Adil Sirkecioğlu

Referandum


12 Eylül’de yapılacak Anayasa oylaması konusunda yazmamaya kararlıyım. Etkileme hakkını kendimde görmüyorum. Bilgilendirme görevi olanlar; bilgilendirmekten çok, etkilemeyi tercih ederek sonucun kendi siyasi menfaatleri doğrultusunda çıkması için gayret sarf ediyorlar. Koca koca profesörler yapılacak değişiklikleri madde madde anlatmaları gerekirken, siyasi davranıp karşı görüşte olanları susturmayı en azından konuşturmamayı amaçlıyorlar. Fırsatını bulsa karşısındakini boğacak, yok edecek bir görüntü kirliliğinin savunduğu değerlere en büyük zararı verdiğini anlamadan. Dayanakları ise kendilerinden daha komik. Güvendikleri halk bilmeden, düşünmeden oy verecek! ( İstemedikleri neticenin kılıfı şimdiden hazır ) Tıpkı sıfırcı hoca gibiler. Onlar ellerinden geleni yapıyorlar ama öğrenciler ( halk ) öğrenmek, anlamak istemiyor.
Kampanyanın lokomotifi partiler ise başka âlem. Asmak ve ip üzerinden siyaset yaparak mevcudiyetini devam ettirmek isteyen MHP, bu sefer astığı pankart üzerinden hayır diyor. Bahçeli’nin akıllarda kalan sözleri 50 NC kamyonla selpak göndermek. Reklam kokan bu cümle nedeniyle ilgili firmalar sponsor mu olur, yoksa izinsiz kullanıldıklarından dolayı dava mı açarlar zaman gösterecek. İdamlar nedeniyle ağlayan Erdoğan suçlanacağına, idamlar ve şehitler için daha fazla hassasiyet gösterebilen bir duruş sergilenebilseydi.  
“Kardeş kavgasına neden olmayın ” diyerek Erciyes’ten kovulanlar, neredeyse memleketten kovulacak hale geldiler. Geçmişiyle, eskisiyle göstermelik de olsa barışamayan MHP bugün en dinamik ve kalifiye elemanlarıyla kavga ederek çıkış yolunu bulacağını sanıyor. Onları vahşi suçlamalarla sindirebileceğini düşünen MHP, kendi ayağına kurşun sıktığını fark etmiyor. Ülke için Anayasa değişikliği anlamını taşıyacak olan 12 Eylül tarihi, MHP için hesaplaşmanın miladı olacak.  
CHP de ‘evet’ oyunu açıklayan belediye başkanından sonra milletvekili Eşref Erdem de ‘evet’ini gerekçeleriyle dile getirdi. Kılıçdaroğlu’ndan çok daha anlamlı konuları dile getiriyorlar. Genel Başkanları anayasa ile fındık, fıstık, kayısı bağlantısı kurmaya çalışırken; onlar konuyu esastan ele almış oldular. İşkenceyi, eziyeti yaşayanlar darbeye selam göndermeyi düşünürken, Kılıçdaroğlu Haberal’a selam göndermeyi tercih ediyor. Hızını alamıyor rahmetli Kazım Koyuncu’ya da selam gönderiyor. Yorgunluktan Önder Abisinin sözlerini yanlış anlamış herhalde. Olur, o kadar. Ak Parti’yi iktidarda tutan Büyükanıt’ın yargılanmasını istemek, kampanyanın omurgası oldu. Güzel de aynı suçtan dolayı CHP tarafından yargılanacak bir Kılıçdaroğlu’nu düşünmek bile istemiyorum. “ Sizi ben bile kurtaramam ” anlayışı CHP’nin geleneğinde var.
Konuyu dağıtmak için Mega Star Tarkan konserinden bahsedeyim. İzdiham yaşanan konserde Tarkan, Semiramis Pekkan’ı “hoş geldiniz Emel Sayın hanımefendi ” diye selamlamış. Gazeteler Ajda ile Semiramis’i karıştırdı diye hataya tüy dikiyor. Önder Sav; Tarkan’ı yanılttıktan sonra, tedbir olsun diye gazetecileri yanlış bilgilendirmiş olabilir mi?!
Erdoğan topyekûn Ak Parti hücumlarını güzel organize ederek sonuç almayı planlıyor. Tabanda taraftar bulamayacak iddiaları ileri sürenlerin tabansız kalacağını düşünüyor. Kısa vadede başarı sağlasa da, uzun vadede memlekete zarar vereceğini hesaplamak gerekiyor. Ak Parti ve diğerleri görüntüsü bugün için mağdur izlenimi verse bile, gelecekte mağdurun zalime dönüşme veya o şekilde algılanması kaçınılmaz gerçek olacak.
PKK’nın döşediği mayın kendi soydaşlarını vurdu. 30 yıl birlikte mücadeleden sonra iradesini teslim etmemesinin bedelini ödedi açıklaması pek çok şeyi gözler önüne seriyor. İradesini teslim edenlerin varlığını daha güzel ne ispatlayabilir? Varlığını PKK’nın varlığına feda edenlerin, iradelerini de teslim etmeleri acınacak bir durum. 21. yy. da iradesini teslim ederek siyaset yapanlar, silahlı mücadeleye kalkışanlar var oldukça anayasa yeni baştan yazılsa ne fayda sağlar?
 Hürhaber’in köşe yazarları kullanacakları oyları peş peşe açıklamaya başladılar. Şimdiye kadar tek ‘evet’çi benim. Silivri’de ‘hayır’ların üstünlüğünü peşinen kabul ettiğim için dert etmiyorum. Bu biraz da bu sıralar toz kondurulmamaya çalışılan ekibin sayesinde olacak. “Dokunma başkancağızıma ” taktiğiyle kazananlar kulübü üyeliğini garantilemek iyi akıl. Kutlamak zorundayım. Bükemediğim bileği öpme zorunda bırakan şartlara lanet olsun!  
Hürhaber köşe yazarlarının oyuyla yetinmeyip; Silivri ileri gelenlerinin, esnafın, STK’nın, vatandaşın oyunu da bire bir görüşmelerle yansıtsa büyük bir hizmet yapmış olacak. İlgililer oyunun rengini gerekçeleriyle açıklayarak hem rahatlar, hem de toplumu bilgilendirmiş olurlar. İradelerini teslim etmeden açıklama yapacaklar arasında merak ettiğim çok isim var. Yazacak olsam sayfa yetmez. Silivri’nin gelecek siyasetini şekillendirmede de fayda sağlayacağına inanıyorum.
İradesiz kalmayın…

YORUM YAP