Ahmet Yücegök

Silivri'den...

İlk okul birinci sınıflar ve Anaokulları için geçen Pazartesi günü zil çaldı. Bu Pazartesi günü ise tamamı okula başlıyor...
Hayırlı olsun!
***
“Silivri'de sokağa çık”
“Dünya Çöp Toplama Günü”
Evet… Bir çoğumuzun belki de ilk defa duyduğu bir gün “Dünya Çöp Toplama Günü”…
Silivri'de kutlandı… Bu bir ilkti…
Etkinlik, Cumartesi gün Fatih Mahallesi, Havuzlu Kahve Meydanı'nda Silivri Belediyesi Kent Konseyi tarafından organize edilmişti. Belediye Başkanı ve Kent Konseyi Başkanı haricinde bir çok siyasi parti ve STK vardı. Sembolik Çöp Toplama Merasimi sonrası her sivil toplum kuruluşu küçük, küçük söz aldı. Ben de, çoktan beri görmediğim Ökkeş ve Lütfü'nün Kahvesini ziyaret etmiş oldum…
***
Silivri, hafta boyu yağmurluydu, bu tam bir Sonbahar havasıydı… Balıkçılardan aldığım bilgiye göre “yağmurun denize ulaşmasıyla balıklar yağlanırmış” böyle olunca da balık lezzetlenirmiş…
***
Silivrili Hayvan Severlerin bazı yapmak istedikleri etkinlikler konusunda duyum aldım…
Ne olduğu, nerede olacağı, ne zaman olacağı, ne üzerine olacağı konusunda henüz kesin bil sahibi değilim. Kesinleşince bu köşeden duyuracağım...

YEREL SİYASET...
Nereye gitsek, hangi dükkana uğrasak “Yerel Seçim” muhabbeti. Neyi sorarsak soralım konu oraya geliyor. Hele de soruyu soran siyasetçi olunca başka muhabbet yok gibi…
***
Geçen Pazar günü CHP'nin kuruluş yıldönümüydü, bu nedenle CHP Silivri Yönetimi Çayırdere Mahallesinde PİKNİK gibi bir şey düzenlemişti. Pazartesi günü CHP mahallesinde herkes onu konuşuyordu sanki başka muhabbet yokmuş gibi...
***
AKP Silivri İlçe Başkanı, İlçe Binasında üretilmiş, Yerel Gazetelere postalanmış bir haber; “Belediyeden daha çok çalışan bir AK Parti var.”
Çalışma dediğine bakın!
• İBB bir eğlence düzenliyor, Silivri AKP İlçe Başkanı bu etkinliği kendi etkinleriymiş gibi, kendi hizmetleriymiş gibi, sahipleniyor. Sanıyor, Silivri insanı yutacak.
• Danamandra, Sayalar, Çayırdere Mahallelerine senede iki defa uğrayıp, iki kare fotoğraf çekip gazeteye göndermek…
Neyse…
Hafta başında, AKP Parti Yerel Yönetimler Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Eski Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir Silivri'deydi…
Önümüzdeki yerel seçimler için SAHA YOKLAMASI yapıyormuş…

ASLINDA NE OLDU?
Neredeyse, vatandaşın bilgileneceği tüm iletişim kanalları iktidarın eline geçti. Kanalın sahibi şu olur, bu olur önemli değil sonuçta iktidarın borazanlığını yapıyorsa onun sayılır. Rakamın bu kadar kabarık olması,yani medyanın tamamına yakınının bu kadar eline geçmesinin nedeni biraz da “borazanlık yapmam” diyeni anında bir kararnameyle, kapatabiliyor olması sanırım …
Mesela “ekonomide büyüme” dedikleri bir rakam açıkladılar. Hafta boyu konuşuldu durdu “kuşatmaya rağmen, epey büyüdük” deniyor. Bu nedir, ne değildir? Konuşulamıyor. Öte yandan, pahalılık almış başını gidiyor. İşsizlik diz boyu. Türk lirasının değeri yerlerde …
Borazanlık yapan o kanalların haberlerine çıkan iktidar yetkililerine göre “bunlar şer güçlerin lafları” imiş…
***
Ve… Unutmadan
Rıza Zarraf meselesi ne oldu?
Ne oldu, 17/25 Aralık akşamı gözlerimle gördüğüm ayakkabı kutusundan ortaya saçılan dolarlar?
Ne oldu, Bakan çocuklarının evlerinden çıkan para dolu kasalar ?
Ne oldu, “oğlum paraları sıfırla” diyen ses kayıtları…
Ne oldu? Unutan var mı?
Ya da… Hatırlayan var mı?

