerin bu önerisi kabul edilmedi.
Öne sürdükleri…
Bu yerler dolgu alanı…
Yasaya göre İBB’nin yetki alanına giriyor. Ve, biz yapacağız.
Söyledikleri bu.
Evet…
2006 veya 2007 Yılında Silivri’de AKP’li Belediye var. Bu yerler Silivri Belediyesi’ne (8) sekiz yıllığına kiralanıyor. 2009 Yılı Mart ayı seçim oluyor. Yeni duruma göre hesapları yeniden gözden geçirmek gerek diyorlar. Bu güne sarkan malum yıkımların tarihçesi böyle…

YORUMLUYORUM
Silivri, geçtiğimiz günlerde ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan ve Emekli Albay Erdal Sarızeybek’i misafir etti.   
Silivri tarihinde, bir meydanda ilk defa bu kadar hedefi belli, açık ve net ve olayın üzerine giden bir konuşmalar yapıldı…
Yer… Yeni festival alınıydı.
Duyuru eksikliği, organizasyondaki eksiklikler bir yana, konuşmacıların kendileri ve konuşmaların içeriği önemliydi. Önemli mesajlar verdiler. Ve, konuşmaların özünü oluşturan bir dava ile İlçe Adı ile bütünleşmiş bir cezaevi olan bir ilçe idi Silivri…
Ve, o hapishanede kimlerin olduğunu gelenler biliyordu. Bu etkinlik, cezaevinde yatanlarına sevenlerine de kızanlarına da  mesaj oldu.
ADD Başkanı seçilen Tansel Çölaşan hanımefendiyi ilk defa meydanda dinledim hatipliğini beğendim. Siyasetçi de olması gereken bir hitabet özelliği var. Bana öyle geldi. Diğer konuşmacı Erdal Sarızeybek’i televizyonlardan tanıyordum da, meydan konuşmasını dinlememiştim. O da mükemmeldi…

***
Hafta içinde CHP Silivri İlçe Örgütü’nün her ay düzenlediği “ÖRGÜT KONUŞUYOR “ toplantısı yapıldı.
Bu toplantılar, her ne kadar örgüt  “konuşmak “ yerine” dinlemeyi “ tercih etmiş olsa da yinede Silivri’nin nabzının attığı yer oluyor.
Yerel de epey konuşuldu.
                                     
YABAN ELLERİN BİRİNDE 
Çok gezen ve ayni zamanda çok okuyan bir dostum anlattı...
Bir sahil kasabasında geçer olayımız. 
Kasabamız, bağlı olduğu Devlet Büyüklüğünde kente oldukça uzaktır. O devasa kente bağlı olmasına rağmen Kentin Belediye sınırları dışında kalmış sakin bir yerleşim birimidir.
Yıllarca kendi başına yaşamış.
Nimetlerinden de yararlanamamış bağlı olduğu kentin. Sonra, gün gelmiş şartlar değişmiş, yasalar değişmiş idari yapıda değişiklik olmuş. Birçok yetkisi elinden alınmış. Birçok hizmeti bağlandığı o kocaman şehir yapar olmuş.
Neticede, bu küçük Kasabanın Belediyesi seçildiği bu yerle ilgili bir çok kararı kendi başına  alamaz olmuş. Bağımsızlığı, bir anlamda kısıtlanmış.
Ama, kasaba insanın çoğu bu yasadan habersizmiş. Haberi olanlar da, bu yeni şartlara bir türlü ısınamamış. Her ne kadar yasalar uymak zorunlu ise de… 
Gün gelir o bağlı bulunduğu kocaman şehrin adamları, kasabanın tam göbeğindeki otoparkın gelirine el koyarlar. “Yasa böyle” deyip, sahilin dolgu diye bilinen yerlerin gelirine  el koyarlar. Ana Caddeler bizim deyip, yol kenarlarına park eden araçlardan para toplarlar. Suyunu, gazını benim şirketlerimden alacaksın.Yangınını ben söndürürüm. Kanalizasyonun tıkanırsa bana haber vereceksin, dediler. Tamam diyen olup olmadığını bilmiyorum. Ses çıkmaması bile kabul anlamı diyerek, yasadan kaynaklanan ne kadar hakları varsa hepsini kullanmışlar.
Ve, gün gelir, düzenleme yapılacak diye bazı işyerleri bir sabah yakınanda sabah kahvaltısı yapan kasaba insanlarının, sabah yürüyüşünden dönen mahallelilerin gözleri önünde  yerle bir edilir. Sabah sabah kasabanın içinde bulunduğu kocaman şehir zabıta ekipleri ve çevik kuvvet ekipleri gözetiminde yapılan bu işlemi. O  küçük kasabanın Belediye Başkanı şiddetle kınamış. Belediye başkanının mensubu olduğu siyasi partinin ilçe başkanı da ayni şekilde kınamış. Ama, maalesef yıkıma engel olamamışlar.
Ve, o malum kasaba da, yetki ve sorumluluk karmaşasının en somut örneklerinden başka bir örnek yaşanır. Ayni sahil kasabasının bir başka köşesinde bazı evler yıkılır
Onları yıkan da, yıktıran da, bağlı olduğu Kocaman Şehrin Belediyesidir ama yıkan araç ve gereçler kendi kasaba Belediyesine aittir.
Küçük kasabanın şirin insanları bunu da anlamakta zorlanırlar. Kendi seçtiği bu yöneticileri, kasabası ile ilgili her tasarrufta tek yetkili sanan kasaba insanı şaşkındır. Bilmez ki, en büyük yetki kocaman belediyededir.
Oysa, o sahil kasabasının, o güzel insanları bu ve benzeri manzaraları bir daha görmesinler diye o gün kasaba da iktidar olanları alaşağı etmişler.
Ne kadar da Silivri’ye benziyor…
Değil mi ?.

REFERANDUMDA…
12 Eylül günü önümüze gelecek olan Anayasanın bazı maddelerinin değişikliği ile ilgili “referandumda”  oyumu bu günden açıklıyorum.
Oyum “HAYIR”
Çünkü, her gün şehit cenazelerinin kaldırıldığı, ülkede bu kadar gerginliğe neden olan, yolsuzluklara bu kadar bulaşmış olan iktidarın başımızdan gitmesini istiyorum.

KISA-KISA…
* Kavaklı Belde iken eski Belediye Başkanı rahmetli Hasan ……. Başlatmış olduğu “ Mehmet Yenici Mehmet Yağlı Güreşleri yapıldı. Etkinliğin sahibi Silivri Belediyesi, güreş ağası CHP’li İl Genel Meclisi üyesi Gürcan Albayrak’tı.
* Sabahları sahilde çay içen bir gurup insan o saatlerde VUVUZELLA  gibi ses çıkararak  önünden geçmekte olan süpürge arabasından şikayetçi olmuş. Dileğini Silivri Belediyesi’ne iletmiş, etmiş. Sonrasında ne mi olmuş? Şikayeti, yapanın anlatması, sonrasında bir tane daha gönderilmiş. Hem de bu İkincisi en büyük boylarındanmış. Timur’un fil hikayesine benzemiş.
* Silivri Lisesi önümüzdeki öğretim yılında Meslek Lisesi olma durumu varmış. Lakin, tepki gösterenler çok fazlaymış. Nedeni, tarihi  yanı. Silivri Lisesi nasıl doğmuşsa öyle büyüsün diyorlar.    

YORUM YAP