UNUTULMASI İMKANSIZ...
Yıl 1980…
Her sabah olduğu gibi yine kalkıyorsunuz işe gideceksiniz, kahvaltınızı yapıyorsunuz, her zaman olduğu gibi işyerine doğru yola çıkıyorsunuz. Ama, o ne?
Köşe başında iki Jandarma eri, gayet nazik bir üslupla “lütfen geri dönün evinize gidin sokağa çıkma yasağı ilan edildi” diyor…
Yapabileceğiniz pek bir şey yok…
Evinize geri dönüyorsunuz…
Sonra?
Evde televizyonun karşısına geçip neler olduğunu öğrenmeye çalışıyorsunuz ve öğrendikten sonra da bekliyorsunuz…
Öğleden sonraya kadar zor durduk…
***
Ondan sonrası çok yazıldı çizildi onun için tekrarlamak istemiyorum…
Yalnız şu kadarını söyleyeyim. Bu günler o günlerden daha ağır…
Ve bu günkü iktidarın temelleri işte o gün atılmış oldu…
Böyle düşünme nedenim darbe öncesinde “Sağ” ve “Sol” örgütlerden ne kadar genç varsa tek-tek toplandı…
Yalnız bu günkü iktidardakilerin içinde olduğu “Akıncı Gençlik Örgütü” üyelerine dokunmadılar...
Anladık ki, bu DARBE önceden tasarlanmış ve belli amaca odaklanmış, uzun vadeli planlara göre kurgulanmış ve hayata geçirilmiş…
Efendim “onlar maşaydı” “masumdular” diyemezsiniz çünkü darbeyi gerçekleştiren “beşibiyerde” en büyük gerekçe olarak Akıncı Gençlik Örgütü'nün siyasi yandaşı olan Milli Selamet Partisi'nin en son yapılan KONYA MİTİNGİ ve mitingde kullanılan pankartlar ve sloganları tekrarladı durdu…
Ve, sonuç…
(2) Milyona yakın insana gözaltı, bir o kadar insan fişlenmiş (230) bin kişi yarghılanmış (210) bin kişiye dava açılmış (300) kişi cezaevlerinde (171) kişi işkencede yaşamını yitirmiş (10) bine yakın işkence davası açılmış (388) bin kişinin pasaportuna el konulmuş (14) bin kişi vatandaşlıktan çıkarılmış (7) bin kişi için idam cezası istenmiş (5.517) kişiye idam cezası verilmiş (50) kişi idam edilmiş…
Kısaca, bu gün yaşadıklarımızın taşları o gün döşendi, diyebiliriz. Bu gün iktidarda olanların 2010'da ki referandum da “şöyle-böyle” demelerine aldanmayın hepsi aldatmaca…
Çünkü… Her şey meydanda.
Ve… En sonunda kendilerine bunların hesabı sorulmasın diye Anayasa yaptılar, o Anayasa'ya güvence maddeleri yerleştirdiler. Kendi Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile birlikte Anayasa'yı da referanduma sundular. Ve, sandıktan %91,5 (EVET) çıktı…
En son, Anayasa'ya koydukları o güvence maddeleri meclis tarafından kaldırıldı,ölüm döşeğinde iken, göstermelik soruldu…
Neyse…
Bu kadar uzun yazma nedenim…
Unutulmasın istedim!

İSTER İNAN İSTER İNANMA...
“…
Köprü ve otoyol ücretlerini neden dolar üzerinden ödüyoruz?”
(Devlet Bahçeli/MHP Genel Başkanı 6/8/2018-Cumhuriyet)

GÜNE UYAN...
“Nasıl çalıştığını bilmediğiniz şeyi kontrol edemezsiniz, kontrol edemediğiniz şeyi yönetemezsiniz, yönetemediğiniz şeye de sahip olamazsınız.”
(Mümin Sekmanoğlu)

VE, ŞAŞIRDIĞIM İLKLER...
•Cumhurbaşkanı Damadını Hazine Bakanı olarak atadı.
• Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle, kendisini Varlık Fonu Başkanlığına atadı... Yani, Kararname'de Atayan R.T.Erdoğan.Atanan,R.T.Erdoğan, Onaylayan da R.Tayyip Erdoğan adı oluyor.
• Cumhurbaşkanı, her yetkiyi kendinde topladı.Meclis bile devre dışı ve “faizlerin artmasına” karşı. Ama, Merkez Bankası tarihin en büyük faiz artışını yaptı. (Cumhurbaşkanının istemediği faiz artışını Merkez Bankası yapabilir mi ? Gayet tabi ki yapamaz. Şayet yapıyorsa altından ne çıkacak diye düşünmeyecek miyiz ?)

YORUM YAP